Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ekonomiye hapsolmak

Ekonomiye hapsolmak

Cumhurbaşkanının bütün itirazlarına hatta rest çekmesine rağmen geçen hafta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu politika faizini yani haftalık vadeli repo ihale faizini 625 baz puan arttırdı.

Kimsenin beklemediği bu kadar yüksek bir artış sonrası TL bir günlük süre için değer kazandı.

Sonuçta yine olanlar oldu ve Cumhurbaşkanı Merkez Bankasının faiz ile ilgili politikaları hakkında konuştu ve dolar yine verdiğini aldı ve eski değerine yakın bir seviyede değer kazandı.

Merkez Bankası yıllardır uygulamaktan hiç taviz verilmeyen Kemal Derviş ekonomisinin bir gereği olarak fiyat istikrarını desteklemek amacıyla ekonomi ve bankacılık çevrelerinin beklentilerinin bile daha üst bandında bir artışla kendince elini güçlendirmeye çalıştı.

Hâlbuki Merkez Bankasının faiz kararından sadece birkaç saat önce Türkiye Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan faizlerin düşürülmesi gerektiğini söylemişti.

Söylemişti de kim dinler hesabı yapıldı diye düşünebilirsiniz.

Merkez Bankası hangi gün Cumhurbaşkanını dinledi de bu gün dinleyecek de diyebilirsiniz.

Üçüncü bir ihtimal daha var söylenmesi gereken.

Ama söyleyenlerin ne ile suçlandığını ve başlarına nelerin geldiğini duydukça söylesek mi acaba bu ortamda diye düşünmeden edemiyoruz.

Bu aşamada en kolay söyleyeceğimiz şey şudur:

Bu ülkede faize de enflasyona da cidden karşı olduklarından şüphe etmediğimiz Cumhurbaşkanı ile Hazine Bakanının yapmaları gereken şey faiz ve enflasyon konusunda hiçbir şey söylememeleri gerektiğidir.

Çünkü “Ey faiz lobisi” veya “üst akıl” denilen yapılar sanki Cumhurbaşkanı ve Hazine Bakanı ile inatlaşırcasına her konuşmalarından sonra faizleri ve döviz fiyatlarını artırıveriyorlar.

Bunun sonucunun Cumhurbaşkanı tarafından ülkenin büyümesini milletin zenginleşmesini yavaşlatacağı ve yatırımları azaltacağı sıkça ifade edilmesine rağmen ve bizim ekonomimiz de içten ve dıştan gelecek bütün darbelere güya hazırlıklı ve dirençli olduğunun açıklanmasına rağmen bir anda döviz ve faiz şaha kalkmaktan kaçınmıyor.

Hakikaten Merkez Bankası’nın geçen hafta yaptığı 625 baz puanlık faiz artışının AKP’nin 16 yıllık iktidarında bir anda yapılan en büyük faiz artışı olduğunu bilmemize rağmen bu artışın bu ekonomik tavır devam ettiği sürece bir işe yarayacağına inananlardan mısınız?

Bunun faydalı olacağına inanıyorsanız Külliye ve ekonomi yönetimi tarafından yeniden hazırlandığı ve bu ay sonuna doğru Hazine Bakanı tarafından açıklanacak yeni “Orta Vadeli Plan’ın” ekonomide yeni bir yol haritası oluşturacağına da işe yarayacağına inanıyorsunuz demektir.

Bunu şunun için söylüyorum.

Bir tarafta Cumhurbaşkanı geçmiş 16 yıllık tek parti iktidarında yapılanlara bakarak tecrübesiyle Merkez Bankasının tüm müdahalelerine karşın şimdiye kadar hiçbir zaman enflasyon tahminini tutturamadığından şikâyet edecek ve Kemal Derviş ekonomisinin değişikliği ile ilgili hiçbir tavır göstermeyecek siz buna karşılık her zaman yeni(!) olan yeni planlara inanacaksınız?

Sahi size göre bu aşamada Merkez Bankası'nın tek hamlede ve bu kadar büyük bir oranda faiz artışı ne anlama geliyor?

Mesela Türkiye’nin uzun vadeli politikalarına dair güvensizliğin devam ettiğine işaret etmesi anlamına mı geliyor?

Mesela özellikle çok önem verdiğimiz dış piyasaların güvenini kazanmak konusunda bir sıkıntı yaşadığımız belli olmasına rağmen Merkez Bankasının bu aşamada güven tesisi için bu güne kadar gecikmiş bir adımı mı atmış olması anlamına mı geliyor?

Ya da dilimiz varmıyor ama Merkez Bankası Cumhurbaşkanın direkt olarak yüzüne söyleyemediklerini böylelikle faiz artışıyla mı söylemeye çalışıyor?

Eğer böyle bir durum varsa Merkez Bankası’nın tahminlerin üstüne çıkan faiz artışı döviz kurlarındaki fırtınanın ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor olması bakımından bir dönüm noktası sayılmalıdır.

Yılsonunda enflasyonun % 20’nin üzerinde çıkacağı hemen hemen kesin gibi görülürken Merkez Bankasının Faiz kararı öncesinde Cumhurbaşkanı’nın faiz enflasyon ve faiz artışı ile ilgili eleştiri sözleri olmasaydı bu yüksek faiz artışından daha iyi sonuç alınabilirdi diye düşünüyorsanız en başa dönüp şunu tekrar söylememiz gerekecek;

Lütfen konuşmayın ki, Millet olarak faiz enflasyon tartışmalarına hapsolup, ekonomide daha fazla boğulmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi