Bazı arkadaşlarımız haklı olarak: “Yahu bıktık artık şu ekonomi konuşmaktan. Ekonomi, ekonomi, ekonomi; nedir bu yahu, başka hiçbir konu konuşulmuyor. Ne ayet, ne hadis, ne din, ne iman bu kadar da bunun üzerinde durulmaz ki canım…”şeklinde haklı bir serzenişte bulunuyorlar. Haklılar dememizin sebebi; bir şeyi haddinden fazla önemseyerek onu putlaştırmaya kadar gidilir ki bu çok büyük bir tehlike ve sapkınlıktır. Bugün paranın putlaştırılması, devletin putlaştırılması, bayrağın putlaştırılması, ırkın/ırkçılığın putlaştırılması, kadının ve çocuğun putlaştırılması, nefsin, heva ve hevesin putlaştırılması, hatta ve hatta (sahte) Müslüman-cı-lığın putlaştırılması sözkonusudur. İşte bu bağlamda ekonomi de putlaştırılmış ve dillerden düşmez olmuştur. Bu kadar uzun ve açıklayıcı olmasa da haklı olarak rahatsız oluyorlar.

**

Konuya sakin bir tavırla;(ne ifrat, ne de tefrit veya ne tez, ne de antitez) bakacak olursak ki; ben konuları ele alırken % 80-90 ilk yaratılıştan ele alırım. Daha cennette yeryüzüne indirilmeden hatta çamurdan yaratılan Âdem’e ruh üflenip ayağa kalkınca vücudu ete kemiğe büründü, ağzı-burnu, karnı, bağırsakları, midesi ve her organı var olarak yaratıldı. Arkasından Havva annemiz de ondan(Âdemden) et ve kemikten midesiyle yaratıldı. Yeme-içme orada başladı. Cenabı Allah: “Burada her şeyi yiyip-içebilirsiniz, ancak şu ağaç hariç(o ağaçtan yemek yasak) buyurmasına rağmen o kadar yiyeceğin içinde illaki o ağaçtan ikisi de yedi ve cennetten uzaklaştırıldılar. Yeryüzüne dünyaya indirildiler.

**

Yeryüzünde iki insan; bir erkek ve bir kadın başka kimse yok. Uzun yıllar sonra ayrı yerlere indirilen eşler buluşup evlenip bir sürü çocukları oldu. Yeryüzünün ilk insanları (ne kadar az olurlarsa olsunlar) yeme-içme sorunu, barınma sorunu ve giyinip-kuşanma sorunu gibi direk ekonomik sorunlarla karşılaştılar. Demek ki ekonomi daha cennette başlamış ve yeryüzündeki ilk nesille de yeme-içme onu temin ve tedarik etme noktasında yoğunlaşarak devam etmiştir.

Onun için bizim dinimiz son din ve son peygamber Hz. Muhammed (asv)’la gelen İslam ve onun kitabı Kur’an’ı Kerim’in kapağını açtığımızda karşımıza çıkan ilk Fatiha Suresi “Allah’tan başka hiç kimseden istememeyi…” öğretir. Öbür sayfada “Elif lam mim”, sayfasında “Bizim verdiğimiz rızıktan infak ederler(infak edin)” ayetini görürüz. Bundan sonra Kur’an’ın neredeyse her suresinde ekonomiyle ilgili ayetler olacak ve ne zaman Allah namazla ilgili bir ayet bildirse zekâtla birlikte zikredecektir.

**

Kur’an ekonomi konusunu çeşitli başlıklarda ele almış olup bunlara geçmeden önce Kur’an’ın genel olarak bütün konulara ve özelde ekonomiye bakışını birkaç maddeyle sıralamak istiyorum.

-Her şeyin yaratıcı Allah’tır. Dünyayı ve içindekileri yoktan var eden Allah’tır. Rızkın sahibi Allah’tır, rızkı veren Allah’tır. Malın-mülkün sahibi Allah’tır. Allah’tan korkun ve ahirette hesap vereceğiniziunutmayınız. Haramyemeyiniz, azabı şiddetli olan cehennemdensakınınız. Helal rızık yiyiniz. Herişte niyetiniz halis olup, samimi Allah rızası için olmalıdır. Kendi kafanızdan din(din kuralları) uydurmayınız, helal ve haramı bozmayınız. Ölçüye tartıya dikkat ediniz, çalmayınız, kandırmayınız, teraziyi bozmayınız. Allah’ın şeriatına uyarak yaşayınız, yetim hakkı yemeyiniz. Aç gözlü olmayınız, adaletli davranın kimsenin malına elindekine göz dikmeyiniz. İnsana da hayvana da merhametli davranınız. Faiz olarak insanların kanını emmeyiniz kimseye de emdirmeyiniz. Sınırları, haddi aşmayın, israf etmeyin, cimrilik te yapmayın. Servetin zenginler arasında dolaşıp duran bir meta olmasını engelleyiniz…

**

Dinimiz ekonomik faaliyetleri ibadet olarak kabul edip her ekonomik faaliyet insanı Allah’a götüren önemli bir umdedir, ona göre uygulanış şartları vardır. Bunlar emirler ve yasaklar olarak ikiye ayrılırlar

- Emirler

Zekât, Kurban

Sadaka(fitre),Oruç

İnfak(nafaka), Alış-veriş(bey’)

Karzıhasen(borç verme), Cezaların fakirleri doyurarak ödenmesi

Helal olan her türlü,Üretim yapmak

- Yasaklar

Haram yiyecek ve içecekler

Çalıntılar(çalmak) hırsızlık

Riba-faiz, İsraf, Şatafat

Aldatma, terazide oynamak

Beytül malı boşaltma/yeme

Ufak-ufak tırtıklamak (Mutaffifin

**

Dikkat ederseniz hem emirlerde ve hem de yasaklarda; İslam kişinin kendisi kadar hatta daha fazla etrafını fakir-fukarayı gözeterek toplumu devleti açlıktan fakirlikten kurtarmayı amaçlamaktadır. Çünkü toplumun fakirleşmesi; kaostur, terörizmdir, kötülüktür.

Kimilerinin ekonomiyi sadece sabır ve tevekkülle günahları israfları görmezlikten gelerek örtmeye çalışması gibi algılamanın doğru olmadığı gibi, kimilerinin de dinsiz-donsuz ekonomiyi iki yumrukla düzeltmeye kalkması gibi safsatalardan uzak; özet olarak Allah’ın helal kıldığı ve emrettiği ekonomik faaliyetleri hemen acilen ve eksiksiz yapmalıyız. Ayrıca Allah’ın haram kıldığı bütün ekonomik faaliyetlerden uzak durarak hayatımıza bir çeki düzen vermeliyiz. Bunu konuşmasak olmaz, yemeden içmeden yaşayamayız. Bu ekonomi(para) midesi ve Gözütok olanları vezir yaparken, midesi ve Gözü açları da hem dünyada hem de ahirette rezil eder. Hele hele fakir-fukarayı, garip-gurabayı ezen, lüks ve şatafat içinde yaşayanları Allah asla affetmez.