Ekonomi konuşmak
Dikkat ediyorsanız seçim öncesi ekonomik konuları gündeme getirdiğimizde bizi dünyalık işlerle uğraşmakla suçlayan herkesin son günlerde ekonomi konuşur olduğunu görüyoruz.
Dolar ve Euro başta olmak üzere borsanın kazançta veya kayıpta olması temel derdimiz oluverdi.
Seçimin öne alınmasının en büyük sebebi “ekonominin yönetilir olmaktan çıkma ihtimalidir” dediğimizde bizleri karalayanlar seçim sonrası oluşan olumsuzluk nedeniyle yine bizi sorumlu tutmaya kalkıştılar.
Türkiye’nin NATO’ya katıldığı zamandan bu tarafa ABD’nin hiçbir zaman Türkiye’nin dostu olmadığını bu güne kadar aldığı tüm kararlar ile ispat etmiştir dediğimizde ısrarla ABD ile stratejik dost olunduğunu ifade edenler seçim sonrasında dövizlerin yükselmesinden yine bizleri sorumlu tutmaya devam ettiler.
Seçim öncesinde Hükümeti ikaz mahiyetinde "Üretime dayalı olmadığı için memlekete faydalı olmayan her yatırım İSRAF'dır” dediğimizde, memleketin gelişmesini istemiyorsunuz diye hakarete varan laflar edenler Türkiye’nin yatırım yapmamasının sebebi olarak yine bizi göstermeye kalkıştılar.
Şimdi seçimden yaklaşık 2 aydan fazla bir zaman geçmiş durumda ve dün yatırımlar yapılıyor diye betona gömülen milyarları alkışlayanlar bu gün Hükümetin güya memleketin gelişmesi ilerlemesi için yapmayı düşündüğü 2000’e yakın projeyi ekonomik sebeplerle durdurduğunu açıklamasını yine var güçleriyle alkışlamaktan geri durmuyorlar.
Dün algı yönetimiyle neyi alkışladıklarını bilmeyenler bu gün de yine aynı algı yönteminin tesiriyle yine neyi alkışladıklarından haberdar bile değiller.
Biz daha önce de görmüştük bu şaşkın ördek davranışlarını.
Ama geldikleri noktada bilmedikleri halde ekonomiden bahsetmelerinin onları yine aynı hüsrana götüreceğini hatırlatmaktan geri durmayacağız.
Bu ülkede özellikle Hükümetlerde yer alan kişilerin ekonomiden bahsettiklerinde bu ülke hayrına iyi şeyler söylemediğini ısrarla söyledik yine söylüyoruz.
İster dışarıdan ithal edilen kişiler olsun ister içeriden göreve getirilsin maalesef sonuç çok değişmiyor.
Çünkü uygulanmakta olan bu sistem bu ülke hayrına bir sistem değil.
Bu dün de böyle idi bu gün de özellikle böyle devam edip gidiyor.
Bunun en büyük ispatı daha dün denecek bir zaman öncesinde İMF ve Dünya Bankası’nın direktifleriyle ekonominin başına getirilen Kemal Derviş’in tezgâhladığı ekonomik programın hâlihazırda hiç değişmeden uygulanıyor olmasıdır.
Kemal Derviş bu ülke kaynaklarını nasıl yurtdışındaki faiz lobisine peşkeş çekmiş ise bu hükûmet de o dönemde ödenen faizden kat kat fazlasını Hazinenin hala her ay yapmaya devam ettiği faiz ihaleleri ile iç ve dış faiz lobilerine ödemeye devam etmektedir.
Kemal Derviş döneminde güya dış dünya ile entegre edildiği iddia edilen bankacılık sisteminin bu ülke hayrına olmadığı ve daha geçen hafta gece vakti yaşanan ucuz döviz satışı işlemi ile bir kez daha ispat edilmiştir.
Bu ülkede yaşayan herkesi taşın altına elini koymaya çağıranların kendilerinin ellerini taşın altına koymadıkları bankalarda veya yastık altında tutulan altın ve dövizlerin satış rakamlarından daha çok altın ve döviz alımının gerçekleştiğinin açıklanması ile yine ispat edilmiş durumdadır.
Bu ülke insanı Hükümetin kendisine ve milli parasına güvenilmesini her istediğinde mutlaka bir şeyler yapmıştır ama maalesef hüsrana uğramaktan kurtulamamıştır.
16 yıllık tek parti iktidarında sürekli olarak ekonominin iyi gittiğine inandırılan milletin yaşadığı döviz kılıflı örtülü % 50’lik bir devalüasyon neticesi fakirleşmesini bile iyiye gidiş olarak takdim edenler bu milletin dostu olamazlar.
Önce yükseltilen sonra da bir miktar düşürülen döviz fiyatlarıyla üçkâğıt ekonomisinin nasıl yürütüldüğünü hala anlamayan vatandaşların % yüz bu ülke üretimi olduğu halde satın aldığı malların fiyatlarındaki % 50’yi aşan zamları görmezden gelip hala yaşanan bu zulüm düzenini hayatın olağan akışı olarak görüp üstüne üstlük bir de ekonomiden bahsetmesi akıl alır gibi değildir.
Ülkenin üretim yapan sanayi tesislerini bir bir elden çıkardıktan sonra dün üst akıl dediği yabancı ülkelerin kapısında para dilenmenin bu ülke insanını faydasına yapılmış ekonomi yönetimi olmadığını anlamak için daha kaç örtülü devalüasyon yaşamamız gerekecek?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.