Yeni eğitim yılında eğitime yönelik fikirlerimizi serdetmeye devam ediyoruz efendim. Eğitimin başarılı olması için iyi, kaliteli, nitelikli eğitim materyalleri gereklidir. Bunların içine öğretimde kullanacağınız doğru, güvenilir bir müfredat ve hep belirttiğimiz gibi nitelikli, ne yaptığının farkında olan, işinin kutsiyetinin bilincine erişmiş vasıflı eğitmenler giriyor. Hepsinin en temelinde de eğitime adanmış bir eğitim politikası gereklidir. ‘Dostlar iş başında görsün’ değil tüm kadrosuyla Milli Eğitime adanmışlık sergilenmeli ki hayırlı ve özlenen neticeler çıkabilsin.

İnsan karakter ve kâbiliyetini geliştirmeyen, ezberci, taklitçi, özgüveni eksik, üretime yönelmeyen bir eğitim açık sahillerde boşa kürek çekmektir. Kâinâtın varoluş gerçeğinden bahsetmeyen, hakiki ilimle yakın temas kurmayan kuru bilgilerle eğitim yapılamaz. Yapılırsa bugünkü gibi kafasını çalıştırma zahmetine katlanmayan kopyacı, başkalarının verileriyle idâre etmekle yetinen, tembel, uyuşuk bir nesil yetişir. Eksikli, kusurlu, hatâlı eğitim noksanlı, kusurlu ve hatâlı nesiller ortaya çıkarır.

Eğitimi gerçekleştirirken kullanılan vasıtaların iğneden ipliğe hep doğru vasıfta olmasına özen gösterilmelidir. Yanı sıra iş sözden öze inmeli. Pratik hayâta inmeyen gerçekler ancak lafta kalır da pek kıymeti olmaz. ‘Yaşa ki yaşatasın’ gerçeği eğiticilerin temel prensibi olmalı.

Aynı zamanda eğitim kurumlarında verilenlerin her zaman vurguladığımız gibi toplumda yaşayan değerlerle çelişmemesi gerekiyor. Adı ‘Milli’ olan eğitim halk arasında yaşayan mânevî ve kültürel birikimleriyle bütünlük arz etmelidir. Daha açıkçası çocuklarımıza milletimizin değerlerine ters bir eğitim modeli sunulmamalı, aile-okul, veli-öğretmen tezâtı oluşturulmamalıdır.

Medeni milletlerde, ülke problemlerinin ve toplum sıkıntılarının giderilmesi eğitim ile olmalıdır. Kavga, dövüş, sataşma, çatışma, incitme hatta vurma, kırma, yaralama, öldürme şeklinde tasvip edilmeyen davranışları eğitimli insanlar sergilememeli. Her saldırgan tavır medeniyetsizlik göstergesidir. Ülkeler bazında bu olumsuzlukların mevcûdiyeti söz konusu iken dünya coğrafyasında da sergilenen tüm vahşi ve saldırgan davranışlar eğitimin dünya açısından da ne kadar yetersiz kaldığını ortaya koyuyor. Yine tekrar ediyoruz ki, insanlar-toplumlar-ülkeler arasındaki tüm anlaşmazlık ve problemler ancak eğitimle çözülebilir ve çözümlenmelidir.

Yeni Türkiye’de yenidünya düzeninde bize en çok eğitimle ile gelecek yenilikler mutluluk getirebilir. Bu vesileyle eğitim yoluyla önce insana saygı işlenmeli. Bugün televizyon ekranlarında göstere göstere kesilen insan başları insanın tavuk kadar değeri olmadığını ortaya koyuyor. İnsana saygının yanı sıra toprak kutsiyeti yâni vatan duygusu, bağımsızlık şerefi, insanlık onur ve haysiyetinin değerliliği tüm insanlığa eğitim yoluyla verilmesi gereken temel öğelerdir. Zira bugün insanlığın bu duygulara âcilen ihtiyâcı var.

‘Dinsiz toplum düşünülemez’ gerçeğinden hareketle eğitim içerisinde ‘din’ olgusu en yetkili yerlerden yeni yetişen nesle mutlaka sevdirerek ve sindirerek verilmelidir. Din eğitiminin yeni yetişen nesle verilmesinden kimse korku duymamalıdır. Din eğitimi ile insanlar birbirlerinin hakkına tecâvüz etmemenin önemini kavrarlar, adâletli, çalışkan, cesur olmayı öğrenirler. Yardım etmenin, saygılı olmanın güzellik heyecanlarını yaşarlar. Başarının, sevginin, özgüvenin, görgünün nice mutluluk kapılarını açacağı gerçeğini görürler. Çeşitli silahlarla ölen mâsumların da yaşamaya hakları olduğunu ve bunu o insanların elinden alma yetkisinin kimseye tanınmadığı hakikatinin dindeki yerini öğrenirler. Din ve dînî kuralların insanları mutlaka ahlaklı kişiler yapacağı ve dînin insana erdemli davranış modelleri kazandıracağını herkes bilmeli ve öğrenmelidir.

Bu yazdıklarımız her millete lâzım olacak temel ideal eğitim unsurlarıdır. Gâyesi ideal olmayanlar yaptıklarından başarılı neticeler elde edemezler.

Gelecekte yeni Türkiye ve yenidünya düzeninde eğitim yoluyla kazandıracağımız nice güzelliklere…