Geçen Çarşamba günü Dedeman Otel’de Konya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün “Eğitimde Kalite Yönetimi Uygulamaları Paylaşım Toplantısı ve Ödül Töreni vardı.” Köşe yazarı olarak birkaç arkadaşla birlikte bu toplantıya ben de katıldım. Kalite meselesi yıllar önce ilgilendiğim bir konu idi. O zamanlar konu ile ilgili birkaç yazı da yazdığımı hatırlıyorum.
Sadece eğitimde değil, bütün iş kollarında ve bütün kurumlarda başarının sırrı kalitede gizlidir. Kalite yoksa başarı da yoktur.
Dünyada kalite meselesini ve uygulamasını ilk ele alan ve hayata geçiren toplum biziz, başka bir ifade ile Osmanlı’dır. Batı, asırlar sonra bunun önemini keşfetmiş ve sistemleştirmiştir.
Şimdi genel hatları ile Toplum Kalite Yönetimi şöyle ifade ediliyor.
“Toplum Kalite Yönetimi, bir kuruluşun bütün faaliyetlerini sürekli olarak değerlendirilmesi ve geliştirilmesini öngören yaklaşımdır. Yani kuruluşun faaliyetlerinde kaliteyi yükseltirken her aşamada oluşması muhtemel hataları önleyerek kalitenin yükselmesini hedefler. Bu düşüncenin temelinde katılımcılık vardır ve amaca ulaşmada fertlerin biri birlerine iyi niyetle yardım etmeleri esastır.” Kalite aynı zamanda bir ekip çalışmasıdır.
Türkiye’de eğitimde Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları, 1999 yılında başlamış. Yani konu yaklaşık on yıllık bir maziye sahip, yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Gelinen nokta, gelecek için gerçekten umut vaat ediyor.
  Özel Gençlik İlköğretim Okulu Konya’da, 1995 yılında kurulmuş. 1999 yılında da Toplam Kalite Yönetimi çalışmalarına başlamış. Ve Konya’da üst üste beş yıl, yılın kaliteli okulu il birincisi olmuş. Bu yıl da Türkiye ikinciliğini kazanarak kalite beratı almaya hak kazanmış. Konya’da bir özel eğitim kurumunun bu başarısı gerçekten her türlü takdirin üzerindedir. Yine bu konuda Konya’dan başarılı diğer bir okulumuz da, Mehmet Beğen İlköğretim okuludur. Her iki okulumuzun öğretmen ve yöneticilerini tebrik diyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Burada başka bir konuya da temas etmeden geçemeyeceğim. Günümüz Türkiye’sinde özel eğitim kurumları, devlet okulları ile âdeta yarış halinde. Bazı özel okullar, devlet okullarını bile geçmiş durumda.
 Herkesin bildiği gibi, devletin üç ana konudaki harcamaları büyük boyutlardadır. Bunlardan birisi eğitim, diğeri sağlık, diğer birisi de savunmadır.  Savunma harcamalarının devletin sırtından atması mümkün değildir. Ama günümüzdeki gelişmeler karşısında eğitim ve sağlık harcamaları, kısmen de olsa özel kurumlarla azaltıla bilir. Devlet bu iki alandaki teşviklerini daha da artırmalıdır. Nitekim Osmanlı, eğitim ve sağlık meselelerini büyük ölçüde asırlar boyu vakıflarla çözmüş, eğitim ve sağlık harcamaları devlete önemli bir yük getirmemiştir.
Yine Osmanlı’da yirminci yüzyıl başlarında özel okulların hayata geçirildiğini görüyoruz. Fakat özel okullar, Cumhuriyet’le birlikte kaldırılmış. Tekrar bunların açılması için yarım asırdan fazla bir zaman, beklemek gerekmiştir.
Başarılı ve kaliteli bir gençlik, en büyük beklentimizdir. 
Bu iki başarılı okulumuzun yönetici ve öğretmenleri ile Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzü tekrar tebrik ediyorum.