Düştüğümüz yer, düşü kurduğumuz yer..!
Günümüzde maalesef ecdadı yâd etmek, anlamak ve kavramak temelli laf çok ama icraat neredeyse hiç yok…
Oysa bugünün tüm dertlerinin ilacı ve reçetesi tozlu ecdat sandıklarında yatıyor… Hastalıkların temeli de orada, dertlerin devası da…
600 yıllık devin hangi evrelerden geçirilerek diz çöktürüldüğü, daha sonra da ortadan kaldırıldığı yakın ve uzak tarihimizde tüm görmezden gelmemize rağmen mahzunca orada duruyor…
***
Osmanlı özlemi ile birlikte Osmanlı’nın son dönem hastalıklarını da bugün derinden yaşıyoruz…
Tahayyüllerimiz, söylemlerimiz ve naralarımız;
Fatih Sultan Mehmet Han, Kanuni Sultan Süleyman…
Ama dış politika da amellerimiz, içinde bulunduğumuz atmosfer ve bize yaşatılan dönem neredeyse;
Sultan Reşat ya da ancak Vahdettin…
Bir millet şayet ayağa kalkacaksa, doğrulacağı yer düşürüldüğü son noktadır… Düştüğümüz yerdir, büyük düşlerimizi doğrularak yeniden canlandıracağımız nokta…
Aynı “Yiğit düştüğü yerden kalkar…” atasözümüzde anlatılmaya çalışan gibi…
***
Tarihe karşı sorumluluklarımızı sosyal projelere çeviren o kadar az çalışma var ki etrafımızda, efkârlanmamak, yiğidin hala düştüğü yerde çaresizce debelenmesini izlemek son derece üzücü…
Bu anlamda genç neslimize tarihi sorumluklarını hatırlatan, bir anlamda inatla tarih dokusuna bugünü aşı yapan, DNA’sında bulunan o geni parlatarak ortaya çıkartmaya gayret eden kim varsa hayatım boyunca hayranlıkla izlemişimdir…
***
Büyük bir gurur ile söylemek gerekirse son dönem bu işi Türkiye’de en iyi Selçuklu Belediyemiz yapıyor…
Önce bu toprakları kendilerine payitaht yapmış Selçuklulara dair ne varsa ortaya çıkartmaya gayret ettiler… Bu topraklarda yaşayan çocuklara “Selçuklu Torunu olma” fikrini ve sorumluluğunu aşılamaya çabaladılar…
***
Ardından dünya tarihinin en şanlı, en hazin, en destansı savaşlarının verildiği Gelibolu Yarım Adası’na, “Selçuklu torunları, dedeleriyle buluşuyor...” sloganıyla 6 bin 200 liseli genci uçaklarla taşıdılar…
Hem de gençlerin sosyal aktivitelerde görmezden gelindiği bir dönemde onlara “VİP” hizmeti vererek…
***
Şimdi de Osmanlı’nın köklerinin atıldığı ecdadın yattığı, Bilecek ve Söğüt’te ecdat ile bin 400 gencimizi buluşturmak için yeni bir proje çalışıyorlar…
Slogan yine çarpıcı;
“Selçuklu torunları, Osmanlı’nın izinde...”
Tebrik ediyoruz, herkesin hamasetini yaptığı bir dönemde gençliğin kalbinde ecdadı hak ettiği anlamda yeniden yeşertmeye çalışma gayretlerinizi yürekten kutluyoruz…
***
“Başarılı bir belediye başkanı nasıl olur sizce..?” tarif et deseler şahsen;
“Şehrin kadim siluetine eser vererek girebilen ve gönüllerde sönmez ebedi kıvılcımlar yaka bilendir.” derim…
Teşekkürler Uğur İbrahim Altay…