Dünyânın beşli çıkarcıları
Uluslar arası Barış Enstitüsünün (SIPRI) raporlarına göre dünyâdaki en büyük harcama ‘ülke güvenlik korumaları adına yapılan askeri harcamalar’dır.
Peki, sormak gerekir ki askeri sahada yapılan bu harcamalara rağmen dünya daha güvenli bir hâle gelmiş midir? Genellikle gelişmekte olan ülkelerde yedi milyonun üzerinde ailenin beş yaşın altında ölen çocukları bu askeri gücün, güvenlik durumunun neresindedir? Yine dünyâda bir milyara yakın insan gerekli gıdaya erişemeden yaşıyor, yeterince beslenemiyor, açlık sınırının altında yaşıyor. Silahlanmaya harcanan para aç insanlara teselli olabilir mi? Nedir böylesine insanların birbirinin boğazına çökmesi, harcamaların hep askeri sahaya kayması?
Güya barışı getirmek adına düzenlenen savaşlarda kullanılan askeri malzemelere harcanan paralar, nice aç insanların barış içinde yaşamasına sarf edilebilir. Bütün dünya biliyor ki, barış ve demokrasi adına düzenlenen düzmece savaşlarla barış filan gelmiyor tam tersi aç insanların sayısı artıyor yanı sıra savaş mağduru pek çok zavallı insan evlerinden-yurtlarından sürülüyor mülteci durumuna düşüyor. Her gittikleri yerde itelenip kakılıyor, istenmiyorlar. O zaman senin götürdüğün böylesi bir barışa (!) kimsenin ihtiyâcı yok. Ancak herkes biliyor ki silahını satmak adına süper devletler bu savaşları özellikle de haritalarını değiştirmek istediği coğrafyalarda bizzat kasıtlı olarak çıkartıyorlar. Nice mazlumların gıdasız kalması, yurtlarını yuvalarını terk etmeleri bu zâlimleri hiç ilgilendirmiyor. Bir de insanlığı dillerinden düşürmezler. Oysa insanlık kim onlar kim?
Askeri harcamaların insan güvenliği için yapıldığı söyleniyor. O zaman “güvenlik” tanımına bir bakmak da yarar var. BM yâni Birleşmiş Milletler güvenliği; “ İnsan güvenliği ölmeyen bir çocuk, yayılmayan bir hastalık, kesintiye uğramayan bir iş, şiddet olaylarında patlak vermeyen bir etnik tansiyon, susturulmayan bir muhalif ” olarak tanımlıyor. Yalnızca bu târif bile insan güvenliğinin silahlarla ilgili bir mesele olmadığını gösteriyor.
Sözüm ona dünya barışını ve güvenliğini korumakla görevli Birleşmiş Milletler Konseyinin dâimî beş üyesi Çin, ABD; Rusya, İngiltere, Fransa en büyük silah harcaması yapan ülkelerdir. Hele Amerika bu konudaki küresel harcamaların hemen hemen tamâmını kapsayacak şekilde en başta. Diğerleri de az farkla onun peşinden gelirken bu işe yâni barış adına savaş enstrümanlarına trilyonlarca dolar para harcıyorlar. BM’ye savaşı destekleme, silah satışını artırma, mazlumları çoğaltma konsorsiyumu dense kanaatimizce daha doğru olacak. Lafa gelince de sözü kimseye bırakmazlar.
Dünyânın bu beşli çıkarcıları silah satmak için gözlerini kırpmadan acımasızca savaş çıkartabiliyorlar. Yine su yüzünden, enerji yüzünden veya İslam düşmanlığı gibi daha pek çok sebeplerden savaşlar olabiliyor. Gizli-açık, örtülü-örtüsüz, destekli-desteksiz savaşlar görülebiliyor. Maalesef yaşadığımız dünyâda bunlar hepsi görüldü, denendi ve deneniyor. Herkesin gözü kulağı birbirinde, kimse kardeşçe, barışça, huzurla yaşayalım derdinde değil. Ülkeler bilhassa da istihbarat örgütleri mârifetiyle başka ülkelerin iç işlerini alt-üst ediyorlar, etnik-mezhebi hususları öğrenip onları kaşıyorlar. Ülke insanlarını birbirine düşürücü komplolar üretiyorlar. Tam bir cadı kazanı yâni. Herkes çalışsın, ülkesini kalkındırsın, mutlu mutlu ülkesinde yaşasın yok. Yok, artık böyle bir dünya. Hakikaten dünyânın bu hâli çok üzüntü ve kaygı verici!
Ama şu bilinmeli ki; acıyı, üzüntüyü, korku ve panik oluşturmayı, savaşı ve öldürmeyi, ülke karıştırmayı, insanları birbirine düşürmeyi teşvik edenler er ya da geç hem dünyâda hem ebedi dünyâda iflah olamayacaklardır. Bu dünya kimseye kalmaz. Adâlet eninde sonunda tecelli eder. Yaşlı dünyâmızda nice zâlimler yaşadı ama hepsi ölümün zâlim pençesinden kurtulamadılar.
Yaşasın zâlimler için cehennem. Yaşasın Hak adına Hakça davrananlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.