Bir televizyon kanalında geçen pazar günü ABD’de siyahîlerin Martin Luther King’in öncülüğünde 21 Mart 1965 yılında başlatılan yürüyüş belgeselini yayınladı. Yürüyüşün başlangıç yeri Alabama Eyaleti’nde siyahîlerin çoğunlukta olduğu Selma Kenti’ydi. Siyahîler, seçmen kimliğine kavuşmak istiyor. Bunun için çetin mücadele içine girmişlerdir. Sonunda başarılı oluyorlar.

CHP zaman zaman adalet yürüyüşü yapıyor. Bu yazıyı pazar akşamı yazarken İstanbul Kadıköy’de bir araya gelen gazeteciler, tutuklu meslektaşlarına özgürlük talebiyle yürüyüş yaptı. Yürüyüşe CHP ve HDP’li vekiller, tiyatro oyuncusu Gülriz Sururi ile tutuklu gazetecilerin aileleri de katıldı. Herkes adalet, özgürlük istiyor ve insanca muamele istiyor. 

Bu istekler insanın tabii hakkıdır. Çünkü özgürlük insanın fıtratı gereğidir. Bu sebeple hiç kimse tutsak olarak yaşamak istemez. Hayvanlar da öyledir. Bülbülü kafese koymuşlar “Ah vatanım” demiş.

Halife Hz. Ömer Mısır valisi Amr bin As’a bir olaydan dolayı şöyle der: “Ey Amr! Annelerinin hür olarak doğurduğu insanları ne zamandan beri köleleştirdiniz?”

Beyaz ve siyah ayırımı, efendi köle ayırımı, Hindistan’da kast sistemi: Rahipler ve bilginler, savaşan prensler ve askerler, çalışan esnaf ve çiftçiler, pis işlerle uğraşan işçiler ve köleler, paryalar. Bunlar sınıflandırma dışında kalanlar, hor görülenler. Hiç kimse bulunduğu durumdan bir üst sınıfa geçemez. Kast sistemi 1975 yılında kaldırılsa da halen devam etmektedir. 

Necip Fazıl Sakarya Türküsü’nde şöyle der: 

“Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”

Bu bağlamda Türkiye’de Şef döneminde “Allah” diyen parya muamelesi görmüştür. Bazı camiler ahıra çevrilmiş, Kur’an okuma yasaklanmış, ezan Tanrı uludur şeklinde Türkçe okunmuş v.s. Halen Türkiye’de Müslümanlar haklarını elde edememiştir. Parya muamelesi görmektedir. Mesela malum çevreler, müftülerin nikâh kıymasına şiddetle karşı çıkmaktadır. Türkiye’de Müslümanlar bu hakkı yeni elde etmiş oldu. Düne kadar üniversiteye başı örtülü öğrenciler derse giremiyorlardı.

ABD’de siyahîler de halen haklarını almış değil, yani beyazlarla aynı haklara sahip değiller. Onlar da ABD’de paryadır. Bir siyahî olan Obama’nın ABD Başkanı olmasıyla bir şeyin değişmediğini gördük. Yine siyahîler ezilmekte ve onlara parya muamelesi yapılmaktadır. Obama’nın Başkan seçilmesi isminin önünde Hüseyin olması İslam ülkelerinin ABD’ye karşı husumetini düşürmektir.

CHP’nin adalet yürüyüşü siyasidir, hükümeti yıpratmaktır. Adaletten maksat, herkesin inandığı dinin vecibelerini yerine getirme fırsatını vermektir. Yani kastımız hukuk sistemidir. Müslümanlar halen inandığı dinin hukukunu hayata geçirme imkânına kavuşamamıştır. Müftülerin nikâh kıymasına bile malum çevrelerin tahammülü yoktur.

ABD’de siyahîler, seçme seçilme haklarına sahip olabilmek için kısmi beyazlarla eşit hale gelebilmek için çok mücadele ettiler ve çok kan kaybettiler, halen kaybediyorlar.

Siyahîlerin özgürlük yürüyüşünü destekliyor, bir gün beyazlarla aynı haklara sahip olacaklarını yürekten inanıyorum. CHP’nin adalet yürüyüşünün ne kendine ve ne de Türkiye’ye bir faydası vardır. Onun için desteklemiyorum.

Tutuklu gazeteciler, suçsuz ise adalet onları serbest bırakır, ortalığı karıştırmanın bir manası yoktur.  Yürüyüşe CHP ve HDP’li vekillerin katılması düşündürücüdür.

Sonuç olarak sunu söylüyoruz: Hürriyet insanın tabii hakkıdır, herkese inandığı gibi yaşaması imkanı verilmeli, din ve vicdan hürriyetinin önündeki engeller kaldırılmalı, ABD’de  ve dünyada ırk ayırımının ortadan kaldırılabilmesi  için bir dizi tedbirler  alınmalı. Hoşça kalın.