Recep Çınar

Recep Çınar

Doktorum, Ercan Müdür, Serhat Akyüz ve İshak Çakmak

Doktorum, Ercan Müdür, Serhat Akyüz ve İshak Çakmak

Allah’ın rahmeti üzerinde olsun, Büyük Birlik Partisi’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile yıllar önce Ankara’da bir diş doktorunun muayenehanesinde tanışmıştık… Konyalı olduğumuzu öğrendiğinde daha da bir keyiflenmişti…

Konya’nın gönlünde ayrı bir yeri olduğunu vurgulamış ve bizimle karşılaşmasının memnuniyetini ifade etmişti… 35-40 dakika kadar bir sohbetimiz olmuştu…

Cezaevindeki çektiği çilelerin, manevi baskıların, hem ruhunda, hem de bedeninde derin yaralar açtığından söz etmişti…

Bu arada latife yapmayı da ihmal etmemiş ve “dişlerimi bileylemeye geldim” demişti…

Lafı kendime getirmeye çalışıyorum…

Bu aralar ben de rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi dişlerimi bileyleme işleri ile uğraşıyorum… Son 10-15 gündür kimselere ne derdimi anlatabiliyorum ne de kimselerin derdini dinleyebiliyorum…

Resmen fişimi çekti, sesimi soluğumu kesti sevgili doktorum Mustafa Günbaş…

Benim gibi agresif, sözünü sakınmayan, dahası kimseye “eyvallah”ı olmayan bir adamın dişçi koltuğunda gelinlik kız gibi süzüm süzülmesinin nedeni doktorumdan değil, benden kaynaklı…

İtiraf ediyorum, kendi korkaklığımdan…

Allah’ı var, yumuşacık elleri, pamuk gibi yüreği, hastasına verdiği “değer” ve “güven”e rağmen, dişçi koltuğu nedense pek de cazip gelmiyor insana…

Dişçi koltukları, siyasilerin birbirlerini kırdığı, incittiği koltuklara hiç benzemiyor… Ama, önüne oturduğunuz doktorunuz Mustafa Günbaş ise sorun olmuyor…

Ağzının içi “Amerika’nın arka sokakları” gibi karanlık ve karmaşık olan beni, güllük gülistanlık bir hale getiriyorsa sevgili Mustafa Günbaş, “bundan iyisi Şam’da kayısı” demekten başka bir şey gelmiyor aklıma…

Allah, her hastaya Mustafa Günbaş gibi doktorlar nasip etsin…

Kısacası, bugünlerde sesimim soluğumun neden çıkmadığının kısa bir özetini yaptım… Ağzımı açamamamın sebebi, birilerinden tırstığımdan değil, dişlerimin bakımda olmasından…

Anlayacağınız dişlerimi bileyliyorum.

***

Bir güzel adam…

Ercan Taştekin…

Konya’ya verdiği hizmetlerle “iz” bırakanlardan… Özellikle Konyaspor noktasında hepimizi kıskandıracak düzeyde çabalarına tanık olduk… Bu konudaki samimiyetini ve hizmetlerini test etmeye kalkarsanız “ayıp” etmiş olursunuz… Dedim ya, en baba Konyasporluları bile kıskandıracak düzeyde gayretlerine tanık olduk Ercan müdürün…

Aksini söyleyeni Allah çarpar!

Şehrin asayişine, şehrin sporuna, şehrin kültürüne hizmet konusunda Ercan Taştekin müdürü savunuyor olmak bile “zul” geliyor bana…

Konya ülkenin bürokratlar açısından en cazip şehirlerinden birisi olmaya devam ediyor… Gelen de seviniyor, giden de… Zira Konya’ya gelen bürokrat önce “hoşgörü” ve “huzur” şehrinde görev yapacağının farkında…

Sürekli izleneceğinin de…

Dahası başarılı olduğunda “taltif” edilerek bir görevlendirmeye muhatap olacağının da…

Giden üzülmüyor…

Zira, “takdir” edildiğini, edileceğini biliyor…

Yolunun açık olduğunu da…

Ercan müdür de bu bürokratlardan birisiydi…

Ama o gidiyor artık…

Umarım bu gidişin dönüşü muhteşem olur…

Ercan müdüre yakışır mı?

Billahi yakışır…

Ben de “güle güle” yok…

“Hoş geldin” sevgili müdürüm...

Çünkü, bu cennet vatanın her köşesi Konya.

***

Serhat Akyüz…

Derdimiz şahıslar ve memleketleri ile değil… Kompleks ve bir saplantı ile de yazmıyorum bu Serhat Akyüz’ü…

Geldiği günden bugüne kadar Konyaspor’a “zerre” katkısı olmayan, ama gündeme sürekli futbol dışı kural tanımazlıklarıyla gelen bu oyuncuya yeniden imza attırmanın altında yatan gerçek ne?

Evet bunu öğrenmek istiyoruz…

Konyaspor’u satan, Konyaspor’a ihanet eden, Konyaspor’u TFF’ye ilk önce şikayet eden, gece alemleriyle tanınan, izinsiz Antalya’ya giden, dönüşte kaza yapan ve spor ahlakına yakışmayan tavırları ile ön plana çıkan bir oyuncudan ne bekliyor Bahattin Karapınar ya da Ziya Doğan?

Açıklasınlar…

Şu var; Alan memnun, satan memnun ise…

Bizim bugün olmasa bile yarın söyleyecek lafımız olacaktır karar makamında olan Bahattin Karapınar ile Ziya Doğan’a…

***

Ve…

İshak Çakmak…

Konyaspor Başkanı Bahattin Karapınar’ın savaş kazanmış kahraman edalarıyla “İshak’ı Konyaspor’a kazandırdık” açıklamalarının bir “kandırmaca”dan ibaret olduğu ortaya çıktı…

İki kulüp arasında resmi bir görüşme yok…

Konyaspor yönetiminin yedek ikinci sıradaki üyesi Bahri Karapınar ile Şekersporlu bir yöneticinin hem şeker camiasına hem de Bahri Karapınar’a yakın olan sevgili Uğur Özteke vasıtasıyla bir araya geldiğini biliyorum…

Sonuç mu?

İshak hala Şekerspor’da…

Bahattin Karapınar’dan bu konuda bir açıklama bekliyorum…

Yok “3 maymun”u oynayacaksa meselinin iç yüzünü ben açıklarım kamuoyuna…

Nokta.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi