Mehmet Ali Uz

Mehmet Ali Uz

Doğru Düşünebilmek

Doğru Düşünebilmek

Toplum bugüne kadar hiç düşmediği büyük bir fikrî perişanlık içerisinde. Birilerinin ak dediğine birileri kara diyor. Her kesimin, her grubun ve her partinin doğruları ve yanlışları var.  Toplumda “Aklın yolu bir” düşüncesinin geçerliliği kalmadı artık. Yüksek tahsil bile bu fikrî perişanlığı önleyemiyor. Bir de hiçbir fikre sahip olamamak var. Dünyanın en mesuliyetsiz ve en rahat, hatta en mesut insanları bunlardır. Âdeta  bunlar dünyaya ot gibi gelir, moo gibi giderler. Hiç bir idealleri yoktur.

Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimetlerden birisi de doğru düşünebilme ve doğru karar verebilme yeteneğidir. Doğru düşüncenin sonucu doğru karardır. Ondan sonra da düşünce ve kararın fiile dönüşmesi gelir.

Yanlış düşünce sonunda Allah korusun insan kendisine, ailesine, milletine hatta dinine bile zarar verebilir. Bazen verilen zararın telafisi bile mümkün olmayabilir. Bunların hayatta örnekleri çoktur. Meselâ sokak hareketlerinin çoğu tehlikeli ve karanlık eylemlerdir. Bunlara destek verirken çok iyi düşünmek gerekir. Gecenin bir saatinde tencere ve tava çalmak akıl işi midir? Uyuyan çocukların, yaşlıların ve hastaların olabileceğini bile akıl edemiyorlar. Düşünceye saygı duyulur, ama başkalarını rahatsız etmeye kimsenin hakkı yoktur.

 Bütün darbeler, isyanlar, masum insanlara ve devlete zararla biten eylemler hep sokak hareketleri ile başlar. Önce masum talep ve demokratik hak gibi başlayan eylemler bir anda yön değiştiriveriyor.

Doğru düşünebilmek için her şeyden önce dinî ve millî bir birikime, bilgiye ve kültüre ihtiyaç vardır. Bunları zamanla kazanılan tecrübe ve diğer bilgiler destekler. Bu konuda önemli bir husus da çevredeki güvenilen insanlarla istişare etmek ve onların fikirlerinden faydalanmaktır. Dinimiz de bu konuya büyük önem verir.

Maalesef her zaman doğru düşünebilen ve doğru karar verebilen insanlara toplumda çok az rastlanır oldu. Böyle devamlı doğru düşünebilen insanlar için,  “kantarı, terazisi doğru tartar” tabirini kullanırız.

Günümüzde insanı doğru düşünceden uzaklaştıran, pek çok sebep vardır. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

Her şeyden önce dinî ve milli konularda temel bilgilere sahip olmamak, başka bir ifade ile kör cehalet. Maalesef bazen bu cehaleti, mektep gideremediği gibi bazen de katmerleştiriyor.

Çeşitli konularda aidiyet taassubu.  Siyaset, cemaat ve grup taassupları gibi. Her halde günümüzün en yaygın düşünce hastalığı budur.

Devamlı yakın çevrenin etkisinde kalmak. Bunların söylemlerinden hangi düşüncenin etkisinde oldukları hemen anlaşılır.

Hep aynı, haber kanallarını seyretmek,  hep aynı gazete ve yazarları okumak, hep aynı düşüncedeki insanlarla oturup kalkmak.  Bu konuda büyük yazar ve fikir adamlarımızdan Mehmet Kaplan Hoca, “ Bir süre insanlara hep aynı kitapları, aynı gazeteleri ve aynı yazarları okutun, bunlarda hemen fikrî gerileme başlar” tespitinde bulunur.

 Köklü bir aileye mensup olan medeni hukuk hocalarımızdan Allah rahmet eylesin. Prof. Dr. Şakir Berki Bey, “Çocuklar hiçbir şeye âşık olmayın, sonra gözünüz kör olur. Gerçekleri göremezsiniz” derdi.

Aşırı sevgi gibi aşırı nefret de insanlarda doğru düşünceyi engelleyen önemli sebeplerden birisidir. Çok  insan bu hastalıkla malüldür.

Eğer toplumda huzur ve sükûnu tesis etmek ve ülkede tefrikayı ortadan kaldırmak istiyorsak içinde bulunduğumuz fikrî perişanlığa bir son vermek ve insanlarımızı özellikle de gençlerimizi doğru düşünmeye alıştırmak gerekir.  

Günümüzde gençlere yapılabilecek en büyük iyilik, onları küçük yaşlardan itibaren temel dinî ve millî bilgileri aşılamak ve doğru düşünmeye alıştırabilmektir. Bu konuda ailelere büyük görevler düşmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Uz Arşivi