Suruç bombasından sonra yine at izi it izine karışmış gözüküyor.

Sağdan ve soldan savaş çığırtkanı tosuncuklar aynı merkezden emir almışçasına yüksek perdeden ölüm ve intikam çığlıkları atmakta gecikmediler.

Bombacının kimliğinin hdp lilerce olaydan saatler sonra polise teslim edilmesi bile olayı tam olarak aydınlatamamış(!) gözüküyor ki işid e karşı sınır dışı harekâtlar başladı.

Suruç katliamı sanki bir işaret fişeği oldu.

İşid için olduğu kadar pkk için de.

5 yıl sonra olaylar tavan yaptı ve pkk kampları bombalandı.

Ya da pkk nın sözcülerinin ifadesiyle işgalci TC nin bombardıman kararıyla ateşkes sona erdi.

Adam olana sormazlar mı şimdi?

TC Kandil, Zap, Hakurk diğer kampları bombalaması nedeniyle işgalci oluyor da, yıllardır senin orada Barzani ile çatışma pahasına onlarca kamp kurup orada bulunman ne oluyor diye?

Açıkça islam dışı bir inancı seçmiş olmalarına rağmen hatırlatalım kendilerine;

Hz. Mevlana der ki:

"Tuğlar ve nişanlar nasıl ki sultanın şanından ise, darağaçları da öyledir"

Tosuncuklar 3 polis için kandili bombalamak adil değildir diye salya akıtsalar da, zaman zaman ateşkes yaptıkları devletin adil bir devlet olmadığı ilk defa görülmüş değildir.

Zaman zaman sahiplendikleri, zaman zaman yıkmak için dış güçlerin oyuncağı oldukları TC kurulduğu günden bu yana tıpkı bizim insanımıza benzeyen bir yapı sergilemektedir.

Aynen insanımız gibi zaman zaman yaptıklarında adalet görseniz de geneli itibarıyla adalet, sadece lazım olduğunda ortaya konulan bir vasıftır.

Tıpkı Caminin yolunu bilmeyen, hayatında bir kez olsun Kur’an-ı Kerim’i eline alıp okumayan sahte Müslümanların, dini meseleler hakkında sofuluk taslamaya, fikir beyan etmeye kalkıştıkları gibi.

Daha açık söyleyelim:

PKK/HDP sözcülerinin son günlerde Suruç olayından sonra İŞİD i neden bombalıyorsunuz sözleri ne anlama geliyor sizce?

Ya da;

ABD Dışişleri Bakanı Kerry’ nin tam da bu günlerde İran’la anlaşıp İsrail’in güvenliğini sağladık. İran ile varılan anlaşma ile Ortadoğu’yu yönetebiliriz açıklaması düşündüğünüzde ne anlama geliyor?

PKK HDP oyunuyla ve baskı ile meclise zar zor 80 milletvekili sokmuş olmasına rağmen, yapılacak bir erken seçimi önleyebilmek için hala bombalama ve silahlı eyleme yönelmeyi seçiyorsa, ortada ne hükümetin çözüm süreci ne de demokratik açılım paketleri kalmış demektir.

PKK silahlı eyleme devam ettiği ve Türkiye bu yaralı parmağı tedavi etmek yerine yıllardır yaptığı gibi kesip atma sürecini devam ettirdiği sürece, 5 sene sonra mı olur, 10 sene sonra mı olur çok büyük bir ihtimalle Adana İncirlik üssünden kalkan koalisyon(!) güçlerinin uçakları Diyarbakır’ı bombalarlarsa kimse şaşırmasın.

Bugün için olmasa da, gelecek günlerde bunun için pek çok makul sebepler var edilecektir bu gidişle.

İstanbul’un göbeğinde ellerine keleşlerini alıp sokağa çıkanlar.

Geceyi bile beklemeden gündüz gözüyle şehirlerde düşman avına çıkanlar.

Beşinci katlardan insanları aşağıya atanlar.

Elinde silahla serseri mayın gibi dolaşarak örgütlendiğini zan eden serseriler ile

Devlet'ten gayrı silahlı gücü meşru görme ahmaklığına düşenlere karşı, karşı cenahta yer alan insanların bizim elimiz armut mu topluyor dediği gün, bu bombalama hakkı kendiliğinden oluşmuş olacaktır.

Çünkü bizdeki yanlış kanaate göre devlet tıpkı insan gibidir ve dünyada yüzde yüz adil bir devlet olamaz.

Her devletin tıpkı insanlarda olduğu gibi böyle hatalı sevaplı işleri olur.

Çünkü devleti insanı kutsallaştırdıkları gibi kutsallaştıranlara göre devletin de insan gibi günahları olur, sevapları olur.

Elbette yerine göre tövbesi de olur affı da .

Diyarbakır’ın şartlar oluştuğunda ve o gün geldiğinde bombalanacağına inanmayanlar şöyle bir geçmişe baksınlar da, evirip çevirip servis edilen haberlerle oluşturulan algı operasyonlarıyla milletin evlatlarının ne hale getirildiğini bir düşünsünler.