Karınca duası
“Ezanımdan alışıp tekbîre,
Buldunuz mutluluk, imanımla...
Vatan ettim sizi ey topraklar
Beş vakit damgalayıp alnımla”
Arif Nihat Asya, Vatan
Neredeyse 1980 öncesi şartlardan bile ağır durumdayız. Memleketin her yeri kaynıyor.
IŞİD, PKK, DHKP-C ve niceleri. İç savaş, dış savaş, küresel güçlerin oyunlarına âlet olma tehlikeleri.
“Güvenlik zaafı” itirafları. Saray’a yöneltilen önem; şatafata gösterilen ehemmiyet, güvenlik açıklarına, ana kuzularının muhafazasına, savunmamıza verilseydi keşke.
İtibar, yüksek lüks binalarla, kuru hava kuru gürültüyle, ebedî mağdur edebiyatıyla sağlanamıyormuş demek ki.
İktidar sahiplerinin gafleti, basiretsizliği, uçuk kaçık rüyaları sayesinde bu noktalara geldik. Şahsî değil, Ülkenin âlî menfaatleri söz konusu olsaydı, herhalde kâbus dolu bir ortamı solumazdık.
Kanlı terör örgütünün pislikleri, IŞİD’in Müslüman’a ettiği mantığa hayale sığmaz zulüm, akla ziyan gerekçelerle bu karmakarışık, karanlık ortamın uzun senelerdir tesis edilmesi, tedbir için oldukça geç kalınması, ne derecede ayıldığımızı bilinçlendiğimizi bilemediğimiz bir durum, işin vahametini artırıyor.
Vatandaş olarak duadan başka elimizden ne gelir, düşünemiyorum. Başını kuma gömen uykuculara diyecek bir şeyimiz yok. Ama herhalde dualarımıza “Amin” diyen mübarekler, makbul Hak nazlıları olacaktır.
Hikâye, Gönenli Mehmet Efendi Hazretlerinden.
Bizleri “Öyle ölü gibi âmin demeyin, siz âmini ne zannediyorsunuz? Âmin duanın mührüdür. İnanarak, muhabbetle, coşkuyla âmin dediğinde, Allah o duayı reddeylemez” diye ikaz ettikten sonra şu kıssayı anlatıyor:
“Hazret-i Süleyman yağmur duası eylemiş. Fakat ne hikmetse Cenâb-ı Hak hemencecik yağmur inzal eylememiş. Kısa bir müddet sonra Hazreti Süleyman yürürken yerde bir karınca sürüsünün toplaştığını görmüş. Malum Hazret-i Süleyman hayvanların dilini bilir ya…
Eğilmiş, acaba ne yapıyorlar diye kulak kabartmış. Karınca sürüsünün başında karıncadan bir imam, yağmur duası yapıyormuş. Tabii, kuraklık olunca hayvanat da bundan etkileniyor.
Cenâb-ı Süleyman mütehassıs olmuş, o da ellerini açmış duaya cemaat olarak iştirak etmiş. Karınca dua ediyor, Hazret-i Süleyman ‘âmin, âmin’ diyormuş. Aa, o da ne? Yağmur yağmaz mı? Bir anda her yer suya kanmış.
Fakat Hz. Süleyman üzülmüş. Ve ‘Ya Rabbi sen takdir-i ilâhî icabı beni peygamber eyledin, sana hamd ü sena ederim. Lâkin peygamberinin duasını kabul eylemedin de şu karıncanın duasını mı kabul eyledin? diye içlenmiş.
Sırrına Cenâb-ı Hak ses vermiş. ‘Ya Süleyman, âmin diyene bak. Benim kulum âmin der de ben hiç o duayı reddeder miyim? Bu mahlûkâtın suya kanması, senin o mâhlûkatın duasına âmin demenledir.’ buyurmuş.” (M. Fatih Çıtlak, Nur Kandili’nden)
…
İNSAN TARİHLERİ
Bazı kitap doğuşlarına insan, kendininmiş gibi seviniyor.
Güzel yazılarını zevkle okuduğumuz Gazeteci Yazar Kerem İşkan Bey, nicedir beklediğimiz kitabını çıkardı, İnsan Tarihleri. Hayırlı uğurlu olsun.
Pek çok değerli kitaba imza atmasını diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.