Demirel öldü
9. Cumhurbaşkanı Demirel, 17 Haziran 2015 tarihinde ölmüştür. Bir demecinde, “Başörtülü okumak isteyenler Suudi Arabistan’a gitsin” demişti. Başka bir demecinde ise, “İbadet ve ahlak ile ilgili ayetleri kabul ederiz, muamelâtla ilgili ayetleri reddederiz” demişti.
İslâm bir bütündür. Bir ayet veya bir kelime de olsa onu inkâr eden kimse dinden çıkar; mürted olur. Ehl-i sünnetin görüşü budur. “Muamelatla ilgili ayetleri reddederiz” ne demek? Böyle bir insana Müslüman denir mi?
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Siz Kitabın bir kısmına inanıyorsunuz da bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz…” (Bakara:85)
“Ölüyü iyilikle yâd ediniz” hadis-i şerifin manası, güzel amelleriyle yâd ediniz, demektir. Çünkü günahlarıyla yâd edilirse kötülükler meşrulaştırılmış ve onun lehinde şahitler çoğalmış olur.
Demirel sıradan bir insan olsaydı, bu hadis-i şerif dâhilinde hareket ederdik. Olmadığına göre onu gelecek nesillere doğru bir şekilde tanıtmak, herkesin görevidir: İnsanları yanıltmanın vebali büyüktür.
06.06.2006 tarihli Başörtüsü ve Demirel adlı yazımda özet olarak şöyle demiştim: Demirel bir televizyon kanalında şöyle diyordu: “Başörtülüler üniversiteye giremez. Türban özgürlük falan değil, bu gericiliktir. Orası üniversite, oranın kuralları var. Danıştay, Anayasa Mahkemesi karar vermiş. İlle başı bağlı okumak istiyorsa, başı bağlı olarak okunabilen yerler var, oraya gitsin. Arabistan’da falan öyle yerler vardır, oraya gidin. Orada okuyun.”
Demirel öfkeliydi. Dün ne diyordu, bugün ne diyor. Dün, “Benim memleketimdeki insanlar dinini öğrenmek için neden Mısır’a El- Ezher’e gitsinler? Benim memleketimde öğrenebilsinler diye imam hatip okulları açtık, Yüksek İslâm Enstitüleri açtık. (Vakit, 02. 05. 2006)
Demirel, dün meydanlarda Kur’an-ı Kerim’i öpüp, başına koyuyordu. Taraftarlarına, kendini “Nurlu Süleyman!” diye tanıtmıştı. Bu gün ise, “İbadet ve ahlakla ilgili ayetleri kabul ederiz, fakat resmi ideolojiye ters düştüğü için muamelatla ilgili ayetleri kabul edemeyiz,” diyor.
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, “Son padişah VI. Mehmet Vahdeddin hain değil!” dedi. O’na tepki gösterdi. “Biz resmi ideolojiyi yerleştirebilmek için Osmanlı’yı kötüledik. Bu ideolojiyi sağlama almak için yüz sene daha O’na “hain” dememiz gerekir!” dedi.
Başörtüsü Allah’ın (c.c.), kesin emridir. Kitap ve Sünnet böyle diyor. Bütün mezhep imamları, ulema ve Diyanet İşleri Başkanlığı bunu tasdik ediyor. Aklı başında bütün bilim adamları da bunu tasdik ediyor.
“Ben İslâm’ın panzehiriyim, İslâm’ı kastederek, “teokratik rejime karşıyım,” diyen rejimin sadık bekçisi, 28 Şubat’ın bânisi dünyasını değiştirdi.
İşte Demirel budur. Doğrusunu söyleyip, gelecek nesilleri yanıltmamak daha iyi değil mi? Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.