Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Dekolte

Dekolte

İlaçla hadım etme yasa tasarısı hakkında görüşü sorulan Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Muhterem Prof. Orhan Çeker şöyle dedi: “Tecavüz vakalarında sorunun odağında kadın var, sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmaz, tahrikten sonra sonucundan şikayet etmen makul değildir.”
Malum çevreler, bunun üzerine kıyameti kopardılar, linç girişiminde bulundular, yürüyüşe geçtiler. Çocuklar dekolte mi giyiyorlar da tecavüze uğruyorlar? Hayvanlar bile tecavüze uğruyor, aile içinde tecavüz vakaları yaşanıyor v.s.
Prof. Orhan Çeker, “Ben tecavüz kelimesini kullanmadım, taciz kelimesini kullandım ve sözümün arkasındayım,” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Muhterem Prof. Dr. Mehmet Görmez’e, Prof. Dr. Orhan Çeker’in, dekolte giyen kadınlarla ilgili sözlerinin sorulması üzerine, şöyle cevap verdi: “İslam dininde hem kadına hem de erkeğe kendi cinsiyetini insanlığın önüne geçecek şekilde teşhir etmede eleştiriler, yasaklar söz konusudur. Ama bunlar hiç bir zaman ne taciz ne de tecavüze mazeret olarak gösterilemez. Hiçbir kadim kaynağımızda dahi bunu ima eden herhangi bir bilgi kırıntısına rastlamak mümkün değildir.
 İslam dininde suçların, bütün insanlığa karşı yapılan, Allah’a karşı yapılan, hem Allah’a hem insanlığa karşı yapılan suçlar olarak tasnif edilmiştir. Tecavüz sadece kadına değil, hem bütün insanlığa karşı hem de Allah’a karşı işlenen ağır suçlardan ve günahlardandır"
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilen ilaçla hadım etme yasa tasarısını okudum. Mütecavize verilecek hapis cezaları artırılıyor, reşit olmayanlara tecavüz edenlere ise ilaçla hadım etme cezası getiriliyor. Avrupa örnek alınarak bu yasa teklifi hazırlanmış, bazı Avrupa ülkelerinde reşit olmayan çocuklara tecavüz eden kimseye kendi isteği ile ilaçla hadım edilebiliyor.
Görüldüğü gibi, bazı Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de de kronikleşen ve kangren haline gelen cinsel tecavüze karşı önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Hadım yasa tasarısı bunun örneğidir. Şimdi şu soruları sormak gerekir, bu yasa tasarısını hazırlayanlara: Bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan bu yasa çözüm getirebilmiş mi? Mütecavizleri caydırabilmiş mi? Veya onların sayısını azaltabilmiş mi? Tarihte böyle bir yasa uygulanıp sonuç alınabilmiş mi? Neden cinsel taciz ve cinsel tecavüz kronikleşti, neden kangren haline geldi, bir araştırma yapıldı mı? Bu konuda kurumların ve üniversitelerin görüşleri alındı mı?
Kurumlar ve üniversiteler, içinde yaşadıkları halkın problemlerini çözmek, refah seviyesini artırmak, maddeten, manen kalkındırmak, ilim, irfan ve ahlaken yükseltmekle görevli değiller mi? Avrupa her konuda temel alınacaksa bu kurum ve bu kadar üniversiteye ne gerek var? İki asırdır Avrupa’yı körü körüne taklit ediyoruz, bir arpa boyu yol alabildik mi?
“İlim, müminin yitik malıdır, nerede bulursa onu alır.” hadisi şerifinde ifade edilen hususu kastetmiyoruz; Avrupa’nın problemlerine getirdikleri çareleri incelemeden, sonuç alınıp alınmadığına bakmadan kopya edilmesini kastediyoruz.
Türkiye’nin yüzde doksan dokuzu Müslüman olduğuna göre, halkın söz konusu bu problemleri Kur’an ve Sünnet temel alınarak çözülmesi gerekmez mi? Malum çevreler, bunu duyduğu zaman, “Biz şeriata karşıyız!” diye bas bas bağırmaktadırlar.
Prof. Orhan Çeker, bu konuda görüşünü söyledi, katılır veya katılmazsınız, ayrı bir konu. Kıyamet koparmanın âlemi var mı? Orhan Çeker, sıradan biri değil, bilim adamı ve fakihtir. Bu konudaki sözü, ilim ve bilim çerçevesi içerisinde eleştirilebilir. Diyanet İşleri Başkanı’nın da bu konudaki sözü aynı kriterler çerçevesinde eleştirilebilir.
Heva ve hevesini ilahlaştıran çevreler, nefsi istek ve arzularını engelleyici hiçbir çareyi çözüm olarak kabul etmemektedir; gürültü ve patırtı çıkartmalarının sebebi budur.
Bizler tecavüzün her türlüsüne karşıyız; tecavüz, insanlık ayıbıdır. Önlenmesi için kurumlardan ve üniversitelerden bir heyet oluşturulması gerekir. Bu heyetler, cinsel tecavüzün sebeplerini ve çarelerini bir bir ortaya koymaları gerekir; aksi halde görevlerini ihmal etmiş ve böylece bu suça ortak olmuş olurlar, düşüncesindeyim.
Muhterem Prof. Orhan Çeker, dekoltenin tacize sebep olabileceğini düşünerek, dekolte giymekten halkını sakındırmak istemiştir. Kıyameti koparmanın bir âlemi var mı?
Bakın, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Ahzap:59)
Wladimir Lenin demiş ki. “Dünyanın en iyi ekonomik doktrinini bana getirin; ama ismi İslam olmasın” demiştir. Malum çevrelerin bir kaşık suda fırtına koparmalarının sebebini şimdi anladınız mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi