Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Değerler eğitimi

Değerler eğitimi

Efendim hafta başı okullarımız açıldı. Öğrencilerimizde, velilerimizde ayrı bir heyecan, öğretmenlerimizde de aynı sevinç, telaş, heyecan… Yeni eğitim ve öğretim yılı vatanımıza, milletimize, neslimize hayırlar, güzellikler getirsin inşallah.

Biz de eğitimci olmamız hasebiyle her yeni eğitim yılı başladığında, bu hususta yazılar yazarız. Yine aynı minval üzere olacak iki yazımız. Bu sefer üzerinde epey bir çalıştığımız, ‘Değerler Eğitimi’ konusunda sizleri bilgilendireceğiz nasipse. Vira Bismillah;

Hayâtı daha iyi şartlarda yaşamak, her insanın istediği bir şeydir. Bunu gerçekleştirmek, acaba hangi başarılı ve sağlıklı yollarla olabilir? Hiç şüphesiz toplumu ayakta tutan güç, o toplumu oluşturan kişilerin dayandığı mânevî ve kültürel değerlerdir. İnsanlar bu güçle, pek çok sıkıntı ve problemin üstesinden gelebilirler. En büyük güç, inancın sarsılmaz dinamiğidir. Sabır, tahammül, yılmamak, özgüven, doğruluk, çalışkanlık, cesurluk, yiğitlik, dürüstlük, dostluk, paylaşmak gibi değerler, insanı insan yapan temel özelliklerdir.

Toplumları ayakta tutan bu değerlerin yaşaması, nesilden nesile aktarılması şarttır. Bırakın milletlerin, insanlığın huzur ve selâmeti, bu değerlere bağlıdır. Bu değerler evrenseldir, insânîdir, herkeste bulunması gerekir. Dünya barışı, insan mutluluğu, toplum huzuru, bu değerlere bağlıdır. Bugün dünya genelinde, sâdece güçlülerin mutlu olduğu, güçsüzlerin ezildiği bir düzen mevcuttur. Bu kabul edilemez. Dolayısıyla değerler eğitiminin tüm dünya insanlarına verilmesi zaruridir.

İnsanlardan davranışlarıyla değer muhtevâalı bir hayat sergilemeleri beklenir. İnsanlar hem kendileri hem toplum adına herkesin özünde vâr olan olumlu ve iyi özelliklerle birbirleriyle iletişimde bulunmalıdır. Her toplumda yaşayan güzel ahlâkî değerlerin, eğitim kurumlarında, planlı-programlı bir şekilde, yeni yetişen nesle verilmesi lâzımdır ki, doğrulardan sapma, müspetlerden menfiliklere kayma olmasın.

Bu husus, yurt dışında şimdilerde ‘değerler eğitimi’, eskilerde ‘karakter eğitimi’, adı altında yapılmaktaydı. 3-7 yaş ve 8-14 yaş arası öğrencilere ‘değer eğitimi’ kapsamında ayrı programlar uygulanmaktadır. Tüm dünyadaki modernite ve teknolojik gelişim ve değişim sonucu, insanların kendi öz değerlerini kaybetmeden, varlıklarını sürdürebilmeleri için, yetkililer bâzı tedbirler almak zorunda kaldılar. Çağdaş teknolojinin sunduğu imkânlar neticesinde, insanların önlerine sunulana ayak uydurma bâbında, sosyal ve kültürel yönden davranışlarında pek çok değişimler olmuştur. İşte tam bu noktada, devletler sorumluluklarını ifâ etmek adına, insânî değerlerin muhafazası için, bu önemli konuyu haklı olarak eğitim kurumlarına taşımıştır.

Peki, ‘değerler eğitimi’ derken, ‘değer’in ne olduğuna bakmak gerekir.

Değer; ideal görülen, beklenen, istenen, herkes tarafından genel kabul gören, ‘anlayış’ ve ‘davranış’ biçimleridir. Bu yönüyle değer, hem bireysel hem toplumsal bir kavramdır. Mâziden bugüne, toplumda yaşayan güzel davranış özelliklerinin kaybolmadan nesilden nesile aktarılması, hep arzulanan ehemmiyetli bir konudur. Bunu millet ve ülkeler her dâim isterler. Hatta devletler vatanına bağlı, kültürel değerleri önemseyen yurttaşlar yetiştirmeyi eğitimim içine dâhil ederler. Geçmişte okullarda ‘Yurttaşlık Bilgisi’, ‘Ahlak Bilgisi’ dersleriyle bu işi götürmeye çalıştılar. Sonraki yıllarda bir takım ihmaller olmasına rağmen, son onlu yıllarda bu önemli husus, ciddi bir şekilde gündeme alınmıştır.

Aslında ‘Değerler Eğitimi’ programı, Birleşmiş Milletler (UNESCO) tarafından uygulaması, elli seneyi geçkindir; ‘Yaşayan Değerler Eğitim Programı’ olarak bilinen bir eğitim programıdır. Burada şu evrensel değerler yer alır; sevgi, saygı, sorumluluk, hoşgörü, özgürlük, barış, mutluluk, dürüstlük, işbirliği, alçak gönüllülük, sâdelik, birlik (bilindiği üzere bahsedilen değerler ve daha fazlası İslam ahlâkının özünü oluşturuyor.) Ancak bu değerler anlatım ve telkinden çok pratik uygulamalı olarak yaptırılınca daha kalıcı oluyor.

Dünya üzerindeki hemen hemen bütün ülkelerde, ne yazık ki, bir ahlâki seviyesizlik ve ahlâkî düşüklük gözlemlenmektedir. Günümüz insanlığı, topyekûn ahlâkî değerlerin bozulmasıyla yüz yüzedir. Yalancılık, sahtekarlık, bencillik, maddeperestlik, tembellik, çıkarcılık, sözünde durmama vb… pek çok olumsuz davranış insanların hayatında öylesine yer etmiş ki, bu yanlışlar âdeta onların doğruları olmuştur.

Genel ahlâkî değerler denince aklımıza şunlar geliyor; İnsan hak ve hukûkuna saygı, inanç hürriyeti, eşitlik, çoğulculuk, şiddete yönelmeme… Eğitimsel bağlamda değerler karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı, bireyin kişiliğine kıymet veren şahsa özgü ama temelinde bütüncül bir eğitimdir. Bu bağlamda daha geniş boyutta değerler, bütün insanları ayrım yapmadan, kimseyi dîninden-inancından-ırkından-renginden dolayı ötekileştirmeden, farklılıklara saygılı, savaşın, daha açıkçası üstün teknolojik silahlarla güçlülerin güçsüzleri ezmelerine karşı çıkan, mazlumları sâhiplenen, kardeşliği ve dayanışmayı öne çıkaran davranışlar değer muhtevâlıdır. Yine çevreyi ve doğayı korumak da, değer eğitimi kapsamında, bütün insanlığa verilmesi gereken insânî davranışlardır. Ancak dünyâda cereyan eden hâdiselere baktığımızda hak-hukuk, insânî değerlerden bolca söz edilmesine rağmen maalesef bu değerlerin nasıl da acımasızca ihlal edildiğini gayet net bir şekilde görüyoruz.

Bizde de M.E.B.Tâlim Terbiye Kurulu Başkanlığı 2010 yılında yayınladığı genelgeyle ilk ve orta dereceli okullarda, ‘Değerler Eğitimi’ dersi uygulamaya konulmuştur. İnsanı insan yapan güzel haslet ve duyguların dahi aşırıya kaçmadan, dengeli bir şekilde uygulanması için dahi, eğitim gereklidir. Kaldı ki, bütün toplumların gençlerinde görüldüğü üzere, giderek artan şiddet, diğer insanlara-çevreye saygı ve hürmet noksanlığı, umursamazlık, büyüklere meydan okuma, saldırganlık, gaddarlık, acımasızlık, vurma-kırma eğilimleri, argo ve müstehcen dil, egoistlik, sigara-alkol-uyuşturucu kullanma eğilimleri, inancı sıfırlayan sapkın akımlar yaygınlaştı. Âile yapısındaki bozukluklar, sosyal medyanın olumsuz etkileri dünden bugüne ‘değerler eğitimi’ni zorunlu kılıyor.

Değerler eğitimiyle, yaşlarına uygun tüm eğitilen çocuklar ve gençlerin davranışlarındaki dengesizliğin farkına varmalarına ve anlamalarına sebep olacağı açıktır.

Diğer yazımızda konuya devam edeceğiz nasipse, şimdilik hayırlı Cumâlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi