Coronanın küresel arenada kol gezdiği bir sırada hükümetin sağlık alanında güzel başarısı karşısında CHP niye darbe imasında bulundu. Öyle ya düğün değil seyran değil eniştem beni niye öptü. CHP, hükümetin sağlık alanındaki başarısını gölgelemek için böyle bir girişimde bulunarak gündemi değiştirmek mi istedi. Veya bizim bilmediğimiz bazı sebeplerden dolayı darbe ayak seslerinin bir tezahürü mü? Bilemiyoruz. Acaba küresel gücün Türkiye’nin corona sonrası küresel arenada at koşturmasına izin vermemek için yavaş yavaş alttan hareket etmeye mi başladı. Bunları düşünmek lazım. CHP durduğu yerde böyle konuşmaz. Çünkü CHP sıradan bir parti değil. Bunun üzerinde AK Parti kurmaylarının kafa yorması gerekir; birkaç demeçle geçiştirilemez.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel  şöyle dedi: “Saray rejiminin, saray düzeninin sonu geliyor. Herkes şunu bilsin bütün devlet memurları. Görevini devlet memuru gibi yapan devlet memurları… Hangi ülkeye hizmet ettiğini bilen çok değerli bürokratlar hiç korkmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar. O saatin en kıymetli çarkları siz olursunuz. Eğer koltuğunuza liyakatle oturdunuz, devletinize sadakatle çalışıyorsanız.”

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Halk TV'de katıldığı bir canlı yayında şöyle dedi: “İktidar iyi bir yere gitmiyor. Bu da önümüzdeki süreçte bir erken seçimle veya başka bir şekilde.. Bu ülkenin gerçekten halkın gözü açıldı.”

 Evrensel gazetesi yazarlarından Yakup Zarakolu ise “Makûs kaderden kaçış yok” isimli yazısında Sayın Cumhurbaşkanı’nın akıbetini Menderes’in akıbetine benzeterek tehdit etmektedir. Şöyle diyor: “Korona günleri, bırakın Türkiye’yi tüm dünyayı bir sorgulamaya yöneltmekte. Bundan RTE’nin ve tayfasının kaçması mümkün değil.”

 Corona sonrası canavar kapitalizm sorgulanacaktır. Bu hususta kimsenin şüphesi olmasın. Coronanın sebebi, kara devin insanlığa sunduğu kan emici yapısıdır. 1919 yılında görülen İspanyol gribinin sebebi, Avrupa’nın iyi beslenememesi, içki, kumar, zina ve Lutiliktir.

 Bu durumda hükümet, sağlık alanında göstermiş olduğu performansını corona sonrası da göstermesi lazım. Yani yeni bir iktisat sistemi hazırlığı içine girmeli. Kapitalizmde ısrar etmek, sorgulamada başarısız olmak demektir. Küresel güç, bu konuda ısrarını sürdürmektedir. Bunun için corona için biyolojik bir saldırı demekte ve ABD bu yüzden Çin’i suçlamaktadır.

 Bakın, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçimi şu hususu işleyerek kazandı:  “İstanbul'da halkın değil bir avuç kesimin çıkarları için çalışan bir israf düzeni var.”

 AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybedince biz bu minval üzere AK Parti’yi samimi olarak eleştirdik. Teşekkür beklerken bazılarının hoşuna gitmemiş. “Dost acı günde belli olur.”

Özgür Özel’in ve Canan Kaftancıoğlu’nun görüşlerine katılmıyoruz. Her ikisinin ifadesinde tehdit ve kışkırtma var; bürokratları isyana teşvik var. Belli bir mevkide olanlar, ağızlarından çıkan ifadelere dikkat etmeleri gerekir. Yanlış anlamalara fırsat verilmemeli. Darbe iması ifadelerden kaçınılmalı. Biz inanıyoruz ki her ikisi de önceden üzerinde düşündükten sonra bu cümleleri kurmuşlardır. Dikkate alınmalı ve analizi yapılmalı.

 Samimi olarak diyoruz ki;  darbe ayak seslerinin hız kazanmaması için AK Parti’nin tabanının da rahatsız olduğu adalet, liyakat dikkate alınmalı ve israftan kaçınmalı. Ekrem İmamoğlu’nun tespit ettiği husus İstanbul’da gerçekleşmemiş olsaydı kazanabilir miydi? Yanlıştan dönmek erdemliktir

 Sonuç olarak diyoruz ki, darbe ayak seslerinin hız kazanmaması için hükümet, sağlık alanında güzel bir performans verdiği gibi corona sonrası ekonomik alanda adalete dayalı bir ekonomik sistem geliştirmeli. Buna paralel olarak  LGBTİQ+ yi meşrulaştıran İstanbul Sözleşmesi iptal edilmeli. Eğitim sistemi de buna göre yeniden dizayn edilmeli. Aksi halde CHP’nin ekmeğine yağ sürülmüş olur.

Not: Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Coronadan vefat eden hükmen şehit kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler, yakınlarına da sabr- cemil dilerim. Hoşça kalın.