Cumhurbaşkanlığı seçimi ve basın
05 Ağustos 2014 tarihli Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru isimli yazımı sayın okuyucum
Osman Karataş şu şekilde değerlendirmiştir: Sayın yazar sizin ki değerlendirme değil Tayyip Erdoğan'ı öven hatta ona oy verilmesini teşvik eden bir yazı olmuş.. tarafsızlıktan uzak sadece başbakan seçim meydanlarında esip gürlemesine bakarak bir yazı yazmışınız.. basının en büyük özelliği tarafsız bir şekilde halkı bilgilendirmektir yönlendirmek değil..
Sayın Osman Karataş, basın tarih boyunca hiçbir zaman tarafsız olmamıştır. Olması da mümkün değildir. Herkesin bir siyasi görüşü vardır. O görüşün hayatta tatbikini ister; bunda bir anormallik yoktur.
Cumhurbaşkanlığı seçimi hayat ve memat meselesidir. Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman cumhurbaşkanları tarafsız olmamıştır; olması mümkün değildir. Muhalefetin söylemleri sizi etkilemesin. Muhalefet tarafsız mı? Adaylarımız şunlardır, meziyetleri şudur, takdir sizin diyor mu?
Muhalefet, Sayın Ekmelettin İnsanoğlu’nu, Demirel gibi tam bir statükocu olmasaydı cumhurbaşkanı adayı gösterir miydi? Bu adayın gösterilmesinde başta İsrail ve ABD olmak üzere Batı’nın parmağı yok mu? Bu aday seçilirse başta kimler sevinecektir?
Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyen şu partiler CHP, MHP, DSP, LDP, DP, BTP ve BBP, DHP, TSP size birşey hatırlatmıyor mu?
Sayın İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde adı geçen partilerin iktidara gelmesi demek değil mi? Bu partiler İttihat ve Terakki zihniyetinin birer kollarıdır. İttihat ve Terakki bir ahtapotttur ve yapısı gereği aziz milletimizin bin yıllık tarihine bilgi birikimine ve medeniyetine çöreklenmiş bir komitacı ve ulusçudur.
Bu durumda tarafsız olmak ne demektir? Bu ahtapotun gelişine seyirci kalmak mesuliyet gerektirmez mi? Bu ahtapotun miadı doldu, tekrar iktidara taşımak bin yıllık medeniyetimizle ters düşmek demek değil mi?
Ben sayın Erdoğan’ın kendisiyle hiç görüşmedim. Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde benim şahsi bir çıkarım yoktur. Ben onu desteklememin sebebi, hal ve gidişatının, düşüncesinin, fıkhi anlayışının bin yıllık tarihimizle bağdaştığına inandığımdan dolayı onu okuuycumun desteklemesini tavsiye ettim; takdir yine okuyucumundur.
28 Şubat ve öncesi ihtilal dönemlerinde yapılanları hepimiz biliyoruz. 28 Şubat zihniyeti dağdaki teröristten hiç bir farkı yoktur. Gidin üniversite mekanlarını ve duvarlarını dinleyin inançlı ve başörtülü öğrencilere yapılan zulümlere bir kulak verin, katsayısı zulmünden dolayı binlerce zeki evlatlarımız üniveristeye giremediler. 28 Şubat zihniyeti, ilme bilime ve İslam dinine amansız bir düşman değilde nedir? Bu düşmanı tekrar Çankaya’ya taşımanın bir mantığı var mı?
Muhalefetin tabanı Ekmeletin İhsanoğlu’nu desteklemiyor, çünkü bu aday malum çevreler tarafından dikte ettirilmiştir. Bu konuda BBP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Bozok şöyle diyor: "Ekmeleddin İhsanoğlu ismi, Büyük Birlik Partisi’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istişareyle desteklemek kararı almış olduğu bir isim değil, partimizin başkanlık iradesine kurulmuş insanlara kapalı kapılar ardında dikte edilmiş bir isimdir.
Sevgi ve saygılarımla, hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.