Geleceğin inşaasında inşaat…
Ülkemiz gelişen, buna bağlı olarak ihtiyaçları artan bir ülke konumundadır. Diğer ülkelerde olduğu gibi, gelişimin ana eksenini ise kaçınılmaz olarak “inşaat” oluşturmaktadır.
Barajlar, enerji üretim tesisleri, yollar, havaalanları, kentsel mekânlar, fabrikalar, hastaneler ve diğer tüm yaşamsal mekânlar ile o mekânları yaşanılır kılabilecek tüm altyapının ilk adımı “inşaat”la atılmaktadır. Geleceğe güvenle yürüme kararlılığında olan bir ülke, bu yürüyüşüne hiç şüphe yok ki “inşaat”la başlayacaktır.
İnşaat sektörüne yapılan yatırımlar ülke kalkınmasında önemlidir. Çünkü bir proje henüz inşa aşamasından itibaren işsizliği azaltacağı gibi, yatırımın tamamlanmasından sonra da istihdam yaratmaya devam edecektir.
Başta perakende olmak üzere tüm sektörler için hareket kaynağı ve etkilediği tüm sektörlerle birlikte devasa bir güç olan inşaat sektörünün sorunlarının çözümlenmesi ve ekonomiye katkısının devamlılığının sağlanması önemlidir.
Sektörün ülke ekonomisine katkısının sadece sektör çalışanları için değil; ülke, siyaset, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratabilmek, toplumsal gelecek ve göçün engellenmesi açısından da önemli bir misyon taşıdığı unutulmamalıdır.
İnşaat sektörü, kendisine bağlı 200 den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumunda olup, bu yaygın etki, sektörün “ekonominin lokomotifi” olma vasfının en temel göstergesidir.
Bu bağlamda bu kadar hareketli ve katma değer sağlayan bir sektörün her an önünün açık tutulması gerekmektedir. Her daim müteşebbisler desteklenmeli gerek genel yönetim gerekse yerel yönetimler tarafından her türlü olaylık sağlanmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.