Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Çorlu tren faciasında ihmal yok mu?

Çorlu tren faciasında ihmal yok mu?

Malumunuz 08.07.2018 tarihinde Edirne- Halkalı seferini yapan yolcu treni, Muratlı-Balabanlı bölgesinde saat 17.00 sularında dray olması (yani 5 vagonunun rayla temasının ortadan kalkması) sonucu devrildi.  24 kişi öldü, 338 kişi yaralandı. Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil dilerim.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, kazanın aşırı yağmur yağışları nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması nedeni ile gerçekleştiğini açıkladı. Trende 362 yolcu ve 6 personel bulunduğu bilgisi de ilgililer tarafından açıklandı.

Devletin görevlerinden biri de vatandaşının can emniyetini sağlamaktır.  Devletin varlık sebeplerinden biri de budur. Devlet varlık sebeplerinden birini ihmal edecek olursa varlığının sebebi tartışılır; çünkü bir devlet varlık sebeplerinden birini ihmal ettiği zaman maddi ve manevi yönden kalkınması mümkün değildir. Zira kalkınma bir bütün olur. Vatandaşının can emniyetini sağlayamayan bir devlet nasıl kalkınacak?

Devleti bir vücut gibi düşünelim; vücudun bir azası ihmal edilmişse o vücut sağlıklı olabilir mi ve üzerine düşen görevi tam anlamıyla yapabilir mi? Hasta olan bir uzuv tedavi edilmezse hastalık diğer uzuvlara da sıçramaz mı? Şunu demek istiyorum: Bir devletin,  vatandaşının can emniyetini sağlamada ihmali ve kusuru varsa diğer görevlerinde de ihmal ve kusuru olmaz mı?  Sadece terörle mücadele yapmakla can emniyeti sağlanamaz. Bir işte ihmal ve kusur da bir terördür.

 Bu bağlamda Çorlu tren faciasında ihmal ve kusurun olup olmadığı geniş bir şekilde araştırılmalı. Facianın olduğu akşam Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaptı ve şöyle dedi: “Facianın sebebi detaylı bir şekilde araştırılmaktadır.” Bu sevindirici bir haberdir.

Efendim, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, facianın, aşırı yağmur yağışları nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması nedeni ile gerçekleştiğini söylemesiyle üzerinden sorumluluğu atamaz.

Nisan ayında rayların bakımı yapılmış güzel, Mayıs ve Haziran aylarında, tekrar rayların bakımı niçin yapılmadı? Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın, aşırı yağmur yağışların menfez ile ray arasındaki toprağı boşaltabileceğini düşünemiyor mu? Söz konusu Bakanlıktaki uzmanların ve daire amirlerinin aklına bu mesele hiç gelmedi mi? Nedir bu sorumsuzluk ve ilgisizlik? Sizin işiniz bunu düşünmek değil mi? Görmüyor musunuz, aşırı derecede yağan yağmuru? Hiç mi aklınıza gelmedi, bu aşırı derecede yağan yağmurun menfez ile ray arasındaki toprağı boşaltabileceğini?

Önceleri tren raylarını sürekli kontrol eden bir ekip vardı, o ekip niçin lağvedildi? Lağvedildi ise bu ekibin yerini hangi birim doldurdu? Doldurulmadığı takdirde aşırı yağışların, başka nedenlerin veya düşmanın kazaya sebep olabilecek bir sebebe neden olabileceği niçin düşünülmedi?

 Personel sürekli rayları kontrol ediyordu, menfez ile ray arasındaki toprak boşalmış ise gereğini yapıyordu, kazaya sebep olabilecek başka nedenleri de tamir ediyordu ve böylece tren faciası önlenmiş oluyordu.

 Kader ve kaza Allah’tan buna kimsenin itirazı yoktur. Bizim üzüldüğümüz nokta şudur: Aşırı yağmur yağışları, menfez ile ray arasındaki toprağı boşaltabileceğini ve bunun sonucu feci kazanın meydana gelebileceğini ilgili merciin düşünmemesidir.

 Bu düşünceden hareketle biz Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz. İhmal ve kusuru olanların açığa alınmasını varsa ihmal ve kusurları cezalandırılmalarını istiyoruz; çünkü böyle sorumsuz personel ile yola devam edilemez. Ayrıca devletin, ilgili biriminin önlem almamasından dolayı bu elim faciada ölenlerin mirasçılarına tazminat ödemesini istiyoruz; devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Bilmem anlatabildim mi? Hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi