Recep Çınar

Recep Çınar

Cihanın resitali

Cihanın resitali

Cihan, sezon başında  sağ tarafa  mecburi hizmete gönderilmişti ilk devrenin sonuna kadar, hem Raşit Çetiner hem de Giray Bulak tarafından. Bilinen bir durumdur, Cihan’ın o bölge için kısıtlı oluşu. Bir bakıma prangalıdır ayakları.  Ancak, ne zaman ki, teknik adamlar oraya bir alternatif buldular, işte o zaman Cihan, Cihan gibi oynamaya, takımına katkı koymaya başladı. Dünkü Antalyaspor maçında bir nostalji turu yarattı, sergilediği futbol ile. Dün futbol onunla bir başka anlam kazandı, Atatürk stadında. Hem estetik dolu oyuncu eksiltmeleri. Hem ikinci gol öncesi asisti. Hem de yaratıcı oyuncu tipinin önemli temsilcilerinden biri olduğunu bir kez daha gösterirken. Aferin ona. Tabii ki, ona benzer güzel görüntüler ile refakat eden Veysel’e ve tüm takıma.

İkinci, yani Konyaspor’u rahatlatan golde doğru zamanda doğru yerde oluşu. Topu taşıyışı, sonrasında rakiplerini ipe dizer gibi geçerek topu Veysel ile buluşturması ve sonuca ulaşması da öyle burun kıvrılacak bir durum değildi. Özellik ister, güzellik ister, sahada duruş ister. Görüldü ki, o özellikler Cihan’da fazlasıyla var. Sergilediği oyun ile tribünleri ayağa kaldırırken, varlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Şu bir gerçek: Eski ve yeni oyuncular, Giray hocanın elinde yavaş yavaş olgunlaşıyor, kimlik kazanıyor ve kendilerini bir kademe daha yükseğe taşıyor. Dolayısıyla onlar kazanırken, Konyaspor ve Konya’da kazanıyor. İşte önemli olan bu. Sahadaki duruşta, galibiyet ve kazanılan 3 puan kadar değerli. Yeşil-beyazlı camia, asla bunu göz ardı etmemeli.
***
Konyaspor için “kader anı” maçlardan birisiydi. Sahanın ve hakemin inanılmaz kötü olduğu bir maçta yeşil-beyazlılar, sahada takım gibi durmanın ve takım gibi oynamanın karşılığını pırlanta değerinde 3 puanla alırken, eğer skor 2-0’da kalmışsa, bunun tek müsebbibi maçın hakemi İlker Meral’den başkası değildir.
Maçın ilk dakikalarında Zafer Varol’a, Antalyaspor değil, ama hakemin çok sıkıntı olacağını, nitekim de görüşlerimde yanılmadığımı anladım. Balıkesir bölgesi hakemi kesinlikle kötü değil, sapına kadar kötü niyetliydi.
Kötü niyetli olduğuna dair, hangi örneği vermek lazım. Fatih Şen’in Ayman’a attığı tokatı sarı kartla geçiştirmesini mi? Cihan’ın ceza sahası içinde yaka paça indirilmesini mi?.  Veysel’in her hava topunda aldığı darbelere göz yummasını mı? Skor 5-0 değil de, 2-0’da kaldıysa, yukarıda da belirttiğim gibi kötü niyetli bir hakemin bu maçta görev almasından kaynaklanmıştır.
Konyasporlu oyuncular, önce hakem, sonra ağır saha ve daha sonra da rakiple kora kor mücadeleden alınlarının akıyla çıkmışlarsa, o alınlardan sadece öpülür.
***
Bu seyirci ilk kez rahat bir 90 dakika seyretti. Hem de tansiyonu en yüksek bir maçta. Bunda Konyaspor’un futbol oynama ve iyi mücadele iştahı kadar,  Konyaspor karşısında balonu patlayan  Antalyaspor’un da katkısı kaçınılmazdı şüphesiz. Maçın başından sonuna kadar çakılı savunma anlayışı ile oyunu kendi alanında kabullenirsen, elin oğlu arifeyi gösterir, bayramı kendi yapar.
Aynen dün olduğu gibi.
Tabi ki, alınan bu galibiyette tribünleri de unutmamak gerek, bu bayram gününde. Onların da desteği, formalarının hakkını veren oyunculara itici güç oldu. Az sayıda olmalarına rağmen, sorumluluk sergilediler.
Kazanılan 3 puan kara bulutları dağıttı. Derin bir “oh” çekmenin nedeni bu. Ama her şeyin sonu değil. Daha çok sular geçer bu köprünün altından. Çünkü, Galatasarayla içeride, Trabzonsporla dışarıda ve Gaziantepsporla içeride oynanacak “cehennem” gibi maçlar var. Hele de bugün rakiplerin de kazandığını düşünürsek, daha çok işimizin olduğunu bilmeliyiz. Denizlispor, Trabzon’u kendi evinde 2-0 yeniyorsa, Ankaragücü, İstanbul Büyükşehir’i deplasmanda 2-1’le geçiyorsa, varın gerisini siz düşünün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi