CHP Laiklik, Kürtaj ve Siyaset
CHP, yeni eğitim sisteminin şekil bakımından iptalini istedi, netice alamayınca usul bakımından iptali için yeniden anayasa mahkemesine başvurdu. Gerekçesi laiklik ilkesidir, diğer gerekçeler teferruattır.
CHP’nin Diyanet İşleri Başkanı Muhterem Prof. Dr. Mehmet Görmez’in kürtaj konusunda görüşünü beyan etmesini de laiklik gerekçesi ile doğru olmadığını ileri sürdü. Dolayısıyla AK Parti ve Saadet Partisi gibi partiler laikliği ne kadar sünnileştirmeğe çalışırsa çalışın, CHP’nin zihniyetindeki laiklik ilkesi, İslam dininin üzerine atılmış bir beton gibidir. Yani İslam dini, sadece inanç manzumesinden ibarettir. O da Tanrı ile kul arasındadır, inananın kalbinde kalır, bunun bile dışa yansıması laikliğe aykırıdır.
Biz bunu iyi bildiğimiz için yeni anayasanın başlangıcına bu laiklik ilkesinin yazılmamasını yazılarımızda ifade ettik. Tekrar ediyoruz: Yeni anayasanın yazıldığı şu günlerde anayasanın başlangıcına bu laiklik ilkesini gaflete düşüp yazmayın. Yazarsanız ne olur: Laiklik ilkesi, anayasanın temel dayanağı olacağı için 82 Anayasasının diğer maddelerine ustaca yayıldığı gibi yeni anayasanın da diğer maddelerine yayılır.
Nitekim medyadan öğrendiğimize göre CHP, yeni anayasanın yazımında, “Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesine göre çalışır.” ibaresinin yazılmasını başarmış; AK PARTİ de bu ibarenin çıkartılmasını istemektedir. CHP sözcüsü de şu açıklamayı yaptı: “Bu, laikliğin bir uzantısıdır.” Şimdi sorarım size ne diyebilirsiniz?
Yeni anayasanın başlangıcına laiklik ilkesi yazılırsa, “Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesine göre çalışır.” ibaresini çıkaramazsınız. Çıkartsanız, bile söz konusu Başkanlığa tarihteki asli görevini yaptıramazsınız. Anayasanın başlangıcındaki laiklik ilkesiyle bağlamış olursunuz. Unutmayalım ki, laiklik ilkesi, sarmaşık ot gibi diğer maddeleri de sarar. Bunu engellemeye kimsenin gücü yetmez. Engellemenin yolu yeni anayasanın başlangıç maddesine yazılmasını önlemektir. Günümüzde yeni anayasanın başlangıç maddesine laiklik ilkesi yerine, Yeni anayasanın maddeleri ve bu anayasadan çıkartılacak kanunlar, Şeri’ hükümlere aykırı olamaz. İbaresinin yazmak mümkün olmayabilir. Şöyle yazılması mümkündür: Milletin bin yıllık tarihine ve kültürüne aykırı olamaz. Gelin bunun için mücadele edelim, aksi halde değişen bir şey olmaz, aksi halde halkımızın yeni anayasadan beklentileri suya düşer!
Bakın, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez, kürtaj ile ilgili görüşünü açıklayınca, CHP lideri Kılıçdaroğlu, laiklik adına karşı çıktı ve şöyle dedi: “Dini siyalaştırma, Diyanet İşleri Başkanı günlük siyasi tartışmaların içine girecek isim değildir. Polemiklerin içine girerse dini siyasallaştırır. Bizim siyaset kültürümüze ihanet etmiş olur.”
Sayın Görmez şöyle demişti: "Çocuk istenmediği durumlarda, karı kocanın ortak istekleriyle gebeliği önleyici tedbirler alınması caizdir. Kürtaj haram ve cinayettir. Çocuk düşürmek ve aldırmak gebeliği önleyici tedbirlerden değildir. Çocuk aldırmak cinayet hükmündedir. Meşru mazeret olmadan doğumun engellenmesi doğru değildir. Kürtajla ilgili nihai kararın bilim adamlarına aittir. Anne karnındaki ceninin anneden bağımsız bir insandır, her ikisinin kalbi vardır. Bu durumda sadece İslam dini değil, tüm bilimler, kürtajın bir yaşamın sona erdirilmesi olduğunu söylemeye devam edecektir. Anne karnındaki bebeğin yaşam hakkı vardır."
CHP yeni eğitim sisteminin esastan iptali için başvuru dilekçesinde gene laikliğe sığınmaktadır. Söz konusu ettiği maddelerde laiklik serpiştirilmiş ve laikliğin yer yer o maddelerde tarif edilmektedir. Yani bu maddelerden anlaşıldığına göre laiklik ilkesi ile İslam dininin sosyal hayatı kısmen de olsa düzenlemesini bırakın, bu konuda bir görüş beyan etmesi bile yasaklanmakta ve materyalizm esasına göre sosyal hayat düzenlenmektedir. Siyaset kavramı da bu çerçevededir.
CHP, Anaysa Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede şöyle dedi: “Söz konusu yasanın Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne, Anayasa'nın 10, 24, 42 ve 90'ıncı maddelerine ve ayrıca devletin laiklik, eşitlik ve hukuk devleti olmasına ilişkin maddelere aykırıdır.”
Siyaset sadece insan fıtratına aykırı görüşlerin motoru olmak manasına gelmez. İnsan fıtratına uygun görüşlerin motoru anlamına da gelir. Materyalizme göre siyaset, insan fıtratına aykırı görüşlerin motorudur. . CHP bunu benimsedi. İslam dinine göre siyaset, insan fıtratına uygun görüşlerin motorudur.
Nitekim İmam-ı Gazali, siyaseti, siyaset-i adile ve siyaseti zalime diye ikiye ayırır: Siyaset-i adile adil siyaset, yani halkın meşru isteklerini yerine getirmek, demektir. Siyaseti zalime ise halkın meşru isteklerini yerine getirmemek demektir. Meşru’dan maksat, dinin ve aklın uygun gördüğü şeylerdir.
Onun için hükümet dik durmalı yeni anayasanın başlangıç maddelerine laikliği yazdırmamalı, yazdırırsa, yukarıda ifade ettiğim gibi, sarmaşık ot gibi 82 anayasasında olduğu gibi diğer maddeleri de sarar. O zaman ne yeni eğitim sisteminde başarılı oluruz ve ne de Diyanet’i laiklik ilkesinden kurtarıp asli görevi olan İslam dininin hükümlerine göre sosyal mesellerde görüşünü alıp uygulamak mümkün olur.
Korkunun ecele bir faydası yoktur. Her parti imtihandan geçmektedir. Bakalım, AK Parti bu konuda sınavı kazanabilecek mi? Zaman gösterecektir. CHP’nin misyonu gereğince bunu uygulaması mümkün değildir. 19.06.2011CHP Ne Yapmalı? isimli yazımda belirttiğim gibi CHP misyonunu tamamlamıştır; artık siyaset sahnesinden çekilme zamanı gelmiştir. Israr ederse sonu zalimlerin akıbeti gibi olacaktır. Bizden samimi bir uyarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.