Çaresizliğin 50 tonu
"Coğrafya kaderdir" İbni Haldun bu sözü söyleyeli 1300 yıl geçti neredeyse. Onca sene ‘’uyuyan’’ bu söz son yıllarda birden popüler oldu. Sonra anlamının dışına çıkıp adeta bir ağıt tabutuna dönüştü.
**
İnsanlar kendi ellerinde olan pek çok şeyi yapmayıp adeta Nasreddin hoca fıkrası gibi kişisel başarısızlıkların dan ya kaderi suçlar ya da coğrafyayı.
Toplumumuzda yer edinmiş ve ne yazık ki hala aşamadığımız bir ‘’öğrenilmiş çaresizlik’’ var.
Yıllarca elalem için yaşadık, elalem ne der sözünü Allah rızasına değiştik!
Kız kısmı az konuşur! Deyip ezilen savunmasız kızlar yetiştirdik.
**
Gelinlikle çıktığın eve kefenle dönülür düşüncesiyle nice mutsuz evler yuva değil hapishane oldu nicelerine. Çocuğun var ayrılma sabret diyerek mutsuzluğa mahkum etmedik mi?
Erketir yapar diye pohpohlayıp hem edebi adabı kaybettik hemde erkek kadın çatışmaları çıkarmadık mı?
**
Oysa GÜNAH kadın için ne anlama geliyorsa erkek için de o anlama gelmiyormuydu?
O erkektir yapar diye bir ayet inmedi!
Hayatımızda yer edinen bir öğrenilmiş çaresizlik var ve biz bu girdapta boğuluyoruz.
**
CANIM DOST;
Belki bugüne kadar pek çok olumsuzlukla karşılaştın. Yıllarca ders çalıştın ama kazanamadın ters gitti olmadı. Evlenmek istedin ama olmadı ya ruh eşini bulamadın ya da reddedildin.
Belki de sürekli başarısız oldun, hayatının pazılını belki de hep yanlış tamamladın.
Ve şöyle diyorsun; daha önce defalarca denedim ama olmadı şimdi de olmayacak. İşte bunun adı öğrenilmiş çaresizlik.
**
Gelen olumsuzluklara bağrımızı açmak ve kabullenmek bizi çaresiz yapar.
Çaresizlik öğrenile biliyorsa, başarılı olmakta öğrenile bilir. Ben bu kadarını yapa biliyorum deme sandığından daha fazlasını bile yapa bilirsin. Sadece ve sadece kendine güven.
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur, hatalar bizi biz yapan hayat pazılımızın parçalarıdır. Bazen bazı şeyler ısrarla olmaz güneşe aldanıp çıktığın piknikte yağmura yakalanırsın, hayatta böyledir.
**
CANIM DOST; Yağmuru, bulutları, rüzgarı suçlamayı bırak. Yelkenleri kalkanları kullanmayı öğren. Hayat fırtınanın geçmesini beklemek değil fırtına da dans ede bilmektir.
Seyirci koltuğunda sıkıldıysan sahneye çık. Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var ve o sensin.
Belki şimdiye kadar hep başkalarıyla kıyaslandın.
X kişi senden daha yetenekli
Y kişi senden daha güzel/yakışıklı vs vs
Değerli okurum; kendini aşağılanmış hissetmekten vaz geç, onlar yaptıysa sen de yaparsın.
Çok yaşamak için hapşırmaya gerek yok.
‘’Bu hayatta ya tozu dumana katarsın yada tozu dumanı yutarsın’’ seçim senin!
Bizim en büyük hatamız başarısızlıklarımızdan ders çıkarmaya çalışmak. Oysa ki başarılı olduğumuzda ‘’nasıl başardım, bir dahakine daha iyisini nasıl yaparım?’’ desek belkide pazılın eksik parçasını bulacağız.
Başarıdan alınan ders başarısızlıktan alınan dersten daha değerlidir lütfen bunu unutma.
İnsanlar çocukluktan sıkılır büyümek ister sonrada ah keşke çocuk olsam der, zirveye çıkana kadar çok yaralar alır. Yapamazsın, başaramazsın lar havada uçuşur ta ki zirveye oturana kadar. Sonra bir anda hayatınızdaki tüm senaryolar değişiverir. Tabiri caizse kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur. Tembel bundan olmaz diyen öğretmenin seninle iftihar eder, destek olmayan arkadaşların/ akrabaların biz zaten sana inanıyorduk der. Mahallenin bakkalının bile sizinle ilgili bir övgüsü olur.
**
Geç ola bilir, güç olabilir ama gerçekten hak eden bir gün mutlaka ait olduğu yeri bulur. Sen yeter ki unut etmekten vaz geçme. Çaresiz değilsiniz çare ‘’SİZ’ ’siniz .
CANIM DOST;
Hadi bi söz ver kendine çünkü her şey seninle başlar.
Her gün yataktan kalkığında ‘’bugün güzel şeyler olacak’’ diye başla ve aynadaki senle savaşmaktan suçlamaktan vaz geç!
Kuyunun en dibinde bile umur vardı. İçinde ki o deli umudun hep olsun.
Bugün olmadı mı? Olsun yarın olur?