Çanakkale Rûhu
Çanakkale Zaferini 100. yılında Çanakkale konuşuluyorken haklı olarak Çanakkale rûhundan, Çanakkale’de sergilenen canhıraş fedâkarlıklardan bahsediliyorken Çanakkale’de şu an mevcutlardan da konuşmak gerektiği kanaatindeyiz.
Çanakkale şehrinin her mevkii bizleri ayrı bir heyecanlandırır ve derhal mâziye götürür. O güzel beldelerde geçen savaşlar, verilen hayretkar mücâdele âdeta parmak ısırtır. Ne iman aşkı! Ne yıkılmaz irâde! Ne bükülmez bilek! Dersiniz! Ama ya şimdi! Şu an (ki daha yazın hatta sömestr tatilinde oradaydık) aynen bir Avrupalı edâsında ve ahlâkında olan yeni nesil ve onlara çanak tutanlar gerçekten insanın içini burkuyor.
Bakın can alıcı savaşların cereyan ettiği ‘Gelibolu’ bir zamanlar ‘Evliyâlar Diyârı’ imiş. Tam 99 evliya var, deniyor Gelibolu’da. On beş tâtilde görüştüğümüz bir imam öğrencimiz bize bilinmeyen ne bilgiler verdi! Ne zamandır bunları sizlere yazmak istiyordum, kısmet bugüneymiş. Bize kılavuzluk yapan iğrencimiz ayni zamanda Gazi Süleyman Paşa Camii’nin imamı. Önce bu Camii ile ilgili bilgi verelim; eşsiz zerafette bir mimâriye sâhip olan bu haşmetli Camii Cuma namazında hınca hınç doluydu maşallah. Bu kutsî mekan Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından 1385 yılında yatırılmış ve Osmanlı’nın Avrupa yakasındaki ilk Camii olma şerefini taşıyor. Tabii yıllar içinde restorasyonlar geçirmiş ama hâlâ Müslümanlara hizmet veriyor.
Emir Ali Baba Türbesi var ki bu kişi İmralı Adasını fetheden komutandır. Sarıca Paşa Türbesi var, O da Kosova Savaşına katılmış ve Gelibolu’daki tersaneleri yapan komutan kendisi. İstanbul’u fetheden gemiler Gelibolu’daki bu tersânelerde yapılmış ve hâlâ da ufak-tefek de olsa hizmet veriyor. II. Beyazıd’ın damâdı Sinan Paşa Türbesi var kıyıda, köşede kalmış. Altı deniz kıyısı, askeriye o güzelim mekânı plaj yapmış, insan bir hoş oluyor. Bir yanda eşsiz hizmetler icra ederek hayatlarını ortaya koymuş ecdad bir yanda o güzel beldelerde aynen bir Avrupalı gibi keyf çatan insanlar…
Gelibolu bir zamanlar Osmanlı’nın en büyük eyâleti imiş. 57 adet Cami, 12 medrese varmış. Bugün sâdece 11 Cami var medrese ise hiç yok. Nedenini sorduğumuzda. Milli Şef (İsmet İnönü) devrinde Camîlerin kimisi ahır kimisi tahıl ambarı yapılmış, sonra da bir vesileyle yıkılmış. Yıkıla yıkıla ancak 11 Camii ayakta bugün. İçim sızladı, yazıklar olsun dedim. Medreselerin ise bir tanesi bile yok. Yalnızca yine askeriyenin elinden zorla alınmış olan ‘Mevlevi Dergâhı’ duruyor. Hemen kışlanın yanı hatta bâzı bölümleri hâlâ askeriyede işlemeli, oymalı kapı askeriye tarafında. Bu Mevlevî Hâne Avrupa yakasının en büyük ve en görkemli yapısıymış, yanında Camisi varmış orayı da yıkmışlar yerine yeşil alan yapılmış. Bu Mevlevî Hâne yeniden restore edilmiş, onarılmış her ayın son Pazar günlerinde ‘Sema’ icra ediliyor. Tabi bu etkinlik Gelibolu’ya ayrı bir mânevî güzellik katıyor. Şunu demek istiyoruz ki ecdâdın mirâsına lâyık tavırlar sergilenmeli, ecdad hayırla anılmalı, şerefi ayaklar altına alınmamalı. John’lar, Hans’lar, Elizabeth’ler, Marry’ler gibi gezmemeli. Mehmedler, Ahmedler, Fatımalar, Aişeler, Haticeler yeniden gelmeli.
Bir Çanakkale rûhu yeniden canlanmalı. İman, Kur’an, İslam hayâta girmeli yeniden. Vatan-bayrak-din-iman tekrar dirilmeli. Milli ve mânevî şuur insanımıza verilmeli. Yeni Çanakkaleler bir daha yaşanmamalı. Târihten dersler çıkarmalı. Ayni Çanakkale’deki gibi Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Boşnağıyla insanımıza ‘ümmet olma’ bilinci aşılanmalı. Birlikten kuvvet doğar anlayışıyla yeni hedeflere koşmalı. Yüce dînin güzellikleriyle tüm insanlık tanıştırmalı…
Tez elden Çanakkale rûhu diriltilmeli…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.