Mart’tan, Nisan’dan yazdık…

“Mayıs ile birlikte ülke çok farklı bir iklime girecek” diye…

AK Parti;

Partinin en yüksek oyunu alan Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun; “Kendi isteğimle değil, zaruriyetten bırakıyorum” ifadelerini “çıt” çıkarmadan, o cümledeki zaruriyeti(!) tartışmadan olağanüstü kongreye gidiyor…

“Bu bir demokrasi şöleni…”

“Bu bir bayrak devri…” sloganlarıyla…

***

Futbol ile yatıp, futbolla kalkan ülkemizde, sadece dokuz maçı peş peşe kaybeden, teknik direktör bile kulüp istese de(!) “başarısızsın” diye istifaya zorlayan malum medya, bugün bir değil dokuz seçimi kaybetmiş Bahçeli’yi;

“Mağdur, mazlum…” ilan ederek ülkücülerden çok troller tarafından açılan ‘hashtag’larla;

 “# Dayan Bahçeli…” sloganlarıyla ayakta tutmaya çalışıyor…

***

MHP olağanüstü kongre yapmak istiyor;

900 üst kurul delegesi olağanüstü kongre için ayağa kalkmış, bu da delege sayısının neredeyse yüzde 80’ni oluşturuyor, Türkiye tarihinde ve MHP tarihinde ilk kez dört genel başkan adayı aynı araçla kongre alanına giderken, polis barikatlarıyla önlerini kesiliyor…

MHP’nin olağanüstü kongre talebine;

“Bu bir darbedir…” sloganlarıyla karşı çıkılıyor…

***

Bu dönemde, Türk siyasi hayatında hangi parti iktidara karşı muhalefetini yükseltip, bir potansiyel oluştursa hep aynı manzara karşımıza çıkıyor…

“Paralele yaftalamak”

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici siyaseten atak yapıyor;

Paralel ilan ediliyor…

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak yönetimle ilgili eleştirilerini artırıyor;

Paralel ilan ediliyor…

***

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Eski Başbakan Yardımcıları, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, en sonda üstü kapalı olarak trollerin eliyle, Başbakan Ahmet Davutoğlu’da bu iftiradan nasibini aldı…

Paralel yaftası bir anlamda tek başına iktidarın, Türk siyasetinde, Ergenekon’dan sonra yeni can simidi oluverdi…

***

Bugün de MHP’nin dört genel başkan adayı, Meral Akşener, Sinan Oğan, Koray Aydın ve Ümit Özdağ siyaseten atağa kalktı;

Paralel ilan edildiler…

Peki neden?

Muhalefet partilerinde ne zaman bir enerji oluşsa, seçmenle göz göze gelseler, partilerinin içindeki TRUVA atlarına karşı ne zaman ciddi bir mücadeleye kalksalar sonuç hep aynı;

“Paralel, hain, dış mihrakların adamı...”

Düşük profil sevicilik maalesef ülkede bu kadar ileri gitti…

***

O zaman ne gerek var bu kadar siyasi partiye ve masrafa?

Tek partili döneme fiili olarak geçen Türkiye, iktidar dışında tüm siyasi partileri TORBALI bir yasa ile kapatıverse işi resmileştirerek lafı sözü bitirse…

Sürekli;

“Kandırılmışız”

“Aldatılmışız”

“Yanlış bilgilendirilmişiz” söylemlerinden de kurtuluveririz…