Kerem İşkan

Kerem İşkan

Bundan sonra ne olur...?

Bundan sonra ne olur...?

Atinalı ünlü politikacı Demosthenes kekemeydi...

***

Uzun zaman bu aksaklığını giderebilmek için ağzına çakıl taşları koyarak konuşma pratikleri yapmış ve nutuk yazarlığına merak salmış...

***

Atina'nın başına geçtiğinde de halkı Büyük İskender'in babası Philip'in hâkimiyetine karşı çıkmak için de nutuklar hazırlamış ve bizzat halka bunları kendi iletmiştir...

***

Atina’da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demosthenes çıkar...

***

Ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmaktan filozofu kimse dinlemez...

***

Demosthenes yüksek sesle bağırarak dinleyicilerin dikkatini çekmek ister...

***

“Bir hikâye anlatıp ineceğim” der ve başlar anlatmaya...

***

“Uzun zaman önceydi, bir delikanlı Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralar...

***

Eşeğini kiraya veren adamın da Megara’da işi olunca beraber yola çıkarlar... Konuşa konuşa giderken öğle sıcağı bastırır ve biraz dinlenmek, öğle yemeği yemek için bir su başına çökerler...

***

Ancak ortalıkta hiç gölgelik olmadığından eşeğin sahibi yemeğini alır ve eşeğinin gölgesine sığınır...

***

Eşeği kiralayan genç buna içerler; 

'Sen çekil gölgede ben oturacağım’ der...

***

Beriki itiraz eder;

'Ben oturacağım, çünkü eşek benim...’

***

Delikanlı; ’ Ama ben eşeği kiraladım’ deyince, eşeğin sahibi; 

'Ben sana eşeği kiraladım gölgesini değil’ karşılığını verir ve aralarında kavga çıkar"...

***

Hikâyenin tam burasında Demosthenes kürsüden iner ve dışarı yürümeye başlar...

***

Dinleyiciler hep bir ağızdan bağırmaya başlarlar...

 “Sonunda ne oldu, sonunu anlat!!” diye…

Gürültüler dayanılmaz hal alınca, Demosthenes kürsüye geri döner...

***
“Sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalıştım.

Dinlemediniz, ama şimdi ise eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz...

Ne fikrimi söyleyeceğim ne de eşeğin gölgesine ne olduğunu..." der…

***
Kürsüden iner, yürür ve gider...

***

Şimdi gelelim bize...

***

Yıllardır yazıyoruz...

Sizlerle hasbihâl ediyoruz...

Gördüklerimizi bildiklerimizi aklımız yettiğince aktarıyoruz...

***

Bizzat Suriye’yi, Irak’ı, İran’ı, Suudi Arabistan’ı, Kıbrıs’ı gezerek sorumlularla röportajlar yaparak yazdık da yazdık...

“Abartıyorsunuz”

“Muhalif bakıyorsunuz”

“Sizin bildiğiniz gibi değil”

Cümleleriyle söylediklerimiz yazdıklarımız bizimle birlikte yazan herkes de dahil olmak üzere “hafife” alınarak bastırıldı gitti…

***

Şimdi her gittiğimiz yerde eşeğin gölgesini sorar gibi;

“Bundan sonra ne olacak ?” sorusu geliyor... Onca yazdıklarımızdan hareketle;

 “İnşallah iyi olur biz yanılırız…”

Ama bunca yanlışı düzeltmek için “ağır bedeller” ödemeden hiçbir şey eskisi gibi “olmayacak…”

***

Bakın ÇÖZÜM SÜRECİ yanlışının bedelini, Haziran’dan bu yana 180 günde 275 vatan evladını şehit vererek ödüyoruz…

***

Gazına geldiklerimiz bizi cehennem gibi sıcağın ortasında yapayalnız ve gölgesiz bıraktıktan sonra şimdi bakın gölgeden bize kıs-kıs bize nasıl gülüyorlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi