Bozan şeyler, bozulan şeyler!
Ramazan tüm ihtişamıyla gönüllerde arz-ı endam ederken, mübarek ayın ortalarına doğru süzüldüğümüz şu günlerde, oruçlara alışan vücutlarda yeni-yeni neşesini bulmaya başlıyor…
***
Her Ramazan aynı terane…
***
Sınırları zorlamak için ümmet, hocalara akıllara ziyan sorulara devam ediyorlar… Ramazan ayında televizyona çıkan ilahiyatçılara, saç baş yolduran sorular var…
***
“Balık tutmak orucu bozar mı?”
***
“Zekat sadece Ramazan ayında mı verilir?”
***
“Gazinoda çalışan kadınların servis şoförlüğünü yapmak orucu bozar mı?”
***
“Yüzmek, banyo yapmak orucu bozar mı?”
***
Merhum Erzurumlu Naim Hoca’ya yine böyle bir Ramazan cemaatten bir grup gelerek, orucu bozan şeyler hakkında bilgi almak isterler… Akla hayale gelmedik şeyler sormaya başlarlar…
***
Cemaatten biri “Hocam denize girmek orucu bozar mı?” der…
***
Mevsimlerden kış günü, yer Erzurum olunca, Hoca bu münasebetsiz ve lüzumsuz soruya bozulur ama bellide etmez… Cevapta vermez…
***
Adam tekrar üsteleyince Naim Hoca o tatlı Dadaş şivesiyle; “Ula uşahlar, Remazanda siz denize girersez orucuz bozulmaz… Amma deniz size girerse orucuz bozilir…”
***
“GUDURDUN MU GİDİ”
Bir de yaşanmış Teravih hadisesi anlatalım size bugün…
***
Tebessümünüz tam artsın… Yaz günü yoğun çalışılarak zar-zor tutulan orucun ardından Teravih namazına gider iki arkadaş… Biri ön safta, yer bulur diğeri en arkada…
***
Hava hayli sıcak, Hocaefendi de hatimli kıldırıyor… Namazın ortalarına doğru bir ses gelir arka saftan, gürültüler patırtılar artar daha sonra bir Hacıemmi’nin can hıraş feryadı yükselir…
***
“Gudurdun mu hay len gidi?” diye…
***
Sonra sesler kesilir…
***
Namaz biter iki arkadaş cami dışında buluşurlar… Önde namaz kılan arka saftaki arkadaşına namaz sırasında oluşan gürültüleri sorar… Arka safta namazını kılan biraz mahçup ve utangan anlatmaya başlar; “O sesler benim yüzümden oldu”
***
Devam eder anlatmaya; “Sıcak bir yandan, yorgunluk bir yandan, öyle bir uyku bastırdı ki, biran ayakta iken canım geçmiş, uyumuşum… Rüya görüyorum,önümde serin şırıltılarla akan bir dere…”
***
Arkadaşı; “Ee?”
***
“Biri ısrarla rüyamda ; ‘Atla derenin üstünden’ diye bağırıyor…”
***
“Eeeee?”
***
Dayanamadım rüyamda derenini üstünden atlamışsım… Gözümü açtığımda önümdeki saftaki Hacıemmi’nin dalındaydım (sırtında)”
***
Ramazan’da Gonya tabiriyle; “Öyle vara, yoğa atlamayın Müslümanlar”