Ramazan-ı Şerif’in ilk haftasını tamamladık elhamdülillah.

Konya tabiri ile Ramazan nerdeyse bitti bile.

Eski Ramazanlarla günümüz Ramazanlarını kıyaslayınca bu şehirde pek çok şeyin değiştiği görülüyor.

İnsanlar değişince insanlarla birlikte yaşananlar da değişiyor.

Gelip geçen Ramazanlarla birlikte hayli değişiklikler olduğu daha bir göze batar oldu bu sene.

Bu şehre Ramazan Ayını gelişi günler hatta haftalar öncesinden belli olurdu.

Evlerdeki Ramazan telaşı mahallelere yayılırdı.

Çoluk çocuk sıkı sıkıya tembihlenirdi uluorta bir şeyler yemeyin diye.

Küçük büyük herkesin yaptığı hazırlık sonrası Ramazan-ı Şerif teşrif ettiğinde ise;

Bu şehir sabah saatlerinde sahur kokardı bir zamanlar.

Öğlenleri ve ikindileri oruç,

Akşam saatleri ise, iftar ve teravih kokardı.

Uzun yıllar öncesinde böyle idi, bu gün de böyle olmasını arzu etmemize rağmen böyle kokmuyor artık.

Oruç tutanların huyları değişince en az onlar kadar, hatta onlardan daha fazla mesuliyeti olan yöneticilerin de huyları değişince şehir de değişiverdi.

Bu şehirde oruç tutanlar oruçlarını gözlerlerdi geçmiş yıllarda.

Oruçlarına aman bir halel gelmesin diye titizlenirlerdi.

Hem kendilerinden, hem karşılarındaki kişilerden sakınırlardı oruçlarını.

Artık bu şehirde oruçların sakınılması bir yana, alenen çatır çatır oruç yemek marifet olarak görülür oldu.

Oruçlarını sakınan babalar ve annelerin evlatları işlettikleri lokantalarını ve büfelerini açık tutmakta bir mahzur görmüyorlar artık.

Oruçlarını hala sakınanlar yok mu? Var.

Her şeye rağmen tuttukları oruçlarına titizlenenler var bu şehirde.

Az da olsa, oruçlu olanlara karşı titizlik gösterenler de var.

Siz de orucunuzu gözleyin, gün boyu evinizde, işinizde ve şehrinizde.

Tıpkı ramazan hilalini özlediğiniz ve gözetlediğiniz gibi gözleyin.

Sahurunuzu ve iftarınız gözleyin.

Sevaba nail olmak için oruçlu Müslüman misafirlerinize ikramda kusur etmemek için titizlendiğiniz iftar sofralarından daha fazla gözleyin.

İftar ve sahurlarınızı sofralarınızda bulundurduğunuz ne idüğü belirsiz yiyecek ve içeceklere karşı gözleyin.

Tasavvuf musikisini iftar sofralarında meze yapanlara karşı gözleyin.

Özellikle meşhur olmak için Ramazan ayını bekleyen tv hocaların karşı gözleyin iftar ve sahurlarınızı.

İftar ve sahur saatlerinde sizleri ibadetten alıkoyan tv meddahlarına karşı da gözleyin.

Tuttuğunuz oruçların sadece saatleri ile ilgilenen ilahiyatçılardan gözleyin orucunuzu.

Kıldığınız teravih namazlarının rekatı üzerinden rant devşirmeye kalkan allamelerden(!) sakının namazlarınızı.

Bu yıl her zamankinden daha titiz davranın ve daha bir gayretle sakının ve gözleyin sahurlarınızı, oruçlarınızı ve iftarlarınızı.

Öyle ki;

Evlatlarınızı ve mallarınızı gözlediğinizden daha fazla bir şekilde koruyun ve gözetin

Çünkü;

Şimdilerde özellikle de Ramazan ayında, İslam adına kurgulanmış yeni bir din sunuluyor insanlara.

Peygambersiz (sav), Sünnet siz, Hadis siz ve selefe sövülerek yeni bir din kurgulanıyor Müslümanlara.

Din adına Peygamberden(sav) rol çalarak yeni bir din türetiliyor zamanımızda.

İnanç hürriyeti adına ise hepten Ramazan ayı katlediliyor.

Şehrin bir bölgesinde sanki Ramazan ayı hiç gelmemiş gibi bir hava oluşturuluyor.

Şimdilerde özgürlük adına bu şehrin sokak ve meydanlarında aleni olarak oruçlar yeniyor.

Sadece yolculara, misafirlere ve hastalara açık olması gereken lokantalar, sabah akşam servis yapıyor oruç yiyenlere.

Sonra da Konyalı hacı emmiler ve hacı nineler kendi çocuklarını ve torunlarını görmezden gelerek Mısırda zulüm mahkemelerinde yargılanan Mursi ile Filistin’de ve Suriye’de sabah akşam yahudi bombası altında can veren çocuklara üzülüyorlar.

Kim kime üzülecek gerçekte?