Kerem İşkan

Kerem İşkan

Başını kesin..!

Başını kesin..!

 

Hayretler içerisinde izliyoruz…

Türkiye’de FETÖ örgütünün en üst düzeyindeki, toplumsal algısını oluşturan isimlerin itiraflarını izliyoruz… Aralarında Konya İmamları(!) da var…

Yaptıkları şeyleri anlattıkça milletin ağzı bir karış daha açılıyor…

Özel odalar…

Özel katlar…

Piramit’in tepeleri…

Operasyon merkezleri…

***

Kimsenin alınmadığı o beddua seanslarına katılanların itirafları kan donduruyor…

Siyasetteki etkileri, devlet kademesindeki güçleri falan filan… Dokunmadıkları, ele geçiremedikleri, kirletmedikleri alan neredeyse yok denecek kadar az

Hepsini belki de iyi niyetli ama temelde ferasetsiz siyasi bazı kadrolarla başarmışlar…

Devlete çökmüşler…

Ama devleti emanet ettiğimiz siyasi kadrolar eliyle yaşanmış bu çökme…

***

Kamuda 100 binin üzerinde görevden el çektirilme yaşanıyor… Memurlar, polisler, hâkimler, savcılar, öğretmenler, akademisyenler…

Hepsi temizleniyor…

Elhamdülillah…

Ama hiç birinin FETÖ’nün piramit şeklindeki yapılanmasında 6. KAT diye tabir edilen, operasyon merkezine girme yetkileri yok… O katta girip, direkt operasyonları yönetenler, FETÖ’nün beyni diye tabir edilenler nerede?

Onlar şimdilerde televizyon, televizyon gezerek, ihanetin boyutunu anlatırken, “Aldatılmışız...” diyerek eli kolu serbest aramızda cirit atıyorlar…

***

Latif Erdoğan, Hüseyin Gülerce ve türevlerinden bahsediyoruz…

Uzunca bir dönem örgütün Konya İmamlığını(!) yapmış Latif Erdoğan… Yapının en üst akıllarından…

Örgüt içerisinde onların rütbesine yakın isim sayısı neredeyse yok denecek kadar az… Onlarda çoktan kaçarak yurt dışının yolunu tutmuşlar…

***

“Zaman Gazetesi’ne abone olmuş, onların dershanesine gitmiş” gerekçeleri ile devletten el çektirilen sayısı 100 bine yaklaşan isimlerin yanında, FETÖ örgütünü bu millete cemaat diye yutturan asıl şerefsizlerin “itirafçı” olarak bu işten yırtmaları, kanal kanal gezip yedikleri herzeleri kendisi yememiş gibi anlatmaları kanımıza dokunuyor…

Son dönem Cumhurbaşkanı’nın bu mücadelede yapayalnız kaldığına milletçe şahit olduğumuz için soruyoruz;

Siyasi iktidarın, FETÖ yapısını desteklediği o dönemde, bunlardan yakasını kurtarabilmiş, bir tek üst düzey siyasetçi var mı aramızda?

***

Bunca şey olup biterken, FETÖ’nün değirmenine su taşıyan, bir tek siyasetçinin bile alındığını maalesef duyamıyoruz… En alt tabaka memuru bile hızla görevden alırken, siyaset kurumundan bir tek ismin bile alınmaması tuhafımıza gitmeye başladı…

Mahallenin simitçisi bile;

“Benden her sabah simit alırlardı, emniyet beni de alır mı…?” korkusunu yaşadığı bir dönemde bunlarla iş tutan, ticaret yapan, siyaset yapan, bunları milletin yakasına düşüren, kimseye şuana kadar işlem yapılmamış olması içimizi yakıyor…

***

Belediyeler ve FETÖ ilişkisi masaya yatırılsa, soruyoruz;

“Türkiye’de koltuğunda kaç belediye başkanı kalabilir?”

Belediye Başkanları ile bu yapıyı kim ya da kabinede kimler tanıştırmıştır..? Bu ilişkileri geliştirme emrini kimden almışlardır.. Elbette siyaset kurumundaki o henüz deşifre edilmeyen isimlerden...

En küçük memura kadar girildiği bir dönemde, işin siyasi ayağını görmezden gelmek toplumdaki bu anlamda en büyük beklenti olan adalet hissini yaralıyor…

Millete bu kanlı 15 Temmuz Gecesi’ni yaşatanlara karşı, önlem almayarak, devleti ve milleti acz ve tehlike içerisine düşüren bir tek sorumlu istifa etti mi?

Yok…

***

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o gece verdiği mücadele ve cesaretle bu süreçte Türkiye’nin neredeyse tamamına yakının kalbine taht kurdu…

İçine kendimi koyarak da söylüyorum;  

Dün onu eleştirenler bugün “BAŞKOMUTANIMIZ” diyerek o geceki gayret ve cesaretiyle övüyorsa, 15 Temmuz Gecesi ile birlikte onu partiler üstü diye bağrına basıp kabul etmeye çalışıyorsa;

Cumhurun başı bu ilgi, sevgi ve güvenin karşılığında, FETÖ’nün siyasete sızmış, hangi partide olursa olsun tüm bağlantılarını ortaya çıkartılmasını sağlamak zorundadır…

Kendisi ile birlikte tüm bir ulusu, 15 Temmuz Gecesi uçurumun eşiğine getiren, sorumsuz sorumlularında bu yaptıkları affedilmez hatalar zincirini yanlarına bırakmamalıdır

***

Kurunun yanında, yaşında yanmaya başladığı şu süreçte, ileride derin sosyolojik problemlere neden olacak mağduriyetlerin önüne geçilmelidir

15 Temmuz Gecesi tankların içinde; “Tatbikata gidiyoruz” diye kandırılmış erler gibi her şeyden bihaber, ‘hayr işi yaptığına’ inandırılmış,  kaldırılmış, çoktan pişman olmuş sadece ekmeğinin peşinde küçük insanlara, büyük cezalar yüklenmemelidir…

***

Büyük hainlerin ‘itirafçı’ kalkanı altında, tv, tv gezerek ihanetlerini anlattıkları, asıl sorumlu olan bazı siyasetçilerin ‘oralı bile olmadığı’ bir dönemde, devletimizden ADALET istiyoruz…

Bu konuda tam olarak görüşümüzü ifade eden, Sultan II. Abdülhamit Han’ın o tarihi sözleriyle yazımızı noktalıyoruz;

“Hak arayana hakkını verin, devlete başkaldıran varsa başını kesin…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi