Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Basın özgürlüğü konuşmaları üzerine

Basın özgürlüğü konuşmaları üzerine

Basın özgürlüğü ve bilhassa gazetecilerin çeşitli sebeplerden tutuklama, ceza alması ve gazete yayınlarının kapatılması gibi olaylar üzerindeki konuşmalar…

Siyasilerce üzerinde durulmakta iktidar tarafı kanunları gösterirken muhalefet tüm yapılanlara karşı olduğunu belirtmekte özgürlük diye atıfta bulunmakta.

***

İşin tuhaf tarafı aslında hiç iktidar olmamış olan siyasi partilerin özgürlük üzerinde bir tatbikatları olmadığı için onların çağrışım yapmalarını normal karşılamamız lazım ama…

Diğer iktidar da bulunduğu zaman basın özgürlüğünü nasıl tatbik ettiğine tarih hatta kanun belgesi okuduğumuz zaman dudak bükerek karşılamamız herhalde yerinde olup…

Dün ne imişsin. Bu gün neyi söylüyorsun demekten kendimizi alamayız herhalde.

***

Kütüphanedeki kitapları devşirirken basın üzerine ta Osmanlı’dan itibaren başlayan basın kanunlarına ait bilgi verenleri merakla okumaya başladım.

Üç ayrı kitap aynı noktaya basıyor.

Osmanlı’dan başlayıp Cumhuriyet devrini 1950 yılına kadar çıkartılan ve tatbik edilen kanunlar hiç iç açıcı değil basın özgürlüğü bakımından.

Hele İstiklal Mahkemesi zamanı ile Takriri Sükûn Kanunu (ki bu kanun o zamanın iktidarı tam tatbik ettiği halde. DP zamanında aynı kanun çıkartıldığında muhalefetteki CHP’de İsmet İnönü’nün “Sizi ben bile kurtaramam” sözü sonrası Adnan Menderes’in asılması olayı) zamanında gazetecilerin hapis cezaları gazete kapanmaları olaylarını atlayarak…

Sadece bir kısım anlatımı sizlere sunmaktayım.

Yorum size ait.

***

Basın kanunu 1931

8 Ağustos 1931'de Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmesinden önce Yarın Gazetesi’nin Başyazarı Arif Oruç ve gazetenin Sorumlu Müdürü Süleyman Tevfik, İzmit Valisi aleyhinde yaptıkları yayın gerekçesiyle ve genel ahlaka aykırı yayın suçundan Ocak 1931'de tutuklanmışlardır. Aynı yılın Haziran ayında Yarın Gazetesi ile Cumhuriyet Gazetesi arasında şiddetli bir polemik başlamış Arif Oruç, Yunus Nadi ve Ali Naci tarafından "vatan haini" olarak, Falih Rıfkı tarafından da "alçaklık”la suçlanmıştır 76. SCF'nin kapatılmasından ve bu yasanın çıkmasından önce 14 Eylül 1930'da Yeni Asır Gazetesi yazarlarından Behzat Arif, Yazı İşleri Müdürü Abdullah Abidin üç buçuk yıl ağır hapis cezasına çarptırılmışlardır". Hizmet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Bedri Bey ve Başyazarı Zeynel Besim de tutuklanmışlardır 78.

Yasanın yürürlüğe girişinden 11 gün sonra, 19 Ağustos 1931'de, Yarın Gazetesi kapatılmış, bu kez Oruç, yazılarını Mücadele adlı bir başka gazete çıkararak orada sürdürmüştür. Ancak bu gazetenin de ilk sayısı toplatılarak devamı yasaklanmıştır. CHF Genel Sekreteri Recep (Peker), bu yasaklamaya ilişkin parti il örgütlerine 8 Eylül 1931'de gönderdiği uyarı mektubunda Yarın Gazetesi’nin bir uzantısı olarak çıkan Mücadele Gazetesi’nin hükümetin kurulmasına izin vermediği işçi ve çiftçi örgütlerinin amaçlarına uyan ifadeler ve kol ve kafa işçilerinden esnaf ve çiftçiden söz eden ulusal birliği bozacak noktalar olduğunu yazıyor. Recep (Peker), bu durumdan Genel Yönetim Kurulu'nun parti örgütünü bilgilendirerek tehlikeli telkin ve akımlara karşı ülkenin genel bünyesindeki direnme yeteneğini arttırmalarını rica ediyor 79.

Arif Oruç, bir süre sonra Bulgaristan'a gidecek ve muhalefetini orada sürdürecektir. Son Posta Gazetesi’ne gelince: Bu gazete de SCF'nin kapatılmasından sonra da gerek Ağaoğlu gerekse Sertel'in yazılarıyla CHF'na karşı yayın 75 Mehmet Asım, Vakit, 28 Temmuz 1931 76 Tunçay, T.C.'nde Tek Parti... s.279 77 Çetin Yetkin, Türkiye'de Tek Parti Yönetimi 1931-1945, Atın Kitaplar İst. 1983, s.67 78 Yetkin, Serbest Cumhuriyet Fırkası... s. 174 79 Haz. Mete Tunçay, Arif Oruç'un Yarm'ı (1933), İletişim Yayınları, İst. 1991, s.13-15 1930'A KADAR BASININ DURUMU VE 1931 MATBUAT KANUNU 151 nını sürdürmüştür. Ne var ki, bu gazetenin yaptığı sert eleştiriler sonucu, Sertel ve gazetenin Sorumlu Müdürü Selim Ragıp üç yıl ağır hapis cezasına çarptırılmışlardır 80. Matbuat Kanunu'ndan sonra kapatılan dergiler ise Muhit ve Türk Yurdu'dur.

İşte dün ne yapılmıştı bu gün ne söyleniyor

Bu özgürlüğe hiçte varmayan kanunların tümü 1950 yılında tümden kaldırılmış.

***

Sağlık esenlik içinde sevdiklerinizle beraber yaşam dileğimle…

***

Kaynak:

Türkiye’de Basın – İktidar ilişkileri ( Yrd. Doç Dr. Nurettin güz)

Basında Muhalefet ve 1931 Matbuat kanunu (Dr Nurettin Güz)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi