Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Banka zulmü

Banka zulmü

Türkiye’de en çok kar eden sektör maalesef finans sektörü yani bankacılık sistemidir.

Faizle para alıp para satan bu kesim, son 10 yılda kazancını öylesine çeşitlendirmiştir ki inanılır gibi değil.

Mesela bunlardan birisi kredi kartı kullanımının yaygınlaştırılmasıdır.

Bir çeşit algı yönetimi yoluyla insanları nakit para taşımaktan ve bulundurmaktan vazgeçirerek plastik para da denilen kredi kartı kullanmaya mecbur etmişlerdir.

Devlet dairelerinin tahsilatlarını kredi kartı ile yapmalarının yanında buna para taşımanın riski de ilave edilince her yol bankaya çıkar olmuştur.

Müşteri velinimettir anlayışıyla kendiliklerinden evlere kadar gönderilen kredi kartları daha sonraları ücretli hale dönüştürülmüştür.

Sadece kredi kartı olsa iyi.

Banka kartı başta olmak üzere daha ne çeşitli kartlar verildi insanlara.

Mesela bir örnek vermek gerekirse bankalar arası kart merkezi rakamlarına göre, banka kartı sayısı 108 milyonu, kredi kartı sayısı da 58 milyonu aşarak bankacılık tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumdadır.

Bu arada şehir içi ulaşım hizmetlerinde de kullanılan temassız kart sayısı da 13 milyonu aşmış durumdadır.

2016 yılı ilk çeyreği sonunda bu gidişle Türkiye'de 60 milyonu adet kredi kartı, 100 milyonu da banka kartı olmak üzere toplamda 160 milyona ulaşan banka kartı dolaşımda olacaktır.

Gelelim bu kartlar nedeniyle tüketicilerden alınan ücret ve diğer gelirlere.

Bankalar ile bankalar arası kart merkezi hemen her fırsatta kart sayıları ile ilgili rakamları açıklarken nedense tüketicilerden alınan ücret ve diğer gelirleri açıklamaktan kaçınmaktadır.

Basın yayın organlarına yansıdığı kadarıyla tüketicilerin il ve ilçe hakem heyetleri ile tüketici mahkemelerinden aldıkları kararlar üzerine bankalar yeni bir gelir kalemi bulmakta gecikmemektedirler.

Kart aidatı, işlem ücreti ve ödeme ücreti gibi ücretlerin biri yürürlükten kalkmadan bir diğeri bankalarca işleme konulmaktadır.

Nerede ise banka önünden geçen herkese kredi vermekte hiç tereddüt etmeyen bankalar tüketicilerden aldıkları dosya ücretlerinde de bin bir oyun ile çok farklı yollar deneyerek ücret almaktadırlar.

Mahkeme ve hakem heyeti kararlarını hiçe sayarcasına tüketicileri yolunacak kaz gibi gören bankalar en son zulümlerini bankadan doküman isteyen kişiler üzerine yöneltmiş bulunmaktadırlar.

Bir veya birkaç sahifelik bir doküman için mahkeme kararları gereği kendileri direkt para almaktan vazgeçen bankalar bu defa tüketicilerin karşısına başka bankalardan kendi bankalarına para havale edilmesini isteyerek çıkmışlardır.

Adı hizmet bedeli olacak ya.

Farklı farklı adlarla üretilecek hizmet çeşidi mi yok Türkiye’de.

Bu da eninde sonunda mahkemelerden dönecek elbette.

Ama ya o zamana kadar bankaların tahsil ettikleri haksız bedeller üzerinden elde ettikleri haksız kazançlar nasıl iade edilecek tüketicilere.

Adalet kör değildir, ama topaldır diyenlere gün doğmamalı artık Türkiye’de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi