Baba Köse!
Bu röportajı yaptıktan sonra, zaman zaman görüştüğümüz, dahası Konyaspor maçlarında karşılaştığımız Baba Köse, “Çınar, benim biletler ne oldu?” diye sitem eder, “siz de adam mısınız len” diyerek de hem öfkesini dışa vurur, hem de aba altından sopa gösterirdi...
Bana “Çınar” derdi Hüseyin abi...
Tabi bizden eskiler, daha iyi tanırlardı Hüseyin abiyi...
Yani Baba Köse'yi...
Urfalı Pekoz Mehmet Gül, Saim Güntan, Bılıbılı Ahmet Töre, kaleci Mehmet Pala, Tatar Bahattin gibi daha ismini sayamayacağım birçok eski futbolcu, Baba Köse'nin, siz deyin “bitirim”lilik, ben diyeyim “delikanlı”lık tedrisinden geçmiş isimlerdi...
Tabi ki daha eskilerde...
Sarı Mehmetler, Naci Renklibaylar, Ali Palalılar, Ali Büyükbayramlar, Ziya Gülsaçanlar, Aydın Sümeralpler, Kaptan Çetinler, Muhtar Pekmirzalar, Tuncay Bilgeler ve daha niceleri...
Ama en iyi adamları, daha doğrusu yarenleri, “Öcü Böcü” Ahmet, İhsan Öncel “Zoti” ile “İngiliz” Kemal diye biliyorum...
Severlerdi Baba Köse'yi...
Tabi ki bizler de...
Hüseyin abi, yani Baba Köse, tam bir Konya sevdalısı, Konyaspor aşığı ve abartmıyorum kusursuz bir futbol hastası ya da fanatiğiydi...
Bir o kadar da centilmen adamdı...
Siyah-beyazlı Konyaspor'un delisiydi...
Ama, Konya İdmanyurdu'na da toz kondurmazdı...
Röportajında da belirttiği gibi, ayrılıktan ve gayrılıktan dolayı Konyaspor'lu taraftarlarla zaman zaman kavga etmişliği ve aşığı olduğu Konyaspor'un maçlarına gitmediği olmuş...
Konyaspor ile Konya İdmanyurdu'nun birleşmesine en çok sevinenlerin başında Hüseyin abi gelirdi...
Çünkü, iki taraftan da sevdiği insanlar olduğu gibi, iki kulüp tarafından da sevilen bir adamdı Baba Köse...
Bundan 4-5 ay önce, “Çınar yeni stadda maç izlemek bana nasip olur mu?” diye sormuştu...
Ben de “Hüseyin abi seninki de laf mı şimdi, tabi ki izlersin” demiştim...
Aynı soruyu Orhan abi de sormuştu...
Ona da aynı Hüseyin abiye söylediğimi söylemiştim...
Ve bugün ikisi de yok...
Ne Torku Arena'dan haberleri var, ne de Aykut Kocaman'ın Torku Konyaspor'a geldiğinden...
Urfalı anlattı...
Mehmet Abi...
61'li yıllarda Konyaspor genç takımından 6-7 oyuncu İstanbul'a gezmeye gitmişler...
Hem maç izlemek, hem de İstanbul'u görmek için...
Ömer Civelek antrenör...
“Genç çocuklar sağa sola dallanmasınlar” diyerek, bunların başında da daha tecrübeli olduğu, yol yordam bildiği için Baba Köse'nin gitmesini ve çocuklara sahip çıkmasını istemiş...
Genç çocuklar bunlar...
Baba Köse'yi kafayı almışlar, İstanbul kazan, bunlar kepçe...
Baba Köse bunlara yol gösterirken, bunlar Baba Köse'yi çoktan Beyoğlu'na çıkarmışlar...
Baba Köse, bu gençlere, “sizi kaloriferli otelde yatıracağım” demiş, para yetmediği için gazocağı ile ısınan bir otele razı etmiş...
Urfalı Mehmet Gül, yani Konya futbolunun Pekoz Mehmet, Baba Köse'nin dünya'nın en tatlı adamlarından birisi olduğunu, muhabbetine doyum olmadığını söylerdi, zaman zaman biraraya geldiğimiz sohbetlerde...
Allah rahmet eylesin, Orhan Berk abi de, Baba Köse'yle ilgili bir anısını anlatmıştı...
Mersin'de yaşanmış olay...
Konyaspor'un iyi zamanları...
Mersin sıcak...
Maçı 50-60 kişilik Konyaspor taraftarı da izliyor...
Takıma destek için gitmişler Mersin'e...
Orhan abiler kale arkasında resim çekiyorlar...
İlk yarı 0-0 sona ermiş, sıcaktan bunaldıkları için lavobaya gidiyorlar...
Tam da Konyaspor'lu taraftarların bulunduğu tribünlerin önünden geçerken, Baba Köse tel örgülerin arkasından seslenmiş Orhan abiye...
“Orhan abiiiii maç kaç kaç?” diye sormuş...
Rahmetli Orhan abi de benimle dalga geçiyor diye kızmış Baba Köse'ye...
Baba Köse gerçekten ilk yarının skorunu bilmiyormuş...
Çünkü, sıcaktan sızmış kalmış...
Sonra biraraya geldiklerinde Orhan abiye söylemiş, maçın ilk yarısında uyuduğunu...
Allah rahmet eylesin...
Güzel adamdı Hüseyin abi...
Aslında Baba Köse gibi güzel insanları unutmamak lazım...
Bu şehirde bir Baba Köse daha yok...
Gelmeyecek de.
Diğer güzel insanların gidipte gelmedikleri ya da dönmedikleri gibi.