Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Ankara’da taşkın. İmtihan ne olacak?

Ankara’da taşkın. İmtihan ne olacak?

Akşam üzeri kimya dersi mezuniyet imtihanına girmiştik.

İmtihan işlemi bittikten sonra Hasköy’de ki dayım gile gitmek için yola düştüm.

Ulusu geçince bir insan kalabalığı gördüm ve şehir otobüsleri duruyordu sıra ile durakta!

Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Meğer büyük bir facia olmuş.

İkindi üzeri şiddetli yağan yağmurun neticesi yıllardır hiç olmadık şekilde Bent Deresi sel yapıp önünde ne varsa Topkapı Köprüsü’ne yığmış su köprü üstünden aşıyor geçit vermiyormuş.

***

O zamanlar Allah’tan ki Bent Deresi etrafında evler olmayıp hali arazi olduğu ev bulunmadığı için vatandaşların zararı yok. Sadece yol üzerindeki birkaç otoyu sürüklemiş vaziyette.

Ne yapacaktım Ankara’nın kuzeyine geçiş yoktu.

Bir otele gitmeye karar vermişken köprüdeki kapalılığın açıldığı normal akış başladığı haberi ile otobüsler çalışmaya başladı bende gittim dayım gile.

Bu olay sonrası Bent Deresi’ni kanal haline getirmişlerdi.

İşte olan oldu evler aşağıya yapılmaya başladı. Şimdilerde evler zarar görüyor…

***

Okulun son mezuniyet imtihanını bitirmiş mezuniyet haberini bekliyordum.

On beş gün kadar sonra kimya hocamız Kemal Bey benimle görüşmek istediğini haber vermiş.

Hoca ile buluştuk. Bana “Ahmet çiğim sana kötü haberim var senin imtihan kâğıdın yok. İmtihana ilk cevaplayan olup vermiştin kâğıdı ama kâğıdın ortada yok. Acaba o ara alıp falan ettin mi?” diye sorunca bir tuhaflaştım.

“Hocam sizde hatırlarsınız imtihan sırasında gezerken kâğıdıma bakarak. “iyi yapı yon galiba soruların hepsini cevaplamışsın demiştiniz. Nitekim ilk kâğıdı verende ben oldum. Geriye almadığım gibi zaten sizin önünüzden alamazdım da. İşlem bitmişti. Cevabıma.

“Doğru. Zaten kâğıtları alım tutanağında talebe sayısına göre eksiksiz alındı yani isimleri ile tutanak da var.

Var ama senin kâğıdı bulamadım. Ortada yok not veremiyorum.

Başımdan kaynar sular dökülüyordu.

Peki, ne yapmamız gerek hocam. İsterseniz beni hemen bir daha imtihan edin” teklifime…

“O da olmaz tek kişi imtihan edilemez gelecek yıl imtihanlarını bekleyeceğiz galiba…” demesin mi?

Hocam bu haksızlık olmaz mı? Bana bir yıl öte işlem teklif ediyorsunuz. Benim kabahatim ne?”

“Başka yapabileceğim bir şey yok.” Deyince ayrıldık.

Okul idaresi de ilgilendi beni haklı görüyorlardı ama bir şey yapamıyorlardı.

Birde şunu düşündüler. Birisi benim kâğıdı alıp kendi ismini yazıp verme imkanı mı oldu diye.

Önüme elli kişiye yakın imtihan kâğıtlarını önüme getirip.

 Birde şu kâğıtları kontrol et senin yazdığın kâğıt var mı?” diye.

Oturup teker teker kontrol ettim nafile herkesin kendi yazısı mevcuttu.

İdarede “nasıl olur. İmtihan kâğıdını verdiğim tutanakla tespitli. Nere gider bu kâğıt?” diyordu.

***

Baktım ki hocanın aklı gelecek yılın imtihanlarına girmem düşüncesi olunca oturdum okul müdürü rahmetli Nuri Beye mektup yazdım Konya’dan.

“Hocam imtihan kâğıdım için ilgi gösterdiniz ama neticeye varamadık. Ancak hakkımı arayabilmek için mahkemeye müracaatımda okulu hedef almak ve sizleri üzmek istemiyorum.

Ne çare ki yapacağım başka bir şey kalmıyor. Mahkeme, tahminim resen imtihanı kazanmış gösterebilir. Kâğıdın muhafazası hocaya ve okul idaresine ait. Yine de ancak beni hemen imtihan ederek halletmemize rıza göstermekteyim.

Ne olur yardımcı olun” diye

***

Nuri Bey de haklı gördüğü için hocayı ikna edemeyince. Öğretmenleri toplayıp durumu tutanakla belirtip benim tek olarak imtihan etmemi kararlaştırmış ve kimyacıya “kabul et yoksa mahkeme sizi suçlu bulur” diyerek ona da kabul ettirmiş.

Kimyacı Hoca bana mektup yazarak “senden bunu beklemiyordum yılı beklesen ne olurdu” diye sitayişkâr söz ediyordu.

***

Ben on beş gün sonra için imtihana çağırdılar. Tek başına oturdum ama huzursuzdum “Hoca en zor karışımları sorar cevap veremem mi acaba? Diye.

Maalesef öyle oldu çok zordu sorular ama bende hayli çalışmıştım.

Karışımlar karmakarışık da olsa halletmiştim. İçim rahatlayarak imtihan kâğıdını birde mümeyyiz hoca yanında tutanakla! Teslim ettim.

***

Yüz puan üzerinden yüz almam gerekir diye düşünmüştüm ama hoca çok gücenmiş ki yüz yerine geçer olabilen altmış puan vermişti.

Okulun diplomasını alıyordum ama seksen verse bile pekiyi derecede diploma alacağım yerde. İyi notu yazılmış oluyordu.

İşte. Bir öğretim üyesi olayı. Milyonda bir benim başıma gelmişti. Örnek alınmalı öğretmenlik vakarı kaybedilmemeli.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi