Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ahlaksız reklam afişleri

Ahlaksız reklam afişleri

Kışın sona erip baharın gelmesi, yaz mevsiminin de artık iyiden iyiye yaklaştığını hissettirmesi ile birlikte belediye eliyle şehrin dört bir yanında olur olmaz yerlere konulan reklam panolarıyla ilgili olarak bir kez daha hatırlatma yapmak istiyorum.

Belediyeler hem kendi siyasi faaliyetlerinin duyurulmasını bedavaya getirmek, hem de gelir elde etmek amacıyla geçmişte başıbozuk bir şekilde tesis edilen reklamlara bir standart getirmek amacıyla reklam panoları işini ihaleye verdiğini biliyoruz.

Başıbozuk bir şekilde dileyenin dilediği şekilde reklam yapmasının önüne geçilirken elde edilecek maddi gelir nedeniyle bazı hususların gözden kaçırıldığı veya dikkate alınmadığı kanaatindeyiz.

Bizi bu kanaate ulaştıran neden geçmiş senelerdeki reklamların mahiyetidir.

Zaman zaman basın yayın organlarında yer alan eleştiriler nedeniyle belediyeler tarafında gerekli hassasiyet gösteriliyor kabilinden açıklamalar yapılsa da biz bu hassasiyetin bu şehirle, bu şehrin geçmişiyle ve bu şehrin insanı ile mütenasip olmadığına inanıyoruz.

Bunun iki nedeni var.

Birincisi belediyelerin ihale ettikleri panolarda yapılan reklamlar.

İkincisi ise bu panolarda yer bulamayan veya ücretin yüksekliği nedeniyle kendi reklamını kendi yapmaya kalkışan bazı kişilere zamanında gerekli müdahalelerin yapılmamasıdır.

Şehrin imarı ile görevli olan belediye aynı zamanda, hatta ondan daha da önemli olarak şehrin kültürünü, örf ve âdetini, tarihi yapısını korurken aynı zamanda gençlerinin de ahlakını ve iffetlerini korumak zorundadır.

Belediyenin ihale ettiği reklam panolarında zaman zaman düzenlenen bir konser vesilesiyle veya içecek, giyim yahut araba reklamları nedeniyle bu şehrin genel yapısına ve kültürüne uymayan reklam afişleri görülmektedir.

Diğer yandan şehrin ana caddelerinde yer alan giyim mağazalarının özellikle de iç giyim satan firmaların iç çamaşırı, gecelik hatta mayo tanıtımları dolayısıyla neredeyse yatak odası kıyafetine rahmet okutturacak şekilde afişler ve reklam düzenlemeleri görülmektedir.

Başta şehir meydanlarına ve ana arterlere neredeyse her boş bulunan yere hatta okul duvarlarının dış cephelerine adım başı denebilecek konulmuş reklam panolarına ilaveten vitrinlerin de reklam panosuna dönüştürülmesiyle toplumun özellikle de genç nüfusun ahlakı çürütülmektedir.

Özellikle okul yollarında, çevresinde ve duvarlarında yer alan açık saçık reklamlar genç dimağlar için çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir ifsad kaynağı olmaktadır.

Bu durumdan rahatsız olan öğrenci velilerinin okullara yaptıkları müracaatlar da ya okul idarecileri tarafından görmezden gelinmekte, ya da suçu belediyenin sırtına atmanın rahatlığı içinde talepler karşılıksız bırakılmaktadır.

Şehrimizde yaşayan on binlerce insan ve öğrenci velisi kendi elleriyle seçerek yetki verdikleri ve hemşerilerine hizmetle yükümlü belediyelerin ihale etmesi sonucunda veya yapılanlara engel olmaması nedeniyle zımnen onay veriyor görüntüsüyle hemşerilerini her köşe başında istemedikleri halde edep ve hayâ duygularını rahatsız edici reklamlarla karşılaşmak zorunda bırakmaktadır.

Bu reklamlar gerek Türkiye çapında gerekse şehir bazında bir takım firmaların markalarının reklamlarını yapıyor ve ticaret hacimlerini artıyor olabilir.

Hatta bu reklam panoları yıldan yıla belediyenin gelirlerini önemli ölçüde artırıyor da olabilir.

Toplumun genel ahlakını çürütürken, özellikle de gençler için ahlaken bir ifsad kaynağı olması bütün bu gelirlerin artmasının gölgesinde mi kalmalıdır?

Konya’mızın maalesef yıldan yıla artan bir hızla tüketim toplumu olmaya doğru gittiği görülmektedir.

Hükümetin yanında yerel idarelerinde kapitalist politikalar uygulamaya devam etmesi neticesinde izzetli ve erdemli bir hayat yaşama çabasında olan insanların sayılarının azalması ile toplumsal zaaflarının her alanda daha fazla yaygınlaştı günümüzde liberal ahlakın neredeyse bir toplum düzeni haline geldiği görülmektedir.

Merkezi hükümetin ve belediyelerin uygulamaları bu anlamda, modernizm, kariyerizm ve konformizm talepleri ve kişisel hak ve özgürlükler adı altında, isteyenin istediğini yaptığı, dileyenin dilediğini alıp sattığı geçmişi ile bağlarını koparan ilkesiz, değersiz, ahlaksız bir toplum yapısı oluşturmaya yönelik sistematik bir tavır olarak görülmektedir.

Bu sözlerimizin muhatabı kendisi,  ailesi ve şehri adına gelecek endişesi taşıyanlaradır.

Yoksa mevcut merkezi ve yerel idarelere eklemlenmiş yani dün bozuk dediği sistemle bu gün uzlaşmış ve kendisini uyaranlara “Siz hâlâ orada mısınız?” diyenlere değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi