5.5 Yaştan Korkmayın
Egitim-öğretimde köklü değişiklikler oluyor. Bunlardan birisi de eğitim-öğretim yaşının 5.5 yaşa çekilmesi oldu. Bu, bizim Cumhuriyetle birlikte terk ettiğimiz bin yıllık bir geleneğimizdi.
Bizde ilkokulun adı asırlarca mahalle mektebi, taş mektep yanında, sıbyan mektebi adlarıyla da anıldı. Sibyan küçük çocuk demektir. Bir anlamı da üç yaşından küçük erkek çocuklar için kullanılan bir tabirdir. Osmanlı döneminde çocuklar dört yaş, dört ay, dört günlük olunca yani, 4.5 yaşına ulaşınca evinden bir şenlik neşesi içerisinde merasimli alınır ve dualarla mektebe götürülürdü.
Eskiden beri aileler, çocukları ile ilgili üç olayı büyük mürüvvet olarak görürdü. Bunlardan birisi çocuğun mektebe başladığı gün, ikincisi erkek çocuklarda sünnet olayı, üçüncüsü de kız olsun erkek olsun gençlerin evlenmeleridir. Her nedense bizde çocukların mektebe başlaması külfet gibi telakki edilmeye başlandı.
Eğitimin erken yaşlarda başlamasının faydalarını batı, Osmanlı’dan asırlar sonra fark etti. Yapılan araştırmalarla eğitimin geç yaşlarda başlamasının tevlit ettiği zararın bir hayat boyu devam ettiğini ve bu zararın hiçbir zaman telafi edilemediğini tespit etti. Ve hemen, erken eğitimi ülkelerinde uygulamaya koydu. Önce bizde, “Altı yaş çok geç” sözü atıldı ortaya. Bugünlerde de tatbikatına geçildi. Eğitim yaşı beş yaşa da çekilebilirdi. Ama yetkililer ailelerin tepkisinden korktu galiba…
Anneler ve babalar şunu çok iyi bilsinler ki, bu yeni sistem ve uygulama ile çocukları eski nesillerden çok daha zeki, çok daha başarılı olacak. Günümüzde bu uygulama, daha planlı ve programlı olacağı için, sistemin Osmanlı döneminden daha başarılı olacağına inanıyorum. Bunda kimsenin şüphesi olmasın.
Ben binlerce ilim adamızın hayatını inceledim ve pek çoğunu kitaplaştırdım. En büyük ilim adamlarının hafızlıklarını küçük yaşlarda tamamlayanlar arasından çıktığını gördüm. Bunların içerisinde hafızlıklarını altı-yedi yaşlarında tamamlayanları var.
Büyüklerin bile hayatlarında öğrenemedikleri çok şeyi günümüzde çocuklar, anaokulları ve kreşler de öğrenmiyorlar mı? Buna hayran olmamak mümkün değil.
Aileler 5.5 yaş meselesinde endişeleri bir tarafa bırakarak, bundan çocuklarının nasıl faydalanacağı meselesine yönelmelidir. Bu konuda anne ve babaların yapacakları tek şey, çocuklarını ruhen ve psikolojik olarak mektebe gitmeye hazır hale getirmek olmalıdır. 5.5 yaş meselesinde tek problem budur.
Bu günlerde eğitimde, hayal bile edemediğimiz şeyler gerçek oluyor. Yirmi yıldır, söylediğimiz hususların başında bu erken eğitim meselesi geliyordu.
Yeni nesilleri dil çıkmazından da kurtarmamız lazım. Daha önceki pek çok yazımızda bu konu üzerinde etraflıca durmuştuk, durmaya da devam edeceğiz.
Şimdi, 5-6 bin kelimelik bir dille yazılan ders kitaplarının tamamı çöpe atılarak, ders kitaplarının ileri ülkelerde olduğu gibi 30-40, hatta 40-50 bin kelimelik zengin bir dille yazılmasını bekliyoruz. İlim, sanat, kültürde nasıl çağ atlanacak o zaman göreceksiniz.
Bu günlerde Dil Bayramı dolayısıyla bu konular gündeme getirildi. Son yarım asırda hukuk dilini bile berbat ettiler. Şu hazırlanması düşünülen Anayasa’nın dilini bari güzel bir Türkçe ile yazabilseler büyük kazanç olacak.
Bizde ilkokulun adı asırlarca mahalle mektebi, taş mektep yanında, sıbyan mektebi adlarıyla da anıldı. Sibyan küçük çocuk demektir. Bir anlamı da üç yaşından küçük erkek çocuklar için kullanılan bir tabirdir. Osmanlı döneminde çocuklar dört yaş, dört ay, dört günlük olunca yani, 4.5 yaşına ulaşınca evinden bir şenlik neşesi içerisinde merasimli alınır ve dualarla mektebe götürülürdü.
Eskiden beri aileler, çocukları ile ilgili üç olayı büyük mürüvvet olarak görürdü. Bunlardan birisi çocuğun mektebe başladığı gün, ikincisi erkek çocuklarda sünnet olayı, üçüncüsü de kız olsun erkek olsun gençlerin evlenmeleridir. Her nedense bizde çocukların mektebe başlaması külfet gibi telakki edilmeye başlandı.
Eğitimin erken yaşlarda başlamasının faydalarını batı, Osmanlı’dan asırlar sonra fark etti. Yapılan araştırmalarla eğitimin geç yaşlarda başlamasının tevlit ettiği zararın bir hayat boyu devam ettiğini ve bu zararın hiçbir zaman telafi edilemediğini tespit etti. Ve hemen, erken eğitimi ülkelerinde uygulamaya koydu. Önce bizde, “Altı yaş çok geç” sözü atıldı ortaya. Bugünlerde de tatbikatına geçildi. Eğitim yaşı beş yaşa da çekilebilirdi. Ama yetkililer ailelerin tepkisinden korktu galiba…
Anneler ve babalar şunu çok iyi bilsinler ki, bu yeni sistem ve uygulama ile çocukları eski nesillerden çok daha zeki, çok daha başarılı olacak. Günümüzde bu uygulama, daha planlı ve programlı olacağı için, sistemin Osmanlı döneminden daha başarılı olacağına inanıyorum. Bunda kimsenin şüphesi olmasın.
Ben binlerce ilim adamızın hayatını inceledim ve pek çoğunu kitaplaştırdım. En büyük ilim adamlarının hafızlıklarını küçük yaşlarda tamamlayanlar arasından çıktığını gördüm. Bunların içerisinde hafızlıklarını altı-yedi yaşlarında tamamlayanları var.
Büyüklerin bile hayatlarında öğrenemedikleri çok şeyi günümüzde çocuklar, anaokulları ve kreşler de öğrenmiyorlar mı? Buna hayran olmamak mümkün değil.
Aileler 5.5 yaş meselesinde endişeleri bir tarafa bırakarak, bundan çocuklarının nasıl faydalanacağı meselesine yönelmelidir. Bu konuda anne ve babaların yapacakları tek şey, çocuklarını ruhen ve psikolojik olarak mektebe gitmeye hazır hale getirmek olmalıdır. 5.5 yaş meselesinde tek problem budur.
Bu günlerde eğitimde, hayal bile edemediğimiz şeyler gerçek oluyor. Yirmi yıldır, söylediğimiz hususların başında bu erken eğitim meselesi geliyordu.
Yeni nesilleri dil çıkmazından da kurtarmamız lazım. Daha önceki pek çok yazımızda bu konu üzerinde etraflıca durmuştuk, durmaya da devam edeceğiz.
Şimdi, 5-6 bin kelimelik bir dille yazılan ders kitaplarının tamamı çöpe atılarak, ders kitaplarının ileri ülkelerde olduğu gibi 30-40, hatta 40-50 bin kelimelik zengin bir dille yazılmasını bekliyoruz. İlim, sanat, kültürde nasıl çağ atlanacak o zaman göreceksiniz.
Bu günlerde Dil Bayramı dolayısıyla bu konular gündeme getirildi. Son yarım asırda hukuk dilini bile berbat ettiler. Şu hazırlanması düşünülen Anayasa’nın dilini bari güzel bir Türkçe ile yazabilseler büyük kazanç olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.