Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Zühd anlayışı ve dünyevileşme

Zühd anlayışı ve dünyevileşme

Bugün artık hastalık hâline gelmiş olan ‘dünyevîleşme’ ancak ‘zühd’ anlayışına sâhip olma ile giderilebileceği için başlığımızı da ona göre attık. Bilindiği üzere ‘zühd’ tasavvûfî bir kavramdır. Hakiki anlamda ‘zühd’ kişinin eşyâya sâhip olmaması değil eşyânın kişiye sâhip olmamasıdır. Yâni dünya sevgisinin kişinin gönlüne girip O’na Allah Teâlâ’yı, emirlerini ve ahreti unutturmasıdır.

‘Zühd’ lügatte; ‘soğuk davranmak, her hangi bir şeye meyletmemek, azla yetinmek’ (tabi dünya adına) anlamında kullanılır. Zühd, tamâmiyle dünyâdan el etek çekmek değildir. Böyle bir anlayış zâten İslam’da yoktur. Zühdde kişinin, dünyânın iç âlemini istilâ etmesine izin verilmemesi ayni zamanda kişiyi Rabb’inden uzaklaştırmama hâli vardır. 

Zühd, ‘takva’ ile de alâkalıdır. Takva anlayışında, müminin ahlâkî ve şahsiyet anlamında bozulmaktan, kendini dağıtmaktan beri kılan bir toplayıcılık erdemi hâkimdir. Zühd takvâyı artırır, besler, güzelleştirir.

Yüce Kur’an’da ‘zühd’ kavramı geçmez. Ama ‘geçici, fâni şeylere önem vermemek, ahreti dünyâya tercih etmek’ gibi anlayışlara Kur’ânu Azûmuşşân’da yer verilir.  İslâm’a göre, dünya ve âhiret ikisi birbirini tamamlar. İslam birine önem verip diğerinin bırakılmasını istemez. ‘Dünyâda iyilik, ahrette de iyilik’ anlayışı dua olarak dillere yansır. Ancak Kur’an; dünya hayâtına dâir kulları uyarır, mal, evlat, zenginlik gibi varlıkların insanla olan ilişkisi sorgulanır, kişinin dünya için ahretini terk etmesi, sorumluluktan kaçması yerilir.

“Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, (otlağa) salınmış atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar sâdece dünya hayâtının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allâh’ın yanındadır.” (Âl-i İmrân, 14) “Dünya hayâtı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. İttika edenler, (Allâh’ın azâbından) korkanlar için elbette âhiret yurdu daha hayırlıdır. (Dünya hayâtının fâniliğine) hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?” (En’âm, 32) Kur’anı Kerim’de dünyânın zemmedilmesi, insanın dünyâya meyletme isteğinden dolayıdır. Âyetlerde bahsedildiği üzere Cenâbı Hak müminleri uyarır.   

İnsan ebedi saadetini kazanmak amaçlı imtihan edilmek üzere dünyâya gönderilmiştir. Bu hakikatten hareketle zühd ve dünyevileşme bağlamında aslolan insanın dünyâya meyletmemesi ve dünyâya düşkünlük göstermemesidir. Dünyâdan nasibini alma helal çerçevede, keyfe kâfidir. Aşırıya kaçma durumu, nefsin isteklerine gem vurulamaması hâlidir. O zaman Müslümanlar hayat boyu devam edecek büyük cihad olan nefsini eğitme işini asla hafife almamalıdır. 

Dünya ve Ahretin Asil Peygamberi aleyhissalâtu vesselâm’ın kendisine has bir zühd hayâtı vardı. O kâmil kul peygamberliğin ilk senelerinde fakirlik içindeydi, bu el-Hak doğrudur. Ama ilerleyen senelerde Arap yarımadasının bütününe hâkim olunacak güce gelindiğinde de, yine aynı zâhidâne hayâtını muhafaza eden Peygamberimiz aleyhisselam ve berâberindekiler, bizlere günümüze dâir ehemmiyetli mesajlar verirler. Rasûllullah aleyhissalâtu vesselam mal-mülk sâhibi olabilecek durumdayken, onu tercih etmedi sâde ve mütevâzi bir hayâtı yeğledi. Mal biriktirmedi, ganimetleri fakir-fukaraya dağıttı. İçtimai hayatta O hep çevresindekilere vericiliği, cömertliği ve paylaşmayı tavsiye etti. Peygamber aleyhissalâtu vesselam, insanları dâima dünyâya tamah etmekten, lüks ve israftan sakındırmış her zaman itidal ölçüleri içinde yaşamanın müminler için daha uygun olduğunu anlatmıştır.

Ancak bunlar yanlış anlaşılmamalı. Ahret mutluğu için dünyâdan vaz geçelim denmiyor. Dünyâdan, ‘yüce Kur’ân’ın ve Peygamberinin gösterdiği ölçülerde faydalanılsın’ deniyor. Dünyâda mutlu olamayanlar, ahretlerini kaybedenlerdir. Ahrette mutlu olacaklar da hem dünyâda hem ahrette huzur duyanlardır vesselam. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi