Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Zilhicce'nin İlk On Günü

Zilhicce'nin İlk On Günü

İnsanı insan yapan özellikler ibâdetle gelişir, yerleşir. İbâdetler her zaman için hangi dinde olursa olsun âdeta insana olumlu karakter aşısı yapar. İbâdetlerle ulu yaratıcıya yönelen insanların menfi duyguları ve özellikleri müspet hâle dönüşür, kişi kendi davranışlarını hesâba çeker ve çirkinliklerden hicap eder. Doğru olmaya, iyi olmaya özenir. O zamana kadar hep ihmal ettiği rûhunu keşfeder. Mâneviyatla ve mânevi yönelişlerle ruh tâmir edilir.
Rûhun iliği, özü, ana temâsı ibâdetlerdir. Kişi ibâdetlerle rûhunu beslediğinde insan olmanın lezzetine varır. İnsan olmak demek aslında mü’min olmak demektir. Hakiki insan gerçek mü’min’dir. Bu özellik ibâdettendir. Ruhlar Cenâb-ı Hakk’a takdim edilen ibâdetlerle ihya olur. İbâdetler insanın karakterini şekillendirir, kişilere ideal insan modeli çizer. Kişilere dâima olumlu profil çizen ibâdetler asla ihmal edilmemelidir.
Ancak bugün insanların en çok ihmal ettikleri şey ibâdetleridir. Günün koşuşturmacası içerisinde en çok ibâdetler ihmâle uğrar. Oysa insan bir şekilde her şeye zaman bulmaktadır. Yemeğini, işini, okulunu, evini, uykusunu ihmal etmemekte hatta eğlencesine, gezmesine kadar vakit ayırmakta ama ibâdete gelince zaman bulamamaktadır. Günlük namazlar çalışma seyri içinde ihmal edilmekte, hele kutsal kitâbın yüzüne bakmaya hiç vakit bulunamamakta, açların, fakirlerin semtine uğranmamaktadır. Başı sıkışınca yüce Yaratıcı'ya ilticâ eden insanlar darda kalmadıkça duâya sarılmamakta günlük rutin yapmaları gereken ibâdetlerini hep ihmal etmekteler. Tabi bunların neticesinde stresler, buhranlar, psikolojik sıkıntılar çoğalmakta insanlar başlarına onulmaz bir dert gelince ne yapacağını bilmez bir vaziyette depresyonlara girmekte bunun sonucunda kimileri hayâtına son vermeye kadar işi götürmektedir. Hakikaten insan olarak illâ da bu hazin manzaraya düşmek zorunda mıyız?
İnsanın içine genişlik ve ferahlık duygusu veren, kişiyi rûhen rahatlatan, hayâta daha dingin baktıran ibâdetler tam da insanın özüne ve fıtratına uygundur. Kâinâtın mutlak sâhibi kullarına bâzı ibâdetleri farz olarak yapmasını emretmektedir. Nasıl memurlar amirlerinin emirlerine itaat etmekle yükümlüler ise kullar da Rabb’lerinin emirlerine itaatle yükümlüdürler. Yüce Rabb kullarının daralmasını, bunalmasını istemez, onları ibâdetlere yönelterek ruhlarını ferahlatmalarını dahası yüceltmelerini ister. Dolayısıyla ibâdetler insanın hayâta pozitif bakması için olmazsa olmazlarıdır.
İşte bugünlerde mü’minler olarak önümüzde önemli bir fırsat var. Maddeyle bunalan ruhların dinlendirilmesi, doygunluğa kavuşturulması gerekiyor. Biz Müslümanlar için Kurban Bayramı'ndan önceki kameri aylardan Zilhicce’nin ilk on günü kutsal günlerdir çünkü iki cihânın sultânı, kâinâtın efendisi Peygamber aleyhisselam bu günleri dolu dolu ibâdetlerle değerlendirmiştir. O sallallâhu aleyhi vesellem Cenâb-ı Hakk’ın en sevgili kulu iken hayâtını ibâdetlerle şekillendirmeye büyük özen göstermiştir. Efendimiz aleyhissalâtu vesselam Kurban Bayramı'ndan önceki ilk on günü hep oruçlu olarak geçirmiş hatta; ‘Zilhicce’nin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir Gecesi'ni ihya etmeye bedeldir.’ Der. Yine o kutlu Nebî; ‘Allâh’a ibâdet edilecek günler içerisinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur.’ Buyurmuşlardır. Hatta aynı husus Kur’ân-ı Kerim’de Fecr sûresinde de: “On geceye yemin olsun ki…” diye geçer. 16 Ekim Salı gününde başlayan bu güzel günler Bayramın birinci gününe kadar devam edecektir. İşte bu güzel günlerde yapılan hayırlı amellerin diğer günlere oranla 700 misli daha fazla sevabı vardır. Düşünün bire yedi yüz. Ne müthiş bir kazanç! Rabbim kendi adımıza bu muhteşem günleri en âlî konumda değerlendirmeyi nasip etsin. Bir de bugün Cuma varın sevapların getirisini siz düşünün artık. O zaman boş durma vakti değil. O halde ne yapalım?
Efendimiz aleyhissalâtu vesselam bu gecelerde Subhanallah tesbihini, Elhamdülillah tahmîdini, Lâ ilâhe illallah tehlîlini, Allâhu Ekber tekbîrini çokça zikretmeyi tavsiye ediyor. Bu güzel günleri ve geceleri lüzumsuz gezmelerle, işle güçle zâyi etmeyip bolca tevbe ve istiğfarlarla, nafile namazlarla ihya etmeli. Mümkünse seher vakitlerini en kâmil bir şekilde değerlendirmeye özen göstermeli, duâya yönelmeli hem kendimiz hem ümmeti Muhammed için güzel günler dilemeli, Müslümanların içinde bulunduğu savaş durumlarının sulha dönüşmesi adına bolca duâ ve niyazlarda bulunmalıyız. Şu günlerde Hac ibâdetini yerine getirenlerin halleriyle hallenmeli, o kutsal mekanlara bizim de en kısa zamanda gitmemiz için Rabb’imize yalvarıp yakarmalıyız. Müslümanların yanlış gidişatlarına üzülmeli, İslam dışı yaşantıdan bir an önce kurtulmaları için duâlar etmeliyiz. Kısacası bugünlerde tesbihi elden, zikretmeyi gönülden bırakmayalım dostlar.
Duâlarda buluşmak üzere hayırlı Cumalar efendim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi