Zehra Özdemir

Zehra Özdemir

‘Zeytin Yağlı Yiyemem Aman’

‘Zeytin Yağlı Yiyemem Aman’

Bu türküyle başlamıştı zeytinlere yapılan ihanet ve saplanan hançer. Hem de dillerden düşmeden, anlamını düşünmeden söyleye söyleye empoze olmuştuk ve kabul etmiştik de bu sipariş usulü yazılan türküye.

***

Nasıl mı?

“Zeytinyağlı yiyemem aman, Basma da fistan giyemem aman, Senin gibi cahile Ben efendim diyemem aman …” Vazgeçmiştik zeytinyağlı yemeklerden, pamuklu fistanlardan ve onu yetiştiren çiftçiye “cahil” diyerek anlamını bile düşünmeden hep dillerde söyledi. Bu satırları yazarken bile hüzünleniyorum.

***

Ülkemizde yetişen en değerli ürünlerden biridir zeytin. Cumhuriyetin kalkınma hamlesiyle birlikte daha da önemli hale gelmiş, ziraat mühendisleri zeytin yetiştirme eğitimi için zeytini ile meşhur bir Akdeniz ülkesi olan İtalya’ya gönderilmişti. Böylece daha profesyonel bir üretim anlayışıyla zeytinde önemli bir yere gelmiştik. Sadece zeytin mi yeni Cumhuriyetle Türkiye’nin hızla yükselen kalkınma hamleleriyle Sümerbank basma fabrikası, Beykoz ayakkabı fabrikası ve çeşitli bölgelerdeki şeker fabrikalarıyla da Batılıların dikkatini çekmeye başlamıştık. İşte bu gelişmeler, dünyadaki her şeyin sahibi olduğuna inanan emperyalist güç, kendi çıkarları için bu gelişmelerin önünü kesmeye başlamış, kendi margarin sektörünü korumak için zeytinyağını hedef seçmişti.

***

Böylece sağlıklı zeytin yağının yerini sağlıksız ve zararlı margarinlerini yaygınlaştırmıştı. Margarin yağını öne çıkarmak için “Zeytin yağlı yiyemem” türküsü de tam bu sıralarda çıkarılmış. Aynı türküde Sümerbank’ın basmaları küçümsenerek “basma da fistan giyemem” denmiş. Daha da ötesi, adeta Atatürk’ün “köylü milletin efendisidir” sözünü unutturmak için zeytin yağı yiyen, basma fistan giyen Türk köylüsüne “senin gibi cahile ben efendim diyemem aman” diyerek hakaret edilmiş.

***

Ancak ne mutlu ki hayatın gerçekleri yüzümüze bir şamar gibi inince son yıllarda insanlar tekrar doğaya dönmeye başladı. Üretimin kıymetini anlamaya başlayanlar bir yandan toprağa dönmeye başlaması, diğer yandan ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmesi bu konuda az da olsa ümitlerimizi artırıyor. Sağlıklı beslenmek ve geleceğimizi korumak için kutsal zeytininin kıymetini bilmeli, zeytin ağaçlarını korumalı ve yeni zeytin ağaçları dikmeliyiz.

***

Zeytin ağacı: uzun yıllar yaşayan, tüm olumsuz hava koşullarına, kuraklıklara dayanıklı olan ve tarihe tanıklık eden güçlü bir bitkidir. Bir zeytin ağacı, gelecek yıllara kalacak en güzel mirastır. Zeytin; soframızın süsü, bereketin ve huzurun simgesidir.

***

Zeytin ayrıca günümüzde kozmetikte ve cilt bakımlarında da yerini almıştır. Her bir zeytin ağacı, toprakla yaptığımız sözleşmenin imzasıdır ama onları topraktan sökmek bu sözleşmeyi bozmaktır Kasım ayının dökülen, sarımsı, erguvani soğuk rengine inat, zeytin her ay her mevsim yeşildir. Ben barışmak istiyordum ve bir dal alıp yakılan zeytin tarlarıyla, sökülen zeytin ağaçlarıyla…

***

Ve zeytinlerden özür dileyerek onlara barışın simgesi dallarını uzatarak… Ve o dal misali ovalara, dağlara zeytin ekerek ebedi zeytin dalını da uzatıyorum; selametle, sağlıklı ve zeytinli günlere dilerken ben de başka bir zeytin türküsü mırıldanıyorum: “Zeytin yaprağı yeşil, Dibinde kahve pişir…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zehra Özdemir Arşivi