Zembilli Ali Efendi
Yavuz Sultan Selim Han Devri “Şeyhülislam ve Müftilenam” -8-
Zembilli Alâüddin Ali Cemali Efendi, Osmanlı müftülerinin büyüklerindendir. “Zembilli Müftü” diye meşhurdur. Zembilli Ali Efendi, aslen Karamanlıdır. Gençliğinde Karamanlı Mevlana Hamza’dan marifet / ilim ve irfan tahsil etti.
İstanbul’a geldiği zaman şer’i ilimleri tahsil etti. Mevlana Muslıhıddin Efendi’ye intisabı, kerimesini / kızını nikâhlamakla neticelendi. Ali Efendi, ilim ve irfanı sayesinde Edirne’de Ali Bey Medresesi’ne tayin olundu. Karamanlı Muhammed Paşa ile aralarında mevcut soğukluk Zembilli Ali Efendi’nin bu medresede uzun müddet kalmasına mani oldu. Ali Efendi, izzeti nefsini muhafaza etmeyi tercih etti.
Şeyh Muslihiddin’in hizmetine dâhil oldu. II. Bayezid’in cülusunda / tahta çıkışında yüksek namı bütün Osmanlı mülküne intişar etti / yayıldı.
Bayezid kendisiyle görüşmek arzu ettiği halde Zembilli Ali Efendi davete icabet etmedi. Bununla beraber otuz akçe vazife ile Kaplıca medresesine, daha sonra Amasya Medresesi’ne sürgün edildi.
Ali Efendi, Anadolu Medreseleri’ni kısmen dolaştı. İznik ve Bursa’da Murad Gazi Medreseleri’nde müderrislik yaptı. Bir müddet kadar da Amasya’da II. Bayezid Medresesi’nde ilimlerin neşri ile meşgul oldu. Haccı şerif için Mekke-i Mükerrreme’ye gideceği sırada Arabistan isyanları bu arzusuna mani oldu. Bu sırada Şeyhülislam Efdalü Zade Hamidüddin Efendi vefat etti; yerine Zembilli Ali Efendi müftü / şeyhülislam tayin edildi (h.908).
Yavuz Sultan Selim’in cülusu üzerine ikbal yıldızı parlamaya başladı. Padişah’ın ilim ve kemale meftun / tutkun oluşu müftünün kıymet ve nüfuzunu arttırdı. Ali Efendi, hak- perverliği ve fazileti ile Yavuz Sultan Selim’i bile nüfuzu altında bulundurdu. Hilm / yumuşaklık ve sükûneti, hakka riayeti ile Padişah’ın şiddetli fiillerini teskine muvaffak oldu.
Ali Efendi, evinin penceresinden bir zembil (*) sarkıtır, müşkülü, sorunu olanlar müşküllerini, sorunlarını bir kâğıda yazarlar, zembilin içine atarlardı. Bu sebepten kendisine “zembilli müftü” unvanı verilmiştir. Zamanında müftülük makamı, kazaskerlere ve paşalara takdim etmiştir.
Vefatına tarih (ebced hesabına göre tarih düşürme), “Vefatı âlim rabbaniyyun (**) ma, 932” dir. Fetva müddeti / görev süresi yirmi altı senedir.
Zembilli Ali Efendi, Osmanlı müftüleri içinde istikameti ve din sağlamlığıyla ünlüdür. Devhatül Meşayih’in (***) ifadesine göre, zühd ve takvada (****) tek ve şer’i- dini ilimlerde uzman dağ, yüksek tur mesabesinde değerli bir adamdır.
……
(*) Zembil, kap, sepet. Mevlana şöyle diyor: “ Bir ziyaretçi onu saz kulübede buldu. O iki eliyle zembil örüyordu.
(**) Rabbaniyyun, kendini olanca gücüyle Allah’a veren, O’na rağbet eden.
(***) Devhatül Meşayih, Osmanlı Şeyhülislamları Biyografileri isimli Osmanlıca bir eserdir. Eserin yazarı Müstakimzade Sadettin’dir.
(****) Zühd ve takva: Dünyaya rağbet etmemektir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allah’ın sana verdiği mal ile ahiret yurdunu iste. Dünyadan nasibini de unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsan et. Yeryüzünde fesad arama. Çünkü Allah fesad çıkaranları sevmez.” (Kasas: 77)
Elmalılı, bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle diyor: “İnsanın dünyadaki asıl nasibi ahiret için edindiği faydadır. Yoksa insanın dünyadan nasibi bir kefendir. Bazılarının dediği gibi, helal dünya rızkı ve meşru dünya zevki insanın dünyadaki asıl nasibi değil; bunlar dünyanın kendisidir.”
Takvaya gelince, Ahirette muzır olan hususlardan sakınmaktır. İmam-ı Nevevi.
-----------
Kaynak:
İlmiyye Salnamesi, C: 342
Zembilli Alâüddin Ali Cemali Efendi, Osmanlı müftülerinin büyüklerindendir. “Zembilli Müftü” diye meşhurdur. Zembilli Ali Efendi, aslen Karamanlıdır. Gençliğinde Karamanlı Mevlana Hamza’dan marifet / ilim ve irfan tahsil etti.
İstanbul’a geldiği zaman şer’i ilimleri tahsil etti. Mevlana Muslıhıddin Efendi’ye intisabı, kerimesini / kızını nikâhlamakla neticelendi. Ali Efendi, ilim ve irfanı sayesinde Edirne’de Ali Bey Medresesi’ne tayin olundu. Karamanlı Muhammed Paşa ile aralarında mevcut soğukluk Zembilli Ali Efendi’nin bu medresede uzun müddet kalmasına mani oldu. Ali Efendi, izzeti nefsini muhafaza etmeyi tercih etti.
Şeyh Muslihiddin’in hizmetine dâhil oldu. II. Bayezid’in cülusunda / tahta çıkışında yüksek namı bütün Osmanlı mülküne intişar etti / yayıldı.
Bayezid kendisiyle görüşmek arzu ettiği halde Zembilli Ali Efendi davete icabet etmedi. Bununla beraber otuz akçe vazife ile Kaplıca medresesine, daha sonra Amasya Medresesi’ne sürgün edildi.
Ali Efendi, Anadolu Medreseleri’ni kısmen dolaştı. İznik ve Bursa’da Murad Gazi Medreseleri’nde müderrislik yaptı. Bir müddet kadar da Amasya’da II. Bayezid Medresesi’nde ilimlerin neşri ile meşgul oldu. Haccı şerif için Mekke-i Mükerrreme’ye gideceği sırada Arabistan isyanları bu arzusuna mani oldu. Bu sırada Şeyhülislam Efdalü Zade Hamidüddin Efendi vefat etti; yerine Zembilli Ali Efendi müftü / şeyhülislam tayin edildi (h.908).
Yavuz Sultan Selim’in cülusu üzerine ikbal yıldızı parlamaya başladı. Padişah’ın ilim ve kemale meftun / tutkun oluşu müftünün kıymet ve nüfuzunu arttırdı. Ali Efendi, hak- perverliği ve fazileti ile Yavuz Sultan Selim’i bile nüfuzu altında bulundurdu. Hilm / yumuşaklık ve sükûneti, hakka riayeti ile Padişah’ın şiddetli fiillerini teskine muvaffak oldu.
Ali Efendi, evinin penceresinden bir zembil (*) sarkıtır, müşkülü, sorunu olanlar müşküllerini, sorunlarını bir kâğıda yazarlar, zembilin içine atarlardı. Bu sebepten kendisine “zembilli müftü” unvanı verilmiştir. Zamanında müftülük makamı, kazaskerlere ve paşalara takdim etmiştir.
Vefatına tarih (ebced hesabına göre tarih düşürme), “Vefatı âlim rabbaniyyun (**) ma, 932” dir. Fetva müddeti / görev süresi yirmi altı senedir.
Zembilli Ali Efendi, Osmanlı müftüleri içinde istikameti ve din sağlamlığıyla ünlüdür. Devhatül Meşayih’in (***) ifadesine göre, zühd ve takvada (****) tek ve şer’i- dini ilimlerde uzman dağ, yüksek tur mesabesinde değerli bir adamdır.
……
(*) Zembil, kap, sepet. Mevlana şöyle diyor: “ Bir ziyaretçi onu saz kulübede buldu. O iki eliyle zembil örüyordu.
(**) Rabbaniyyun, kendini olanca gücüyle Allah’a veren, O’na rağbet eden.
(***) Devhatül Meşayih, Osmanlı Şeyhülislamları Biyografileri isimli Osmanlıca bir eserdir. Eserin yazarı Müstakimzade Sadettin’dir.
(****) Zühd ve takva: Dünyaya rağbet etmemektir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allah’ın sana verdiği mal ile ahiret yurdunu iste. Dünyadan nasibini de unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsan et. Yeryüzünde fesad arama. Çünkü Allah fesad çıkaranları sevmez.” (Kasas: 77)
Elmalılı, bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle diyor: “İnsanın dünyadaki asıl nasibi ahiret için edindiği faydadır. Yoksa insanın dünyadan nasibi bir kefendir. Bazılarının dediği gibi, helal dünya rızkı ve meşru dünya zevki insanın dünyadaki asıl nasibi değil; bunlar dünyanın kendisidir.”
Takvaya gelince, Ahirette muzır olan hususlardan sakınmaktır. İmam-ı Nevevi.
-----------
Kaynak:
İlmiyye Salnamesi, C: 342
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.