Yerel seçimlerin yaklaşıyor olması yanında, Suriye ye yapılması düşünülen askeri harekâtın da gündemden kalkma ihtimalinin belirmesi de Mısır’ın Türkiye’nin gündeminden düşmesinde etkili olmuştur.
Diğer taraftan ABD’nin ve AB’nin Mısır’da darbeye, Suriye’de ise Esed’e karşı olmaması ve yapılan zulümlere tepkisiz kalmaları galiba bir takım Müslümanların Suriye ve Mısır’a karşı ilgisiz olmaları sonucunu da doğurmuş gözükmektedir.
Ta en başından beri Müslümanların kanı üzerinden siyaset yapanlara ya da Müslümanların kanlarını siyasi malzemeye dönüştürmeye çalışan herkesin Mısır ve Suriye’den başkaca unuttukları/unutturdukları Müslüman coğrafyaları da vardır.
Suriye konusundaki söylem değişikliklerine bakıldığında, çok kararlı bir şekilde Suriye rejiminin devrilmesini isteyenlerin sözleri nerede ise zalim Beşar’ın gitmesi şartının kaldırıldığını akla getirmektedir.
Geçmişte bu unutma/unutturma ve değişen söylemleri Komünist Çin’in işgali altındaki Uygur Müslümanları başta olmak üzere Afganistan’da, Çeçenistan’da, Myanmar’da ve Filistin’de de görmüştük.
Öyle gözükmektedir ki bir dış politika stratejisi veya darbesi yaşanacak gibidir yakın gelecekte.
Yerel seçimlerin yaklaşması fırsat bilinerek savaş çığırtkanlığı yapmamak formülüyle zalimlerin zulmü eskisi gibi telin edilmeyecek, yaptıklarının hesabı sorulmayacak ve yakın bir gelecekte yapılması muhtemel seçimlere kadar zulmün devam etmesine göz yumulacak gibi bir ortam oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Gelişen ikili antlaşmalara bakılırsa bu Mısır için de böyledir, Suriye için de.
Bizdeki seçimlere gelince belediye başkanlığına en tabii aday olarak görülen hâlihazır belediye başkanlarının isim tanıtımı, reklâm ve şov yapmaya yönelik faaliyetleri bütün bu zulüm ve olumsuzluklara rağmen hız kesmeden devam etmektedir.
Belediye başkanları bir diğer taraftan da aday adaylığı sürecinde muhtemel rakipleri olacak kişileri önceden tespit edip önlerini kesme gibi bir çabanın içine girmekte mahzur görmemektedirler.
Konya’nızın hâlihazır belediye başkanlarının yaptıkları yanlışlar nedeniyle gittikçe ağırlaşan sorunları hakkında hiçbir bilgi sahibi ve çözüm noktasında da irade sahibi olmamalarına karşın makam mevki talebi ile seçimden seçime isim ve reklâmı yapma, kendini gösterme ile afişlerde benim de ismim olsun tarzı aday olacakları saymaz isek kamuoyunda bu dönem Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlıklarına birden fazla aday beklentisi mevcut idi.
Ancak Büyükşehir için Adı geçen T. Rıza Güneri’nin adaylık talebi olmadığına dair açıklaması Büyükşehir Belediye başkanının elini güçlendirmiş gibi gözükse de Biz Büyükşehir Belediye başkanını elini güçlendirme konusunda cansiperane savunacak asıl kişinin il başkanı olacağını düşünenlerdeniz.
Adeta geleceklerini birbirine endeksleyen il başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanını zor bir seçim döneminin beklediğine inanıyoruz.
Büyükşehir’e aday olacakların önünü bende Büyükşehir’e adayım diyerek kesmeye çalışacak olan il başkanının asıl zorluğu teşkilatından gelecektir.
İl Genel Meclisi ile belde belediyelerinin kapatılması ile boşa çıkan kişilerin gözlerini sadece Büyükşehir’e değil, ilçe belediye başkanlıklarına ve dahi meclis üyeliklerinde dikmiş olmaları bugüne kadar paylaşımın çok olması nedeniyle de ortaya çıkmamış bir mücadelenin başlayacağının göstergesidir.
2013 yerel seçimleri için bir Akparti Has Parti anlaşmasının var olup olmadığının ileriki günlerde ortaya çıkacak olması da mücadelenin taraflarının belirginleşmesinde etkili olacaktır.
Savaş ihtimali Suriye de ortadan kalkmış gibi gözükse de, biz asıl savaşın şimdiden yavaş yavaş ısınma turlarına başlayan adaylar arasında seçim takvimin belirlenmesi ile aday adaylığı sürecinde gerçekleşeceğine inanıyoruz.
Hele ki başbakan son genel seçimlerde yaptığı gibi Milli Görüş kökenli isimlere belediyelerde de daha öncelikli görev verme âdetini devam ettirirse.