Yeni Kuran algısı
Türkiye’de kendilerine Müslümanlardanım diyen bir kesime bir garip haller oluyor son zamanlarda.
Gün geçmesin ki yeni bir takım iddialarla ortaya çıkmasınlar.
Bir bakıyorsunuz Hz. Peygamber(sav) ile ilgili bir takım iddialar dillendiriliyor.
Rasulullah’ın(sav) Kuranı Kerimdeki örnekliğinin zamanımızdaki insanlar başta olmak üzere bütün insanlar için olmadığı ve Kuranda belirtilen örnekliğinin de ölümü ile birlikte sona erdiği yayılmaya çalışılıyor.
Bir bakıyorsunuz Kuranı Kerim ile ilgili bir takım hezeyan diyebileceğimiz iddialar ortaya atılıyor.
Kuran ayetlerinin bir kısmının bu çağda anlaşılamayacağı, nazil olduğu zaman dilimi içinde geçerli olduğu ve değiştirilmesi gerektiği İlahiyat öğretim görevlileri tarafından ifade ediliyor.
Hepsinden daha önemlisi de;
Bir bakıyorsunuz başka bir ilahiyatçı Allah(cc) inancı ile ilgili yeni bir takım düşünceler ortaya atılıyor.
Mesela “Allah(cc) geleceği bilmez” iddiası gibi.
Daha artırmak mümkün bu iddia diye ortaya konan safsataları.
Arapça bilmeyenler bir âlem, bilenler ise daha başka bir âlem.
Özellikle de Rasulullah’ın(sav) sahih sünneti ve hadisleri üzerinden dine diyanete bağlı Müslümanlara saldıranlar çok daha başka bir çeşit olmaya gidiyorlar.
Felsefe ve sosyoloji okuyanların sözleri ise hepten farklı.
İlahiyatçılardan başlamak üzere bu aklı evvel Müslümanlar Kuranı Kerimi 1400 yıldır Hz. Peygamber(sav) ve Ashabı(ra) da dahil olmak üzere ancak kendilerinin anladığını ileri sürecek kadar da cahiller.
Felsefe ve sosyoloji okutanlar onlardan geri mi kalacaklar.
Elbette hayır. Kalmadılar da.
Kuran ayetlerini öyle bir yorumlar getirdiler ki aklınız şaşar kalır.
Hem de Kuran dili Arapçayı hiç bilmemelerine rağmen.
Arapçayı bilirim diyenler ise hepten evlere şenlik.
Allah(cc) Rasulü’nün(sav) hadislerini yok sayma amacına yönelik olarak kırdıkları, döktükleri nerede ise 1400 yıldır İslam, Kuran ve Hz. Peygamber(sav) düşmanlarının yaptıklarından daha fazla.
Hz. Peygamberin(sav) mucizelerinden, Hz. İsa’nın babasız dünyaya gelişine kadar ne herzeler ne herzeler.
Bu Sahih sünnet inkârcısı olan yeni yetme âlimlerin en başta ortak özellikleri yurtdışındaki müsteşriklerden veya birbirlerinden sıkça intihal yapmalarıdır.
Kuranı Kerim ayetlerinden çıkarılacak mutlak mananın doğruya en yakın şekilde anlaşılmasının Allah’ın(cc) muradı doğrultusunda bizzat Kuranın tebliğcisi ve örneklendirerek hayata uygulayıcısı olan Rasulullah’ın(sav) sahih sünneti ile olacağına inanmayan ve kendi hevaları ile elde ettikleri lügavi ifadeleri Kuranın mutlak manası olduğunu zan etmeleri bundandır.
İlahiyat camiasının içerlerinden çıkan çatlak seslere “fikir özgürlüğüdür” şeklinde bakmasını ise anlamak mümkün değildir.
Bir insanın Kuran ayetlerini okuduğunda zihninde oluşan karşılığın kendinden önceki insanların zihninde oluşan manadan mutlak mana da farklı olmasını gözetmesi, özellikle de Hz. Peygamberimizin(sav) bu ayetten anladığı karşılık bu mudur gibi bir endişe gözetmemesi bugünkü sapkın fikirlerin temelidir diye düşünüyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.