Bu bir maç yazısı değil...

Bu yazıyı yazmaya başladığımda, Galatasaray ile oynanacak kupa maçının başlamasına 10 saate yakın bir zaman vardı...

Yazının girişinde de söylediğim gibi, bu bir maç yazısı değil...

Dolayısıyla kupa maçının skorunu da bilmiyorum!

Tahminim mi?

İstanbul'a avantajlı gideceğimizi söylüyor hislerim.

xxx

Eto'o, Jahovic, Yatabare, Volkan Şen ve Orkan Çınar transferi hem takıma, hem teknik ekibe, hem yönetime, hem de tribünlere sinerji, heyecan ve bir bütünleşme getirdi...

Bu bir gerçek...

Konyaspor camiasında sular şimdilik duruldu...

Bu oyuncuların Konyaspor'a gelmesi, içerideki mevcut oyuncuların form ve performanslarını da artıracak...

En başta orta sahada oynayanların...

Ortalamalarının altında oynayan ve her zamankinden daha çok performans, takıma daha çok katkı koyacak isimler bunlar...

Örneğin Fofana..

Örneğin Musa Araz...

Örneğin Milosoviç...

Örneğin bu takımın kaptanı Ali Çamdalı...

Tabi ki diğerleri de...

Çünkü, bu takımın süratle yukarılara tırmanması, sadece Eto'o'nun, Volkan Şen'in, Jahovic'in ya da Orkan'ın performansları ile olacak iş değil...

Sadece oyuncular değil, şehir olarak da performansımızı yükseltmek zorundayız...

Yönetim Eto'o ile Yatabare ile Orkan ile Jahovic, en son Volkan Şen ile gürültü çıkardı...

Sıra şehirde...

Dolayısıyla herkes elini taşın altına koymalı...

Bu arada Mehmet Hoca da performansını yükseltmek mecburiyetinde...

Hoca'nın elinde un da var, şeker de...

“Tuzum eksik” diyemez, tuz da var...

Millet kendisinden helva bekliyor...

Artık kendisi de yanlışa düşmemeli...

Kaliteye yönelik bir artış baş göstermişken, bu oyuncuların tamamından maksimum verim alabilmenin yoluna gitmelidir...

Bu takımın üst sıralara tırmanmasının olmazsa olmazı budur...

Kim ne derse desin, bu takımın oyuncu grubu, hem kalite, hem fiziksel, hem de zihinselolarak artıya geçti...

Kimsenin mazereti yok artık.

xxx

YÖNETİMİ ANLAMAK

“Bu kulübün başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi” dersek yeridir...

Önce MRA ile başlayan yanlışlar mazlumesi, yanlış transferlerle devam etti...

Sonra Ahmet Şan'ın “İzmir Marşı” çıkışı...

Daha sonra Samsun'daki bıçak olayı...

Ardından gelen 5 maçlık ceza...

En son ve en önemlisi ise Ahmet Şan'ın Fethullahçı terör olayı ile ilişkilendirilmesi ve başkanlıktan istifa etmesi ile kader ağlarını örmeye başladı Konyaspor için...

Şan'ın istifası Konyaspor'daki kötü gidişin nedenlerinden en önemlisi olarak hafızalara kazındı...

Ahmet Şan, ilk duruşmada beraat etti, ama hem ailesi, hem de Konyaspor büyük yara aldı...

Bu olaylardan önce, cazibesi olan ve yönetilebilir olan, bir kulüpten çok kısa zaman içinde gelinen nokta tam bir fiyasko oldu...

Dolayısıyla ihale, Fatih Yılmaz başkanlığında yönetimin tamamı olmasa da 3-5 yöneticiye kaldı..

MRA ile yollar ayrıldı önce...

Sonra takımın başına Mehmet Özdilek getirilerek, kan değişikliğine gidildi...

Ancak, kötü sonuçların ardı arkası kesilmedi...

Önce isyanlar, sonra yönetimden kopuşlar başladı...

Kalanlara ve kulübü bu çıkmazdan çıkarmak için mesai harcayan yöneticilere yürümeye başladı millet!

Bazen solo, bazen koro halinde küfürler, hakarete varan söylemler bir biri ardına gelmeye başladı...

Hakeza sosyal medyada da linç kampanyası başladı...

Çünkü, taraftarların güveni kalmamıştı...

Küfürün ve hakaretin haricinde tepkilerinde sonuna kadar haklılardı...

Ama, bugün gelinen noktada taraftar da mutlu, yönetim de...

Keşke biraz empati yapılabilseydi, doğru çok daha önce bulunabilirdi...

Şimdi mi?

Ne oyuncuların, ne teknik adamların ne de takımın başarılı olmaması için bir mazereti yok...

Tabi ki en önemlisi de, bu takımın her zaman yanında olan taraftarların da, artık maça gelmeme gibi bir lüksleri de, mazeretleri de yok...

Bu takım onlarla coşacak, onlarla tarih yazmaya devam edecek...

Nokta.