Yazıcıoğlu Hakka Yürüdü
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 29 Ekim’de yapılacak olan yerel seçimler dolayısıyla, Çarşamba günü Kahramanmaraş'tan Yozgat’a giderken kiraladığı helikopter “Keş Dağları”na düştü; beraberindeki beş kişi ile birlikte hayatını kaybetti. Allah’tan rahmet diler, ailesine, yakınlarına, BBP mensuplarına başsağlığı dileriz.
Muhsin Yazıcıoğlu, “Üşüyorum” şiirinde ifade ettiği gibi, Hakk’a yürüdü, sonsuzluğun sahibine ulaştı. Mekânı cennet olsun, kabri pür nur olsun, cennet bahçelerinden bir bahçe olsun.
Söz konusu şiirinde şöyle diyordu:
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...
Sonsuzluğu düşünmek, sonsuzluğun sahibine ulaşmak arzusuyla yanıp tutuşmak, İslam akidesinin bir gereğidir. Mümin olmanın şiarıdır. Pencerelere, “Durun kapanmayın pencerelerim. Güneşimi kapatmayın” diye seslenmek, dik duruşun bir simgesidir.
“Beton çok soğuk, üşüyorum...” demek ise, güneşsiz medeniyette insanın sıkıntılar içerisinde olacağını ifade etmektir.
Her canlı ölümü tadacaktır; bunda şüphe yoktur. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Her canlı ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz” (1).
Erdemlik bunun şuurunda olmak ve gereğine göre yaşamaktır. Söz konusu rahmetlinin, bu şiirinden anladığımız gibi, bu gerçeğin şuurundadır. “Ben sonsuzluğu düşünüyorum. Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum.”
Rahmetli, ulaştı Rabbine, yürüdü sonsuzluğa. Kavuştu arzusuna. Mümin bu iştiyak içerisinde olduğu müddetçe hayatın ve ölümün manasını kavrar. Aksi halde ne dünyanın ve ne de ölümün manasını kavrayabilir. İhtirasların ve hesabı görmezlikten gelmenin sebebi, işte bu iştiyak içerisinde yanıp tutuşmamaktır.
Onun için ölümü çokça hatırlayalım. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Ölümü çok yâd edin. Kim ki ölümü çok yâd ederse Allah onun kalbini ihya eder ve ölümünü asan eder.”
Diğer bir hadisi- şerifte şöyle buyrulur: “Ölümü çok zikredin. Zira bu, insanı dünyadan çeker ve günahlardan sıyırır. Ölüm kıyamettir, ölüm kıyamettir” (2).
Kıyamet ikidir: Birincisi, küçük kıyamet, ikincisi, büyük kıyamettir. İnsanın ölümü küçük kıyamet, Dünya hayatının sona ermesi ise büyük kıyamettir.
Gaybdan biri de insanın ne zaman, nerede ve nasıl öleceğidir (3). Allah kulunun nerede ölmesini takdir etmiş ise, onun için o yerde bir ihtiyaç halk eder.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Allah, bir kulun bir yerde ölmesini takdir etmiş ise, onun için o yerde bir ihtiyaç halk eder” (4).
Rahmetlinin ölümünü bu hadis-i şerif çerçevesinde düşünelim ve arkasından bol bol dua edelim; yakınlarına da sabr-ı cemil dileyelim.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Ölümün mühim korkusu vardır. Bir kardeşimizin ölüm haberi geldiğinde: İnna lillah ve inna ileyhi raciun. Ve ey Allah’ım onu Salihlere kat, rahmetini eriştir, çoluk çocuğuna da sahip ol, kıyamette bizi de onu da mağfiret et. Yarabbi onun ecrinden de bizi mahrum etme. Ondan sonraki yaşayacağımız günleri de fitnesiz olarak yaşayalım”
Önemli olan rahmetli gibi, sonsuzluğu düşünmek ve sonsuzluğun sahibine ulaşmaktır. Gerisi boştur.
Kaynaklar
1. Ankebût: 57
2. Ramûz el- Ehâdis, C:1, S:80 15 / 16. Ahmet Ziyâüddin Gümüşhanevî
3. Bkz. Lokman: 34
4. Ramûz el- Ehâdis, C:1, C:1, S: 58 /2
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.