Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Yaşadığımız her alan kendi değerlerimizi yaşamak hakkımızdır

Yaşadığımız her alan kendi değerlerimizi yaşamak hakkımızdır

Geçen ki yazıdan kaldığımız yerden devam edelim istiyoruz efendim.

“Toplumların en önemli imkan ve değeri olan gençliğin, sahih bilgi ve kuşatıcı bir yaklaşımla, mânevî dünyâlarına rehberlik edilmesi fevkalâde mühim bir husustur. Zira genç kuşaklar ancak inanç, medeniyet ve değerlerinin izinde, kendine âit bir gelecek inşâ edebilir. Bu sebeple, hakikati manipüle eden inkarcı ve istimrarcı odak ve akımların genç kuşakların zihin ve gönül dünyâlarında meydana getirmeye çalıştıkları tahribâta engel olmak, sorumluluk sâhiplerine düşen bir vazifedir. Nitekim Diyânet İşleri Başkanlığı, bu sene Mevlîd-i Nebevî haftasında; “Peygamberimiz ve Gençlik” konusunu tema olarak işlemiştir.(-Tabi bu bizce sevindirici bir gelişme.-)
…Bu itibarla Diyânet İşleri Başkanlığı, bütün görevleriyle; kadınlarımızın, çocuklarımızın ve insanlığın mâruz kaldığı şiddet hâdiselerinin son bulması için etkili, sürekli ve somut tedbirlerin alınması husûsundaki sorumluluğun gereklerini yerine getirmeye azim ve kararlılıkta devam edecektir.
Din hizmetleri konusunda da en önemli hususlardan biri de nitelikli insan kaynağıdır. Zira her bir görev sahası, kendine özgü şartları ve imkanları gereği farklı formasyonlar gerektirmektedir. Okul öncesi, kadın, âile, çocuk, genç, engelli, hasta, mahkum, mülteci, yaşlı gibi bir çok alanda din hizmetini en güzel şekilde yerine getirmek için yeterli eğitim almış ve alan bilgisine sâhip personele ihtiyaç duymaktadır.
Bugün İslam coğrafyası savaşlar, yoksulluk, terör eylemleri, ümitsizlik gibi devâsa sorunların kuşatması altında târihin en zor dönemlerinden birini yaşanmaktadır. Daha vahim olanı; İslâm’ın temel esaslarında, Kur’an ve Sünnet’te hiçbir şekilde meşrûiyeti bulunmayan bir takım yapılar, tefrika ve terör eylemlerini İslam adına gerçekleştirdiklerini ifâde ederek barış ve esenlik dîni İslâm’a, birlik ve berâberliğimize, bütün insanlığın geleceğine büyük zararlar vermektedir. Esâsında rahmet vesilesi olan ırk, mezhep, meşrep ve düşünce farklılıklarının nefret ve kâosa âlet edilmesi vahim bir cehâlet ve büyük bir ihânettir. Bu durum karşısında sahih dîni bilgiyi, İslâm’ın sevgi ve barış yüklü mesajlarını topluma ve insanlığa sunmak, iç meseleleri kardeşlik hukûku içinde çözmek için özveri ve fedâkarlıkla işbirliği içinde çalışmak bütün Müslümanlar için en büyük sorumluluktur.” Deniyor.
Bu hakikatler senelerdir İslâm’ın ve Müslümanların yaşadığı gerçeklerdir. İnşaALLAH yalın bir şekilde kavranarak dile getirilen bu problemlere kalıcı bir çözüm üretilir. Tabi ki tek bir sahada değil zâten bildirgede alınan kararlarda da belirtildiği üzere pek çok alanda işinin ehli mârifet sâhibi ve işini samimiyetle icra eden görevlilerle sorunlar zaman içinde yok edilir. Tamâmen yok edilmese de en azından bir parça iyileşme olur kanaatindeyiz. Bizler daha çoğunu istiyoruz. Gizliden değil açıkça ahlâkî erdemlerimizde kendi ölçülerimizin hâkim olmasını arzu ediyoruz. Kendi memleketimizde buna hakkımız olduğunu düşünüyoruz.
Uzun süredir âile değerleri ifsâda uğradı, çocuklar şiddete ve duyarsızlığa yönlendirildi, gençlik eğlence ve sefâhat peşinde koşturuldu. Neticede burada belirtildiği üzere sosyal hayatlar felç oldu, insanlar buhranlara sürüklendi, ahlâki zayıflıklar sergilendi, bencillik yayıldı, doğru yaşayanlar hor görüldü, değerlerle alay edildi, Müslümanlar horlandı. Doğrusu bizi üzücü çok şeyler yaşandı. Hâlâ da bunlardan pek çoğu yaşanmakta… Artık bunlara son verilmeli değil mi? Haydi Diyânet geç kaldığın ve burada belirttiğin görevlerini bir bir yerine getir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi