Yaşadığımız Acıları Nasıl Anlamalıyız?
En güzel ahlâkî erdemleri şahsında toplamış olan sevgili Peygamberimiz aleyhisselam son derece mütebessim çehreli idi. En sıkıntılı zamanlarında bile sıkıntısını belli etmez, karşısındakini huzursuz kılacak şekilde hareket etmezdi. Yüzünden tebessüm, eksik olmazdı. Ancak gülmeyi değil daha çok, tebessüm etmeyi severdi. Tebessümün ehemmiyetini şu sözleriyle belirtir; ‘(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da, senin için sadakadır ’[1] Demek ki, kardeşimize gülümsemenin sadaka kadar sevâbı vardır. Bu ne güzel bir müjdedir!
Peygamberimiz aleyhisselam ayni zamanda insanları güler yüzle, güzel huyla memnun etmeyi tavsiye ediyor; ‘Siz mallarınızla bütün insanları memnun edemezsiniz. Öyle ise, güler yüzlülüğünüz ve güzel huyunuzla onları memnun ediniz.’[2] Yüce Allâh (c.c)’ın güler yüzlü insanları sevdiğini belirtiyor; ‘Allah yumuşak ve güler yüzlü kimseyi sever.’[3] O halde dâima etrâfına huzur veren tebessüm çehreli olmak, mümin kişiye yakışan en güzel haldir.
Maalesef problemleri çok büyüten bir toplum olmuşuz. Herkes kendi mutluluk reçetesini kendisi yazmalı, hayâta gülümseyen bir yüzle bakmalıyız. Çözümsüzlüğü hayâtın merkezine koymak, insana bir şey kazandırmaz. Üzülerek, ağlayarak tükettiğimiz zamânı çözüm üretmek için harcayabiliriz. Hayat herkes için farklı bir serüvendir. Bu serüvende herkesin ayrı bir hikâyesi vardır. Ya da hayat sonsuz bir hayâtı kazanmak için insana verilmiş, bir eğitim pistidir. Herkes kendi mahâretine göre arabasını kullanır. Hayatta insanlar için, bin bir çeşit rol yaratılmıştır. Herkes kendine biçilen rolünü oynuyor. İnsan, dünyâdaki rolünü iyi oynamalıdır.
Kimi acılar, insanın hakiki hayâtı kazanmasına sebep olur. Bu sebeple, acılar anlayanlar için kıymetlidir. Kolaylıklar zorluklarla iç içe geçirilmiştir. Her insan bu zorluklardan geçecektir, kolaylar zâten herkese kolaydır. Her kolay burada güzeldir ama ebedi âlem için pek sermâye etmez. Altın nasıl değerliyse acılar, zorlar, dertler altın gibi değerlidir. Çünkü onlar âhiret adına ebedi sermâyedir. İnsanlar insanları çabuk unuturlar, ama ebedi hayâtı temin eden sonsuz hayâtın zirvesindeki varlık, yâni Allâhu Azûmüşşân kulunu hiç unutmaz. İnsan rûhuna bütün dünyâyı doldursanız, yine de o açtır. Ancak ayni ruha; ‘Hak sevgisi’ni doldursanız, doyum zirvededir. Bu hal inanan kişi için, sonsuz mutluluktur.
Büyükler der ki; ‘Tebessüm mutluluğun anahtarıdır. Sevinç onun bahçesi, iman nûrudur.’ Bu sebeple insan yaşamında ağız tadı istiyorsa, küçük şeylerden mutlu olmasını öğrenmelidir. Tebessüm küçücük görünen bir harekettir ama büyük mutluluklara vesile olur. Tebessüm, mutlu olma sanatıdır. Yeni doğan bir güne gülümsemek insana zor gelmemeli. Sevinçleri paylaşmak için gülümsemeli. Her bitiş, yeni bir başlangıç demektir. Acılar tebessümle, neşeye dönüşecektir.
Bâzen bir tebessüm, ağır hastayı hayâta döndürür, bir sıkıntıyı hafifletir, bir çocuğu sevindirir. Bâzen sıcacık bir gülümseme, yaşlı insanlara hayat neşesi katar, dertlinin gönlünü hoş eder. Tebessümü kendimiz ve etrâfımızdakiler için önemli görmek gerektir. Öyle insanlar görürüz ki, her şeye sâhip olmalarına rağmen, suratları devamlı asıktır. İnsanların o sıkkın çehreleri etraflarını da, huzursuz eder. Bu hal içteki kin ve nefretin yansımasıdır, ayni zamanda nankörlük işâretidir. Böylesi kişiler, iç halleriyle de, dış görüntüleriyle de, tamâmen menfi enerji yayarlar. Kimse onlarla birlikte olmak istemez. Asık suratlı kişiler, sevilmez. Cenâbı Hakk’da asık suratlı kimseleri sevmediğini ifâde ediyor; “Allah Müslüman kardeşine surat asan kimseye buğz eder.”[4] Ama öyle de insanlar görürüz ki, birçok sıkıntı ve problem içinde olsalar dahi, dâima yüzleri güler ve çehrelerinden tebessüm eksik olmaz. Onlar her hâle şükreden, şükürlü, engin fikirli, dili zikirli tebessümlü insanlardır. Onlarla konuşanlar hayranlıklarını sergileyerek, hayret ederler.
Tebessüm, Cenâbı Hakk’ın rızâsını kazandırır. Bizimle berâber olan insanları mutlu kılar, dostluğu temin eder, düşmanlıkları giderir. Kişiye iç huzûru sağlar, moral verir. Zorlukları kolaylaştırır. Dertleri unutturur, sıkıntıları hafifletir. Bol tebessümlü günler dileriz.
Efendim Cumânız mübârek olsun.
---------------
[1]-Tirmîzi, Birr 36
2-Câmiü’s-Sağîr, 2-661
3-Câmiü’s-Sağîr, 2-503
4-Câmiü’s-Sağîr, 2-500
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.