Yalamalık bir yazı !
HÜSSOLAR ve MEHMETLER yazısı hayli ses getirdi…
***
Demek ki milletin zoruna gitmiş… Gönlü kırılmış…
***
Tanıdığım, tanımadığım bir çok kişi aradı…
***
Mail atan, yorum yapan cep telefonuna mesaj atan herkesin ortak bir sızısı var aslında…
***
Canları yanmış… O iki kelimelik hadleri ve sınırları aşan laf, gönülleri yangın yerine döndürüvermiş; tahammül sınırlarını aşmış, tertemiz vicdanları taciz etmiş…
***
Akşam HÜSSO’nun biri çıktı … Nasıl sinirli, nasıl öfkeli… Nasıl kıvırıyor… “Özür dilemem” diyor
***
Dur daha… Tam orayı yalayacan daha… Yukardan bağırmadılar henüz…
***
Sen yalamasan, “Ben seni tanıyamamışım” diye özür dileyip ben burayı yalayacam…
***
Niye bağırıyor-çağırıyor?
***
Gonya’da bu tür durumlarda "SUÇ BASTIRIYOR GİDİ" derler !
***
Gonyalı bu ayarı yok… Her şeyi der, sonra da ; “Ben dimedim der”
***
KÜÇÜKBEZİRCİ JESTİ !
Seyit Küçükbezirci Ağabey aradı… “Bu nasıl bi yazı?” dedi… Endişelendim…
***
“Mestettin gönülleri hoş ettin, aferin” dedi…Rahatladım…
***
Ardından da ekledi, “Cezadan falan çekinme ne gelirse kırışırız guzum” dedi…
***
Ne güzel böyle, YAZI BÜYÜKLERİNDEN, HARF EHLİ pirlerden övgüler…
***
Bünyede, iftar vakti derin nefeslerle yutulan şerbet etkisi yarattı… Eyvallah hep şerbet yutalım…
***
Ama Hüsso yalasın…