Turnusol Kağıdı
Niyet her şey değildir ama amelin ya da icraatin rengini belli eder.
Hadis kitaplarının hepsinin ilk hadisidir “Ameller niyetlere göredir.”
Turnusol kâğıdıdır aslında. İlk öğretmenim, kimya hocam babam ve diğer kimya öğretmenlerimiz öğretirdi ya hep “BMC yani Baz Maviye Çevirir. Asit ise Kırmızıya çevirir turnusol kâğıdını.” diye.
Yorgun olmadığım gün uyuyamam misalen, yastığa başımı koyduktan sonra döner dururum. Soluduğum hava, yudumladığım çay, bandığım her ekmek zehir zıkkım gelir. Zira bir önceliğimiz, ilkemiz, mefkûremiz var Müslümanlar olarak malum. Yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana, gözü yaşlı çocuk olmayana dek…
Niyetimin sürekli hayrolduğunu bilir tüm dostlar. Bir de istişare ettim mi icraatimi, değmeyin keyfime. Gösterdiğim her uğraşı takatimin sonuna kadar göstermeye devam etmeye çalışırım. Kınayanın kınamasına aldırmadan, her ne olursa olsun. Delice hareketler yapacak olsam dahi en nihayetinde denir hep “Haklıymışın!” Derdimiz değil haklı olmak veya olmamak. Önemli olan iki yeri memnun etmek malum.
Hani rahmetli cennetmekân Erbakan hocamızın meşhur “Banane Amerika’dan?” deyişinin öncesinde hafif kızgınlıkla söylediği ifadeler var ya, “O bunu demiş bu şunu demiş, bana ne?” İşte niyet hayrolduktan sonra, istişare de edildikten sonra tüm dünyaya bağırabilirim bunu: BANA NE?
En nihayetinde istişare ile alınan karar doğru ise iki, yanlışsa bir sevap olduğunu biliriz biz. Ve niyetimizden de şüphemiz yoksa ki olursa zaten o işi yapamaz elimize yüzümüze bulaştırırız. Bünye alışık değil zira. Gerisi namühim.
Yazılarımı sürekli muhafazakâr bağlama getirmekten imtina ediyorum. Üç beş yazıda bir mecburen geliyorum, çünkü testinin içinde bu var. Aslımıza rücu ediyoruz aslında. Utandığımdan veya korktuğumdan falan değil. Sadece Allah ile aldatmaktan korktuğum için. Ya da piyasada o kadar çok Allah ile aldatan olunca, kendimi onlardan berî tutmak için.
Bakın aslında bu da bir niyet göstergesi.
Yani bu niyetle devam ettikten sonra yazdığım her harften sevap kazanacağımın düşüncesi… Ne muazzam bir zenginlik, cömertlik. Keşke biz de bu kadar cömert olabilsek her konuda. Karşımızdaki insanla empati kurarken, fakirin sofrasındaki çorbaya tuz, kardeşimizin dostumuzun derdine derman olmaya gayret ederken.
Zor be…Zira geçen yazımda da belirttiğim gibi, açgözlüyüz. İki vadi dolusu altınımız olsa komşumuzun arabasında, evinde, traktöründe aklımız kalır. Yaptığı tatilden daha iyisini yapabilmek için kırk takla atar, yapabildikten sonra da afişe etmek için bin bir türlü hale gireriz.
“Bu insanlar bundan anlıyor, ne yapalım?” diyenleriniz de elbet olabilir. Bakış açısına göre haklı olunabilir ve el-hak bazı zamanlar bizler de yapıyoruz. Ama iş eninde sonunda dönüp dolaşıp aynı noktaya, o turnusol kağıdına geliyor: NİYET…
Hâsılı, meşhur Konyalı atasözünde geçtiği gibi, “Fazla şiitmeyinbaalım!”
Niyetiniz halis olsun da yaşadığınız coğrafyanın, dünyanın hepsi karşınızda olsun.
Rahat olun.
Fazla şiitmeyin.Unutmayın, bu turnusol kâğıdı en çok ahirette işinize yarayacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.