Oğuz Tongsir başkanlığındaki TSYD'nin son yıllardaki en güzel ve en coşkulu bir semineri daha geride kaldı...

Uzun zamandır görmediğimiz dostlarla biraraya gelmek, birarada bulunmak, iki satır da olsa, hoş sohbet etmek güzel oldu,  bir bakıma kendimizi yeniledik...

İyi de oldu...

Bu sene 53.sü gerçekleştirildi...

Konuşmacılarla birlikte 500'e yakın  spor adamı, sporcu ve spor gazetecisi katıldı TSYD'nin Toros zirve seminerine...

Açılışı da, kapanışı da bana göre görkemli oldu...

Kimse öküz altında buzağı aramasın...

Bazılarının “Armudun sapı, üzümün çöpü” diyerek, ille de bir eksik bulma gayretlerine rağmen, Antalya'da TSYD'ye yakışan “şık” bir seminer yapıldı...

İnkar edeni Allah çarpar...

En önemlisi, konuşmacılar boş salonlara seslenmediler...

Tıklım tıklım dolu salonda bilgi birikimlerini, duygularını, Türk sporuna yaptıkları katkıları ve bundan sonra yapacakları katkıları seminere katılan insanlarla paylaştılar...

Eksikler yokmuydu?

Elbette vardı...

Ancak, bu kadar güzel işlerin yanında bu eksiklerin okyanus'ta bir damla olduğunun da altını çizmekte yarar var...

xxx

Konya, yani bizim açımızdan bakıldığı zaman, seminer daha da verimli oldu...

Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Faruk Özçelik, Müsteşar yardımcıları, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan ve Spor Toto Teşkilat Başkanı  Mehmet Muharrem Kasapoğlu katılıcımlarla sohbet havasında çok güzel bir söyleşi gerçekleştirdiler...

Duyguların değil, aklın baskın çıktığı açıklamalar yaptı, sorulara cevap verdi Faruk Özçelik...

Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinin, her kentinin tesisleşme noktasında uçtuğunu ifade etti...

Hem de rakamlarla...

Gönülden geçenleri hayata geçirmenin mutluluğunu paylaştı katılımcılarla...

“Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan” derseniz, taraflı tarafsız, herkesten, her kesimden kabul görmüş, benimsenmiş bir spor adamı...

Aklı spor, fikri spor, hayatı spor olan bir bürokrat...

Onunla da gururlandık...

Müsteşarımız Faruk Özçelik'le gururlandığımız gibi...

Spor Toto Teşkilat Başkanı Muharrem Mehmet Kasapoğlu mu?

 Dersini iyi çalışmış, konulara vakıf ve teklemeden anlattı teşkilatının Türk sporuna verdiği katkıyı...

Türk sporunun ekonomik olarak ayakta durmasını sağlayan bir kurumun en yetkilisi...

İşi kolay değil, ama üstesinden gelmeyi biliyor...

Ona da helal olsun...

Tabi ki bir “helal olsun”da sevgili Oğuz Tongsir Başkana...

Bu kadar “Britüs”ü olmasına rağmen, yıkılmadığı ve dimdik ayakta durduğu için...

En güvendiklerinin, karşı tarafın sözcüsü olmaları, belki yüreğinde derin yaralar açmıştır, ama en azından dostunu ve düşmanını görmüştür şu 3-5 gün içinde.