Sabit Horasan

Sabit Horasan

TSYD semineri

TSYD semineri

Türkiye Spor Yazarları Derneği genel merkezi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen, eğitim seminerlerinin 49’uncusu Antalya’da gerçekleştirildi.
İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adana, Bursa, Trabzon şubeleriyle birlikte Yurdun dört köşesinden 300’ü aşkın spor yazarı ve konuğun katıldığı seminer, derneğin ardına yakışır bir olgunluk içerisinde geçti.
Seminerin düzenlenmesinde emeği geçen, başta Genel başkan Esat Yılmaer ve eğitimden sorumlu asbaşkan Güray Soysal olmak üzere katkı sağlayanları ve üç gün boyunca durup-dinlenmeden çalışan dernek personelini gönülden kutlarım.
Seminer, geçen yıllara oranla daha eğlenceli, daha donanımlı olarak yapıldı dersek yanlış olmaz sanırım.
Olimpiyatlar, Dünya atletizm şampiyonası, sporcu gözüyle, futbolumuz nereye koşmalı, dün nasıl başardık bugün ne yapmalıyız, zirveye yürüyen hakemliğimiz, spor dünyasında kadının adı var, çağdaş bir spor kulübünün yönetimi nasıl olmalı,  ve spor medyasının geleceği nasıl olmalı konularının masaya yatırıldığı seminer boyunca spor yazarları bir araya gelerek hasret giderdiler. Seminer, Türk sanat müziğinin başarılı ismi, sanatçı Zekai Tunca’nın katıldığı gala gecesiyle sona erdi..
Seminerin açılışına Spor Bakanı Suat Kılıç, Milletvekilleri, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akay, Spor Genel müdürü Mehmet Baykan, Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, Bisiklet Federasyonu  Başkanı Emin Müftüoğlu katıldı.
Bakan Kılıç, konuşmasında 2012 yılında Konya ile birlikte 22 yeni stad, 18 kapalı yüzme havuzu, 60 gençlik merkezi yapılacağını dile getirdi.
Seminerin, hiç şüphesiz ki en ilgi çeken oturumları; teknik direktörler Fatih terim, Abdullah Avcı, Tolunay Kafkas ve Okan Buruk, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, hakemler; Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Deniz Dilan Göçek ile spor dünyasında kadının adı var konusunu masaya yatıran Dilara Gönder,  Aylin Kuyucu ve Şükran Albay’ın yer aldığı oturumlar oldu..
Sevim Dalgıç’ın başkanlık yaptığı oturumda, 3 ayrı TV’nin spikerleri Dilara, Aylin ve Şükran gerek tavırları ve gerekse mesleklerine hakim olmalarıyla dikkat çektiler ve konulara bilimsel yaklaştılar... Özellikle Dilara Gönder, kendisine güveniyle, hareketleriyle izleyiciler tarafından sık sık alkışlandı. Kadın spikerler, kendilerine yöneltilen bir soru üzerine de iş yerlerinde tacizle ilgili davranışlarla karşılaşmadıklarını, bunun bir yerde taciz değil bir beğeni olabileceğini dile getirdiler. 
Ulusal sporcuların katıldığı “Sporcu gözüyle” konulu oturumda konuşmacılar, genelde sorunları bulunmadığını, gerek Federasyonlar ve gerekse Devletten yeterli desteği aldıklarını dile getirdiler. Spor eğitiminin temelini Almanya’da alan tekvando Dünya şampiyonu Servet Tazegül, spor basınını amatör branşlara ilgili göstermediği için şikayet ederken, dil sürçmesi olacak ki, Almanya Milli takımını seçen Mesut Özil için “Türkiye’yi sattı” sözünü kullandı.  Bu, bir yerde Servet’in gençliğinin verdiği enerjiden, yetiştiği çevre ve mahalle baskısından kaynaklanmış olsa gerek.
Alman spor adamlarının katıldığı, “çağdaş bir spor kulübünün yönetimi nasıl olmalı” konulu oturumda, futbolda girişimciliğin ön planda olması gerektiği dile getirildi. Spor Hukuk kurulu başkan yardımcısı avukat Gurur Gaye Günal, başarılı bir kulüp yönetiminde bulunması gereken koşulları sıraladı. Bunların başında da şeffaflık, sorumluluk, hesap verebilme, eşitlik, strateji, kurumsallaşma, sabır ve kaynakların verimli kullanılması gelmekte. Ancak, bugün Türkiye’de faaliyet gösteren kulüplerde bu özelliklere sahip yöneticilerin bulmak ne yazık ki olanak dışı olsa gerek.
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu, bu yıl hakemlerin geçen yıllara oranla daha başarılı olduklarını dile getirerek, 6 hakem uygulamasının yararlı olacağını, ancak ülkelere bu tür uygulamalar için FİFA tarafından şimdilik izin verilmediğini söyledi.,. Türk hakemliğinin ileriyle gittiğini savunan Namoğlu, profesyonellik konusunda da izin gerektiğini sözlerine ekledi.
Kısacası, seminer TSYD’nin adına yakışır şekilde geçti ve sona erdi. Seminere katılan spor gazetecileri, bir sonraki seminerde buluşmak umuduyla bir birlerine veda ettiler.
Umarız ki, yeni seminerde, Türk sporunun en büyük sorunlarının başında gelen, “kulüp menacerliği” konusu gündeme getirilir.. Çünkü, Tük futbolunun gelişmesi, ileriye Avrupa düzeyine gelebilmesi için artık kulüplerin menacerlik sistemine geçmelerinin zamanı çoktan geçti bile.. Ama, baktığımız zaman Türk futbolunda hala futbol şube sorumlusu yöneticiler gösteriş için yakalarına akreditasyon kartı takarak saha içerisine girmekteler.. Kulüplerin sağlıklı bir yapıya kavuşması, transferlerde en az hatanın yapılabilmesi için menacerlik konusu kesinlikle yaşama geçirilmelidir.
Bunun da ötesinde, gündemi oluşturacak bir diğer önemli konuda, alt yapı sistemi ve yabancı futbolcu transferleri olmalıdır.. Bu yıl olduğu gibi kulüpleri kurtarma adına yabancı futbolcu transferi sayısının yüksek tutulması Türk futboluna zarar vermektedir. Bunun önüne geçilebilmesi için yabancı futbolcu kontenjanı sayısının 5’e düşürülmesi konusunda gerekli önlemler alınmalıdır. Bu iki önemli konuya TSYD’nin bir sonraki seminerde gündeme alarak öncülük etmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sabit Horasan Arşivi