Trafik magandaları!
Bir şehirde asıl olan vatandaş memnuniyeti ve huzuru ise, şehri yönetenlerin yapacakları çalışmalar ve alacakları önlemler son derece kıymetlidir...
Başka bir deyişle de, şehri yönetenlerin tek düşüncesi "vatandaşın huzuru" olmalı...
Her ne kadar süt döküp yalayacağınız asfaltlar, bisiklet yolları, insanların huzur içinde yürüyebilecekleri kaldırımlar yapsanız da nafile!..
Sebep?
Çünkü, aracınız varsa ve sürekli trafikte seyir halindeyseniz vay halinize!
Huzurlu olmanız mümkün değil...
İyi de neden?
Magandalar!
Hangi magandalar?
Hangisi olacak, tabi ki silahlı trafik magandaları...
Araçlarını modifiye yapan, şehir içinde fink atan, gecenin ilerleyen saatlerinde lastik yakan...
Başka?
Bıktıran düğün konvoylarında, gereksiz yere korna çalan...
Başka?
Trafiğin en yoğun olduğu caddelerde ya da sokaklarda makas atıp, aracınızı taciz eden…
Başka?
Kırmızı ile yeşilin tonunu karıştıran renk körleri!
Başka?
Daha ne olsun!
Maganda işte...
Trafik kurallarını hiçe sayan...
Bunlar ne Allah'tan korkuyor, ne de devletten...
Bir o kadar da yüzsüzler...
Üstelik "Kabahatler Kanunu"na göre yasak olan işleri yapıyorlar...
Ama dinleyen ya da yasaklara uyan kim?
xxx
Şoförlüğüm yok...
Ehliyetim de...
Araba kullanmasını bilmem yani...
Şoförün sağında oturanlardanım...
Anlayacağınız iyi bir gözlemciyim...
Burada da gözlemlerimi yazıyorum...
Konya trafiğinde insanın başı saniyede belaya girebilir...
Allah göstermesin katil de olabilirsiniz, yaralanabilir, sakat kalabilir ya da ölebilirsiniz...
Çünkü, trafik magandalarının sağı solu belli olmuyor...
Adam maganda!!!
Dediğim gibi, başınız her an belaya girebilir...
Evimize korka korka, işimize tırsa tırsa gidiyoruz...
Bu arada bayan sürücüler her ne kadar dikkatli olsalar da, onları da panikletiyor, kazaya zorluyor bu trafik magandaları...
Dahası taciz ediyor dingiller!
Hele de direksiyondaki genç bir kardeşimiz ya da kızımızsa...
Dedim ya yukarıda, "insanın başı her an belaya girer" diye, işte bundan...
"Ayıp değil mi yaptığın" dediğiniz zaman, ya "pişmiş kelle" gibi sırıtıyor ya da el frenini çekerek, "inersem görürsün gününü" der gibi, magandalığının son gösterisini yapıyor...
Karşılık versen bir türlü, vermesen iki türlü...
İtle dalaşacağına çalıyı dolanıyorsun...
"La havle" çekip yoluna devam ediyorsun...
Şükürler olsun ki şoförlüğüm yok!
xxx
Onlardan da bahsetmesem, diğerlerinin hatırı kalır!
Şu baba parası yiyen ve altlarında model model araçlar olan, sonradan görme "zengin evlerin şımarık sıpaları"ndan...
Onların da bu kenar mahalle magandalarından farkı yok...
Tek farkları mı?
Altlarındaki makinalar.
xxx
Başka bir trafik magandası da resimdeki gibi, araçlarını yaya kaldırımlarına park ederek, insanların yürüme alanlarına ipotek koyarak, huzuru kaçıranlardır...
İşte bir örnek...
Konya'nın en işlek caddelerinden birisi...
İnsanların kaldırımdan yola inmelerinin ya da karşıdan karşıya geçmelerinin, potansiyel bir kazaya sebebiyet olabileceği sıkıntılı bir cadde...
Maganda, ele güne aldırmadan ve büyük bir duyarsızlık ve pişkinlikle aracını bu işlek caddenin kaldırımına park etmiş...
İnsanlar yola iniyor, seyir halindeki araçlardan haklı olarak korna sesleri geliyor...
Ama, bu "zirzop"dan tık yok...
Aracını yaya kaldırımından çekmeyi düşünmüyor...
Yermisin, sabaha mı bırakırsın?
“Kardeş kaldır şu aracını buradan” diye ikaz etsen, al başına belayı...
Çünkü, maganda...
İşte bu şehrin huzuru böyleleri yüzünden yok...
Bu magandalar, bu şehre ve bizlere bir “cimbit” huzuru çok görüyorlar...
Yazımın başında da söylediğim gibi, şehri yönetenler, şehirde yaşayanların huzurunu düşünüyorlarsa, bu trafik magandalarının ipini çekmelidirler...
Çünkü, insanların can ve mal güvenliğini tehdit eden bu magandaların psikolojik vaka oldukları unutulmamalıdır.