Terörün çocukları
Terör uluslar arası alanda hep şikâyet edilen bir vakıadır. Bizim memleketimizde de senelerdir alıştığımız bir kavram ve olaylar zinciri olarak karşımızda duruyor. Kimsenin istemediği ve devletler olarak da asla râzı olunmayacak bir hâdisedir terör. Ayni zamanda ülkelerin milli servetlerini talan eder. Yakar-yıkar, vurar, kırar, öldürür.. Terörün dîni, dili, ırkı, rengi yoktur. Terör dâima yıkıcıdır, öldürücüdür vesselam.
Ancak bu işi destekleyenler var, bu işi bizzat organize edenler var. Yâni iş içinde işler var, tuzaklar var, belli güçler var. Silah satmak isteyen ülkeler asla terörün bitmesini istemiyorlar. Başka odaklar da istemiyorlar misâlen kaçakçılık ve uyuşturucu tâcirleri de işin içinde. Tabi bu iş için işsiz, güçsüz, şuursuz, iz’ansız, irâdesiz, gâfil insanlar bilhassa da gençler kullanılıyor.
İyi tamam, kabul de terörün kurbanları hiç mi görmezler bu pis işleri! Bir insan olarak nasıl bulaşırlar böyle kirli işlere diyorsunuz içsel âleminizde? Fakat konu şu açmazlardan dolayı gençleri maalesef içine çekiyor.
Bu hususta yapılan araştırmalar gösteriyor ki; “Küresel yoksullukla yapılan mücâdeledeki başarısızlık, küresel göç sayılarındaki ciddi artış ve yıkılan Doğu Blokundaki kamu otoritesi boşluğunun getirmiş olduğu uyuşturucu madde, silah ve insan kaçakçılığı patlaması sanılanın aksine, en çok uluslar arası suç ve terör örgütlerinin elini güçlendirdi.. Bugün, söz konusu güçlerin yedi ile dokuz trilyon dolar arasındaki finansal gücü kontrol ettikleri düşünülmekte…
II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, yaklaşık 45 yıl süren Soğuk Savaş dönemi, iki kutuplu bir dünya jeopolitiğinde, dünya vatandaşlarını ilgilendiren birçok meselenin adeta 'derin dondurucu'ya konmasına sebep olmuştu. Berlin Duvarı yıkılıp, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, 'küreselleşme' denen olgunun önündeki baraj, set de yıkıldı ve dünya ekonomisinde hızlı bir dönüşümün başladığına şâhit olduk. Başlangıçta bu dönüşümün dünya ekonomisini iki kutuplu bir küresel gerginlikten kurtarması nedeniyle, genel bir iyimserlik ortalığa hâkimdi. Ancak ilerleyen yılların farklı menfi getirileri oldu.
İrlanda Kurtuluş Ordusu'nun (IRA) bir kuryesi yakalanır. İngiltere'nin meşhur polis teşkilatı Scotland Yard ve İç İstihbarat Birimi MI5 kendisini sorgular. Sorgunun sonunda, IRA kuryesi olan genç der ki, ‘benim de size bir sorum var'. 'Sor bakalım', 'ben bir Kuzey İrlandalı genç olarak, sizce normal bir işte çalışsam, ayda ne kazanırım?'; 'Eğer lise mezunu isen, taş çatlasa bin 400 ile bin 600 pound, üniversite mezunu olsan 2 bin 200 ile 400 pound arası kazanırsın'; 'Beyler, ben IRA kuryeliğinden haftada 6 bin pound kazanıyorum.’ Bugün, uluslararası suç ve terör örgütlerinin kontrolündeki finansal güç ve varlık, dünyâda bu örgütler adına çalışmak isteyen binlerce gönüllü, başıboş gezen gençleri mıknatıs gibi çekmektedir.
Küresel sistem, kapitalizmin katma değer dağılımıyla ilgili sorunlarına bağlı olarak, yaşam standartlarında beklenen ölçüde bir iyileşme sağlayamamıştır. Terör, bugün yoksulluktan, eğitimsizlikten, mülteci kamplarından, ölmek ile yaşamak arasında bir tercihi kalmamış, kaçak göç yollarındaki milyonlarca insandan beslenen bir mekanizmaya dönüşmüştür.
Diğer yazımızda konuya devam edeceğiz efendim, hayırla kalınız.
Not: : Yazımızda, Kerem Alkin’in “Terörün kaynağı ‘küresel’ ölçekte kurutulmalı” isimli makalesinden bilgiler vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.